AA muhabirinin edindiği bilgilere göre, Bakanlık, ilki 2018’de tamamlanan “Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Saha Araştırması”nın ikincisini gerçekleştirmek için harekete geçti.
Bu kapsamda, Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü öncülüğünde, TÜİK Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi üzerinden belirlenen, Türkiye genelindeki 15 bin 430 hane ile yüz yüze görüşmeler başlatıldı.
Sağlık Okuryazarlığı Ulusal Eylem Planı (2023-2026) doğrultusunda gerçekleştirilen araştırmayla “bireylerin sağlıkla ilgili bilgilere ulaşması, anlaması ve kullanması için gerekli bilişsel ve sosyal beceriler” olarak tanımlanan sağlık okuryazarlığının ülke genelindeki son durumunun saptanması hedefleniyor.
Çalışma, Kovid-19 salgınının ardından “sağlık okuryazarlığı” alanında bu ölçekte yapılan ilk ve en büyük araştırma olma özelliğini taşıyor.
Araştırma sonuçları, sağlık okuryazarlığının mevcut durumunun belirlenmesi ve bu doğrultuda toplumu bilgilendirmeye yönelik atılacak yeni adımlara ışık tutacak.
“Hastalığınızın belirtilerini biliyor, ilaçları doğru kullanabiliyor musunuz?”
Bakanlık, bu araştırma kapsamında kişilere, herhangi bir sağlık sorunu yaşadığında hangi kanallara başvurduğu, nasıl hareket ettiği, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS), e-Nabız gibi resmi sağlık uygulamalarından ne ölçüde haberdar olduğuna yönelik sorular yöneltiyor.
“Hastalığınızın belirtilerini biliyor, ilaçları doğru kullanabiliyor, gıda ambalajlarını ve termometreyi doğru okuyabiliyor musunuz?” şeklindeki soruların yer aldığı araştırmanın konu başlıkları arasında sağlıkta şiddetle mücadele kapsamındaki toplumsal farkındalığın ölçülmesi de bulunuyor.
Akılcı antibiyotik kullanımı, obezite ve bağımlılıkla mücadele sorularının bulunduğu araştırmayla, sağlık okuryazarlığı düzeyinin demografik özelliklere, sosyoekonomik koşullara ve sağlıkla ilgili konularda bilgi kaynağı olarak kullanıldığı belirtilen iletişim araçlarına göre nasıl değiştiği incelenecek.
İlk araştırmada 10 kişiden 7’sinin sağlık okuryazarlığı düzeyi düşük çıktı
Bakanlığın 2018’de, ülke genelini temsil eden 9 bin 980 haneyle gerçekleştirdiği “Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Düzeyi ve İlişkili Faktörleri Araştırması” sonuçlarında, yaklaşık 10 kişiden 7’sinin sağlık okuryazarlığı düzeyi düşük çıkmıştı.
Bu araştırmada, yetersiz sağlık okuryazarlığı sıklığı, bilgi kaynağı olarak herhangi bir iletişim aracını kullanmayanlarda yüzde 56,8 iken kullananlarda yüzde 18,1 olarak saptandı.
Sağlıkla ilgili en çok kullanılan iletişim araçları sırasıyla internet, televizyon, gazete, cep telefonu, akıllı telefon uygulamaları ve kitaplar oldu.
Araştırma sonuçlarında, kitle iletişim araçlarında yer alan sağlıkla ilgili bilgilerin güvenirliliğini değerlendirmede toplumun yarısının zorlandığına dikkat çekilerek, sağlık alanında resmi kaynakların referans alınmasının öneminin bir kez daha ortaya çıktığı vurgulandı.