AA muhabirinin emtia piyasasında işlem gören 18 ürünün fiyat hareketlerinden derlediği bilgilere göre, 2021’de 13 ürün yatırımcısına kazandırırken, 5’i kaybettirdi.
Geçen yıl ABD’deki ekonomik destek paketine ilişkin gelişmeler, emtia üretim tahminlerindeki düşüşler ve ekonomilerin toparlanmasıyla birlikte küresel talepte görülen artış emtia fiyatlarını genel olarak olumlu etkiledi.
Altyapı ve yeşil enerjiye yönelik yatırımların artacağına yönelik beklentiler de emtia fiyatlarındaki artışı destekleyen diğer önemli bir unsur oldu.
Analistler, ekonomilerde kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte özellikle Çin’in talebinin artmasının da emtia fiyatlarını olumlu etkilediğini belirtti. Bunun yanında emtia ihracatında görülen artışla birlikte arz tarafında görülen endişeler de fiyatları yukarı yönlü etkiledi.
Emtia piyasasında geçen yıl yatırımcısına en fazla kazandıran ürün yüzde 76,3 ile kahve oldu. Kahveyi, yüzde 50,8 ile Brent petrol, yüzde 46,4 ile pamuk, yüzde 41,9 ile alüminyum, yüzde 40,8 ile doğalgaz izledi. Geçen yıl çinko yüzde 31,9 getiri sağlarken, bakır yüzde 26, nikel yüzde 25,5, mısır yüzde 22,6, şeker yüzde 21,2, buğday yüzde 20,3, kurşun yüzde 18,4 değer kazandı. Emtia yatırımcısı geçen yıl en az kazancı yüzde 2,2 ile soya fasulyesinden sağladı.
Kahve fiyatı artan talep ve arza yönelik endişelerle yükseldi
Ekonomilerdeki kısıtlamaların kaldırılacağı beklentisi ile artan talep beklentileri geçen sene kahve fiyatlarını olumlu etkiledi. Kahve zincirleri ve turizm sektörünün açılmasının kahve talebine olumlu yansıdı.
Dünyanın en büyük kahve üreticisi olan Brezilya’daki kuraklık endişeleri de kahve fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi. Ülkede düşük yağışlar arz sıkıntılarına ve kahve ihracatında gecikmelere neden oldu.
Brent petrolün yükselmesinde de geçen sene dondurucu soğukların ham petrol arzını sekteye uğratması önemli faktörlerden bir tanesi oldu. Yemen’de İran destekli Husilerin dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan’ın petrol limanı ve tesislerine düzenlediği saldırılardan sonra meydana gelen arz kaynaklı endişeler, ABD’nin en büyük petrol boru hatlarından birinin siber saldırıya uğraması, ABD’nin ticari ham petrol stoklarındaki düşüşler, aşılama programlarının hız kazanması sonrasında seyahat kısıtlamalarının kalkması ve yaz döneminde seyahatlerin artışa geçmesi dolayısıyla petrol talebinde oluşan iyimser görünüm fiyatların yükselişinde rol oynayan diğer önemli sebepler arasında yer aldı.
Pamuk, şeker, mısır ve buğday gibi tarım emtiaları da talebin artmasına karşın üretim tahminlerindeki azalış, ihracatın artması, arza yönelik endişeler ve olumsuz hava koşularının üretimi etkilemesiyle geçen sene yükseliş kaydetti.
Çin’de talebin artmasıyla alüminyum ve bakır başta olmak üzere metaller de yatırımcısının yüzünü güldürdü. Analistler, bakırın özellikle küresel ekonomik toparlanmanın referans emtiası olarak kabul edildiğini vurgulayarak, ekonomilerin toparlanması sonrasında üretimin canlanmasıyla artan talebin bakır fiyatlarının yükselmesini sağladığını söyledi.
Alüminyum fiyatlarında da özellikle Gine’deki askeri darbenin arzda yarattığı endişeler ve talep artış gibi nedenlerle sert yükselişler görülmüştü.
