Tarihler 1817 yılını gösterirken Thomas Jefferson Beale adında bir adam ve arkadaşları, ABD’deki Kuzey New Mexico’da bufalo avına çıktı. 30 kişilik grup tam da bu sırada çokça altın, gümüş ve mücevherlerden oluşan bir hazine keşfetti. Ancak elde ettikleri serveti güvenli bir yere taşımak söz konusu olduğunda ekip içinde anlaşmazlık çıktı. Çözüm olarak ekip altınları Virginia’ya taşımaya karar verdi. Nakliyat tamamlandıktan sonra da tüm hazineyi demir çömleklerin içine koyup yerin yaklaşık bir buçuk metre altına gömdüler.
Thomas J. Beale, sevkiyat esnasında sırlarını, Lynchburg’da bir otel işleten Robert Morriss’e anlattı. Otelden ayrılırken de 10 yıl boyunca açmaması için ona bir kasa emanet etti. Bu kasada bazı talimatlar ve bir dizi şifreli metin yer alıyordu. Beale Morriss’e, o ve arkadaşlarının geri dönmemeleri durumunda bu talimatlarla hazineyi bulmasını ve hayatta kalan kişilerin akrabalarına dağıtmasını söyledi. Morriss, gerçekten de sözüne sadık biriydi. Bu ekipten herhangi bir kişinin geri dönmesini için tam 23 yıl bekledi. Sonunda umudunu kesince kutuyu açtı. Kutuda üç adet şifreli metin ve bir mektup bulunuyordu. Şifreli metinler, bir ila üç basamak uzunluğunda bir dizi sayıdan oluşuyordu. Morriss, yıllarca şifrelerini çözmek için çalışsa da başarılı olamadı. Sonucunda da ölümünden yaklaşık bir yıl önce yani 1863 yılında kutuyu James B. Ward’ verdi.
Kimse çözmeyi başaramadı
Kutudan çıkan şifrelerle uğraşmaya başlayan Ward, biraz da tesadüfen ikinci şifreli metni çözmeyi başardı. Bu metin Bağımsızlık Bildirgesi’ndeki kelimelerin numaralanması ve sonrasında bunların kaydırılmasıyla oluşturulmuştu. Şifresini çözebildiği mesaj ona kasanın içeriğinin bir listesini veriyordu. Mesajda, “Buford’dan yaklaşık 4 mil uzaklıkta, Bedford bölgesinde bir yere, adlarını 3 numaralı şifrede verdiğim şahıslara ait olan eşyaları gömdüm” bilgisi yer alıyordu.
Ancak Ward, hazinenin tam yerini ve grubun bir parçası olan adamların listesini bildiren diğer iki mesajın şifresini uzun yıllar denedikten sonra çözemedi. Söz konusu bu olayı halka açıklamaya karar veren Ward, broşür yayınlamaya başladı. Broşürde, “Yukarıdaki rakamlar sizin için bir şey ifade ediyorsa tebrikler: 2 bin 921 pound altın, 5 bin 100 pound gümüş ve 1.5 milyon dolarlık değerli mücevherler sizindir çünkü az önce Thomas J. Beale’in yaklaşık 200 yıl önce gömdüğü hazinenin yerini belirten şifreyi çözdünüz” yazısı yer alıyordu.
Şifrenin gizemi ne?
Ward’a göre, Beale Şifreleri, Thomas J. Beale adlı gizemli bir kişi tarafından saklanan büyük bir hazinenin yerini açıklıyordu. Ancak üç sayfa olan metinde sayılardan başka hiçbir şey yer almıyordu. Birçok kişi mesajların şifresini çözmeye çalıştı ancak pek çoğu bu konuda başarısız oldu. Birkaçı başarılı olduklarına karar verdi ancak şifre çözme teknikleri hatalıydı. Bu da çok yanlış sonuçlara yol açtı. Boşu boşuna bir sürü yanlış yer kazılırken, kimileri de şifreleri çözmek için tüm mal varlığını harcadı.
