Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre; Çaydurt Mahallesi’nde çocuğundan yaşlısına 148 kişi sudan zehirlendi. Ancak iddianamede sadece 86 kişi müşteki olarak, hayatını kaybeden Eyüp Ertem’in ailesi de suçtan zarar gören sıfatıyla yer aldı.
Günlerce yoğun bakımda yatanlar oldu
Habertürk’ten Ceylan Sever’in haberine göre, iddianameye göre 23 Temmuz 2022’de Kurban Bayramı zamanında köyde salgın baş gösterdiği anlatıldı. Yuva Köyü Çaydurt Mahallesi sakinleri hastanelere akın etti. 49 yaşındaki Eyüp Ertem hayatını kaybederken, günlerce yoğun bakımda yatanlar oldu. Çocuğundan yetişkinine koskoca bir köy felaketi yaşadı. Böbrek yetmezliği yaşayanlar, erken doğum yapanlar, defalarca kalbi duran ve yeniden hayata tutunanlar… Hatta hareket kabiliyetini engelleyecek şekilde vücudunda kalıcı hasar kalan bile oldu.
Peki koca bir köy sudan nasıl zehirlendi? Soruşturma kapsamında alınan otopsi raporunda “E Coli” bakterisine, yani tavuk dışkısının neden olduğu bir enfeksiyona rastlandı. Aynı zamanda Ertem’in kanında arsenik de tespit edildi. Ancak oranının çok düşük olduğu belirtildi. Köydeki şebeke suyundan alınan numuneler incelendi, hazırlanan raporlara göre; otopside çıkan bakteriye burada da rastlandı.
İlkbahar ve sonbaharda olmak üzere yılda iki kez köyün sondaj deposunun klorlanarak temizlenmesi gerektiğini belirten savcı, “Bu görevi yerine getirmeyen muhtar ve onu denetlemeyen Bolu İl Özel İdaresi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü kusurludur” dedi.
‘Su kalitesi denetlenmedi, salgın zamanında fark edilmedi’
İçme ve kullanma suyunun kalitesinin izlenmesinden ve denetiminden sorumluluğu bulunduğu halde, salgın oluşma ihtimaline karşı gerekeni yapmadığı için Halk Sağlığı Hizmetleri başkanı da kusurlu bulundu. Salgın baş göstermeden önce nöbetçi oldukları sırada Sağlık Bakanlığı sistemine girip gerekli kontrol ve izlemi yapmadıkları, sistem tarafından verilen salgın uyarısını zamanında fark etmedikleri için İl Sağlık Müdürlüğü hemşirelerinin de kusurlu olduğu belirtildi.
Bu nedenle iddianamede; köy Muhtarı, İl Özel İdaresi Su Ve Kanal Hizmetleri Müdürü ve İl Sağlık Müdürlüğü Birim Amiri hakkında “Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İl Sağlık Müdürlüğü görevlisi iki hemşire hakkında da “Görevi Kötüye Kullanma” suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianame kabul edilirse sanıklar önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.
Müştekilerin avukatı Tunahan Sarıalan da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Biz başından beri bu olayın bir ihmaller zinciri olduğunu ve bu kurumların kusurlu olduğunu yazılı ve sözlü olarak belirtmiştik. Ancak yine de bilirkişi raporunun, tartışılmayan hususlar sebebiyle yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Rapora ve kusurlu bulunmayanlar hakkında verilen takipsizlik kararına itirazlarımızı yapacağız. En başında da olduğu gibi yine sürecin takipçisi olacağız.” dedi.