Doğalgaz fiyatları da özellikle Rusya’yla Avrupa ülkeleri arasında teslimata ve arza yönelik yaşanan sıkıntılarla artış kaydetti.
En fazla paladyum değer kaybetti
Emtia piyasasında geçen sene en fazla yüzde 22,3 ile paladyum değer kaybetti. Paladyumu yüzde 11,9 ile gümüş, yüzde 9,9 ile platin, yüzde 3,8 ile altın, yüzde 3,2 ile kakao izledi.
Küresel otomotiv üretiminde görülen çip kriziyle birlikte talebin azalması özellikle paladyum ve platin fiyatlarını olumsuz etkiledi.
Analistler, gelişmiş ülke merkez bankalarının şahinleşen para politikaları, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanlığına Jerome Powell’ın tekrar aday gösterilmesi sonrası azalan belirsizlikler ile yatırımcıların güvenli limanlardan ayrılma eğilimi gibi faktörlerin altının geçen sene değer kaybetmesinde önemli rol oynadığını aktardı.
Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede 2021 yılına salgın krizi ve ABD Merkez Bankası (Fed) kararlarının damga vurduğunu belirtti. Yıla başlarken sınırların kapanması ve yeni varyant endişeleri etkili olurken, yılın sonuna doğru ise Fed kararlarının öne çıktığını ifade eden Ergezen, “Tabii ki tek etkili olan konular bunlar değildi ama en etkilileri oldu. Bunun haricinde her emtianın kendine has değişkenleri mevcuttu.” dedi.
Ergezen, salgın krizi nedeniyle merkez bankaları tarafından sağlanan likiditenin bütün ekonomik dengeleri belirlemeye devam ettiğini aktardı.
Likiditenin artmış olmasının salgın nedeniyle tedarik zinciri sıkıntıları ile birleşince, emtia tarafında hızlı değerlemelerin gerçekleştiğini dile getiren Ergezen, bazı ürünlerde yaşanan hızlı fiyat artışlarının kriz niteliğinde endişelere sebep olduğunu vurguladı.
Ergezen, burada özellikle enerji fiyatlarındaki artışın yılın ikinci yarısında birçok dengeyi değiştiren olaylardan biri olduğunu kaydetti.
Yüksek likiditenin büyümeyi desteklediğini söyleyen Ergezen, “Yüksek büyüme ise enflasyonda artışa yol açıyor. Dolar endeksi zayıf kalıyor, emtia fiyatları artıyor. Bu etkiye, bir de salgın nedeniyle oluşan tedarik zinciri sıkıntılarını eklediğimizde, emtia fiyatlarındaki artışın boyutu da artıyor. Yılın ikinci yarısında ise ABD Merkez Bankası’nın varlık alımlarını azaltacağı endişeleri ve faiz artırımlarının başlayacağı beklentisi etkili olmaya başladı. Bunun sonucunda ise dolar endeksinde değerlenme görmeye başladık. Dolar endeksindeki değerlenme emtialar üzerinde satış baskılarının artmasına yol açtı. 2021 yılını böyle özetlemek mümkün.” diye konuştu.
“Endüstriyel metallerde yukarı yönlü beklenmedik fiyat hareketleri görüldü”
Ergezen, özellikle endüstriyel metallerde yüksek likidite-yüksek büyüme denklemi nedeniyle yukarı yönlü beklenmedik fiyat hareketleri görüldüğünü belirtti. Artan büyümenin artan talebi beraberinde getirdiğini ifade eden Ergezen, artan talebin ise salgın sürecinde oluşan tedarik zinciri sıkıntıları nedeniyle tam anlamıyla karşılanamadığını bildirdi.
Bunun da talebi yüksek olan emtiada yukarı yönlü beklenmedik fiyat hareketleri görülmesine yol açtığını aktaran Ergezen, bu süreç içerisinde navlun fiyatları hızla artarken, konteyner maliyetlerinin de aynı şekilde yükseldiğini dile getirdi.
Ergezen, bunun sonucunda ise küresel bir tedarik zinciri sıkıntısı kaynaklı, emtia fiyatlamaları görüldüğünü vurguladı.