1897 ve 1912 yılları arasında George ve Clayton Hart adlı iki kardeş, Beale Şifresi’ni çözme yarışmasına katıldı. Sonuçta şifrenin bir bölümü için ‘Bağımsızlık Bildirgesi’ kullanılmıştı. Bu nedenle, diğer iki şifre için de anahtar işlevi görecek belgeleri aramaya başladılar. Bu amaçla bir medyum bile kullandılar ama yine de hiçbir şey bulamadılar. 1968’de Beale Şifresi Derneği kuruldu. Bir grup insan, kaynaklarını ve yeteneklerini bir araya getirerek sonunda gizemi çözebileceklerini umdular. Ancak Milliyet’te yer alan habere göre, Beale belgelerinin hikâyesini detaylandırma da başarılı olmalarına rağmen hazineyi bulamadılar.
Geçen yüzyılda bu şifreyi kırma çabası bilgisayar bilimcilerini ve komplo teorisyenlerini cezbetti. Ancak hepsi başarısız oldu. Neredeyse 2 yüzyıl sonra bile talimatlar hâlâ çözülemedi ve hazine henüz bulunamadı. Peki, halk arasında “Beale Hazinesi,” kripto analistler arasında ise “Beale Şifreleri” olarak anılan olayın gizemi ne? Aslında Beale belgelerinin gizemine dair ilk ipuçlarından biri, Morriss’ten Ward’a gönderilen mektuplarda yer alıyor. Çünkü bu mektuplarda verilen tarihlerin birçoğunun gerçek olaylarla uyumu bulunmuyor. İşin daha da ilginci, 19. yüzyılın başlarında Virginia’da Thomas Jefferson Beale’in var olduğuna dair de sağlam bir kanıt yok. Ayrıca Kaliforniya’da altın bulunan bir keşif gezisine dair de hiçbir kayıt bulunmuyor. Ward, birçok broşürle birlikte çıkan bir yangında kaybolduklarını söylediği için kağıtların orijinaline de erişilemiyor.
Hazine neden bulunamıyor?
Eğer Beale mektupları bir aldatmacaysa, sahtekârlık için muhtemelen üç aday bulunuyor. Bunlar; Beale’in kendisi, Morriss ve Ward. Ancak Ward’ın bu işten kâr eden tek kişi olduğu söylenebilir. Sonuçta broşürü yayınladıktan sonra her kopya için bir ücret kazandı. Ayrıca broşürdeki kelime kullanımına ilişkin istatistiksel çalışmalar, muhtemelen içindeki tüm metinlerin tek bir kişi tarafından, büyük olasılıkla Ward tarafından yazıldığını gösteriyor. Bu kanıt ve çok daha fazlası, çoğu kişiyi hazine hikâyesinin, kodların ve hatta Thomas J. Beale karakterinin, broşür satmak için tasarlanmış bir yalanın parçası olduğuna ikna etmeye yetiyor. Başka bir deyişle, kimsenin Beale’in hazinesini bulamamasının nedeni, bulunacak bir hazine olmamasında yatıyor.
Sayıların anlamı
Ancak servet arayanlardan bazıları, altının onlarca yıl önce çıkarıldığını iddia ediyor. Diğerleri bunun asla var olmadığını söylüyor. Sonucunda Beale’in Şifreleri, ilgi çekici çözülmemiş hikâyelerden biri olmaya devam ediyor. Beale Şifreleri, bütün profesyonel çalışmalara rağmen sırrını koruyor. Peki söz konusu bu olay sadece bir hikayeyse, şifresi çözülmemiş iki mesajın anlamı ne? Onların sadece rastgele sayı dizileri olduğunu söyleyebilir miyiz?
1971’de Dr. Carl Hammer, şifresi çözülmemiş mesajlar üzerinde bir bilgisayar çalışması yaptı. Sonucunda sayılarda bazı döngüsel kalıplar olduğunu fark etti. Yani bu sayılar rastgele yazılmamıştı. Peki, deşifre edilmemiş mesajlar bize ne söylüyor? Gerçekten bir hazinenin yeri mi? Ya da hikâyenin Ward tarafından uydurulduğuna dair bir onay mı? Ne yazık ki biri mesajların şifresini çözene kadar bu soruların cevabı asla bilinemeyecek.