Bakır, demir cevheri, alüminyum gibi emtiada bunun örneğinin yaşandığını söyleyen Ergezen, yılın ikinci yarısında kısıtlamaların bir miktar azalmasıyla birlikte bu ürünlerde kar satışları ve aşağı yönlü fiyatlamalarda oluştuğunu kaydetti.
Ergezen, tarım emtiasında da yukarı yönlü fiyatlamaların görüldüğünü belirterek, yüksek likidite ve yüksek büyümenin tarım emtiasına da talep olarak yansıdığını ifade etti.
Bunun yanı sıra salgın nedeniyle bazı emtia gruplarında talepte düşüşün hiç görülmediğini, bazı emtiada ise çok etkili olduğunu bildiren Ergezen, “Ama genel olarak tarım emtiaları için pozitif bir yıl oldu. Yılın sonuna doğru ise bir tarafta enerji fiyatlarındaki artış, diğer tarafta gübre fiyatlarındaki artış, tarım emtialarında fiyatlamaların yükselmesine yol açtı. Bunun yani sıra mısır ve şeker gibi petrol fiyatları ile korelasyonu yüksek olan emtialarda da yukarı yönlü seyir izledik. Ekonomik gelişmelere duyarlı, pamuk ve kahve gibi emtialarda ise özellikle salgın etkisinin azalıyor olduğu beklentisi yükselişlere sebep olmuştu. Yeni varyantlar çıksa bile ekonomik aktivitelerin durmuyor olması, bu emtia grubunda geri çekilmeler olsa bile fiyatlamaların güçlü kalmasına yol açtı.” diye konuştu.
Enerji tarafında da 2021 yılında çok güçlü fiyatlamalar görüldüğünü belirten Ergezen, şunları kaydetti:
“Bunun en büyük nedeni salgın etkilerinin azalmasıyla birlikte talep tarafında görülen canlanma idi. Bu canlanma Brent petrol fiyatının 80 dolar seviyesinin üzerine çıkmasına yol açtı. Doğal gaz fiyatı ise bir taraftan talepte meydana gelen canlanma, diğer taraftan özellikle Rusya kaynaklı arz endişeleri nedeniyle hızlı yükseliş gösterdi. Bunun küresel anlamda birçok olumsuz etkisi oldu. Doğal gaz fiyatlarındaki artış nedeniyle birçok şirket faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı veya fiyatlarını yükseltti. Bunun sonucunda enflasyon endişelerinin artmasına yol açtı. Diğer taraftan ise yüksek doğal gaz maliyetleri nedeniyle birçok şirket, alternatif olarak petrol kullanımına yöneldi. Fakat net olarak gerçekleşen bir şey varsa, o da enerji fiyatlarındaki artışın birçok emtiada maliyet artışına yol açtığını gördük ve enflasyonu olumsuz etkilediğine şahit olduk.”
2022 yılında ise emtia piyasasını zor bir yıl bekliyor
Ergezen, 2022 yılında ise emtia piyasasını zor bir yıl beklediğini aktardı. Bir tarafta üretim maliyetlerindeki artış ve enflasyon, diğer tarafta ise faiz artırımı ile artacak fiyat baskısının yer aldığını dile getiren Ergezen, 2022 yılını anlamak için öncelikle temel dinamiklere bakmak gerektiğini söyledi.
Ergezen, “Merkez bankaları faiz artırıyor. Bu durumda ekonomik büyümenin olumsuz etkilenmesi beklenir. Aynı zamanda dolar endeksi değer kazanır. Büyümenin azalması, talebin azalmasına yol açacak. Dolar endeksinin artması ise fiyatı dolar bazlı belirlenen emtialarda, maliyet düşüşüne ve dolayısıyla fiyat baskısına yol açması beklenir. Bu durumda merkez bankalarındaki faiz artışına paralel, emtiaların genelinde de satış baskısının arttığını görmemiz oldukça olası görünüyor.” değerlendirmesinde bulundu.