İkram Göktaş, “Bankacılık Söyleşileri” kapsamında AA muhabirine katılım finans sektörü ve Vakıf Katılım’ın 2021 yılı değerlendirmesini ve 2022 yılına ilişkin öngörülerini paylaştı.
Türk bankacılık sektörünün salgın döneminde oldukça hızlı reaksiyon gösterdiğini belirten Göktaş, “Teknolojik altyapı olarak aslında hazır olduğumuzu gördük. Pandemi öncesinde tüm bankaların ve finansal şirketin müşterilerini dijital taraflara yönlendirme konusunda ciddi gayretleri vardı. Dijitalleşme istediğimiz hızda ilerlemiyordu. Pandemiyle bunun değiştiğini gördük. İnsanlar işlerini evden yapar hale geldiler. Bankacılık işlemlerinin de evden yapılabildiği, QR kodla ATM’den el değmeden para çekilebildiğini gördükçe bunları uygular hale geldiler. Bu manada bankacılık sektörünün pandemiden avantajlı çıktığını düşünüyorum.” dedi.
Göktaş, salgın sonrasında evden çalışma sisteminin iş modeli haline geldiğini ve kalıcı olacağını söyledi. Salgın dönemde kamu bankalarının ve finans kuruluşlarının piyasaya önemli destek verdiklerini ve yapılandırma taleplerinin karşılandığını anlatan Göktaş, katılım bankacılığı mekanizmasının krizlere karşı oldukça dayanıklı olduğunun altını çizdi.
2008 küresel finans krizinde Katolik dünyasının ruhani lideri Papa 16. Benedictus’un katılım finans sisteminin incelenmesini ve kendileri tarafından da adapte edilmesini istediğini hatırlatan Göktaş, katılım bankacılığına herkesin ihtiyacı olduğunu, kriz dönemlerinin de böylece çok rahat atlatıldığını dile getirdi. Göktaş, kriz olmasına rağmen katılım finansın büyümesini sağlıklı bir şekilde sürdürdüğüne dikkati çekti.
“Pazar payı yüzde 7,5’lere taşındı”
İkram Göktaş, salgının beraberinde getirdiği ekonomik durgunluk ve kredi müşterilerinin yaşadığı darboğazın 2021 yılında sektörü en çok zorlayan konulardan birisi olduğunu söyledi.
Bu zorlukların kredi ve borçların yeniden yapılandırılması, piyasaya ciddi manada likidite desteği verilmesi suretiyle atlatılmaya çalışıldığını belirten Göktaş, “Katılım finans kuruluşları olarak kâr odaklı değil paydaş odaklı bir sektörüz. Elbette ki hedefimiz kâr ama bizim mekanizmamızda kârlılığı öne çıkartarak finansmanı geri çağırma, kâr payı oranlarını yukarı yönlü değiştirme yaklaşımı içinde olmadık. Ortaya koyduğumuz faaliyetlerle kriz dönemini en iyi şekilde atlatan sektörlerin başında olduğumuzu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Göktaş, katılım bankalarının nakdi finansman büyümesinde sektöre göre pozitif ayrıştığını vurguladı.
Toplanan fonlar tarafında da katılım bankalarının sektöre göre daha hızlı büyüme kaydettiğinin altını çizen Göktaş, katılım bankalarının bu dönemde, hem gerçek kişi hem tüzel toplanan fonlarda sektörden güçlü büyüdüğünü dile getirdi.
Göktaş, şöyle devam etti:
“Katılım bankacılığı sektörü, 2021 yılı ekim ayı itibarıyla aktif büyüklüğünü 555,2 milyar TL’ye ulaştırdı. Yılbaşında yüzde 7,16 olan sektör içindeki pazar payını ekim itibarıyla yüzde 7,5’lere taşındığını görüyoruz. Yılın ilk on aylık döneminde nakdi finansman hacmi yılbaşına kıyasla yüzde 23 arttı ve 313,1 milyar TL’ye geldi. Toplanan fon hacmi yüzde 31 artışla 419,1 milyar TL’ye yükseldi. Yılın son döneminde yaşanan kurdaki artışın etkisi, bilanço kalemlerindeki nominal büyümelere yansıyacaktır. Bu minvalde, yıl sonu itibarıyla katılım bankacılığının nakdi finansmanlarının geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 50’ye yakın; toplanan fonların ise yüzde 65’in üzerinde büyüme kaydetmesi beklenmektedir.
2022 yılında salgının etkilerinin azalmasıyla ekonomik sistemde hızla iyileşme olacağını düşünüyoruz. Ekonomik indikatörlerin kaydettiği pozitif ivmenin sürdürülmesi, üretim ve yatırım koşullarının iyileşmesi, reel sektör aktivitesindeki canlanmanın etkileriyle, katılım bankalarının 2022 yılında hem nakdi finansman hem de toplanan fon kalemlerinde ortalama yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme kaydedeceğini öngörüyorum.”
“Ülkemizi katılım finansın merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz”
İkram Göktaş, sadece bankacılık sektöründe değil tüm sektörlerde dijitalleşmenin ön plana çıktığını söyledi. Maliyetlerin aşağı çekilmesinde önemli bir unsur olan dijitalleşmenin işleri çok hızlı ve hatasız yapma imkanı da sunduğunu belirten Göktaş, TKBB olarak “Katılım Bankacılığı Dijital Araştırma Raporu” hazırladıklarını, gelişmiş müşteri deneyimi, operasyonel verimlilik, yeni nesil teknolojiler, mevzuat düzenlemeleri, fintek ekosistemi, açık bankacılık, finansal olanaklara erişim, neo-bankalar ile sürdürülebilir finans ve dijitalin öne çıkan konular olduğunu ifade etti.
Salgının itici gücüyle birlikte 2020 yılı üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 3,1 milyon olan aktif dijital müşteri sayısının, 2021 yılı üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 3,6 milyona yükseldiğini aktaran Göktaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu yüzde 16,3’lük bir büyümeye tekabül ediyor. Bu 3,6 milyon olan aktif dijital müşteri sayısının; yüzde 86’sı sadece mobil bankacılığı, yüzde 6’sı internet bankacılığı, yüzde 8’i ise her iki kanalı da kullanmaktadır. Dijitalleşme yolunda yakalanan ivmenin artarak devam etmesi bekliyoruz ve bunu katılım bankacılığının geleceği için elzem görüyoruz.
İstanbul Finans Merkezi, Türkiye’nin global finans merkezi olması yolunda önemli bir proje. Önümüzdeki dönem için gerekli olan büyümeyi yakalayarak ülkemizi finans merkezi ve özellikle katılım finansın merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Bütün bunları yakalayabilmek için fintek iş birliklerini çoğaltacağız. Finansal okuryazarlığı artıracağız, insan kaynağımızın konuyla ilgili yeterli donanımda olmasına dikkat edeceğiz. Ürün ve hizmetlerimiz hakkında müşterilerimize etkin bir bilgi akışı sağlayacağız. Açık bankacılık üzerine daha fazla odaklanacağız.”
“Geleceğin ödeme aracı GFT”
Vakıf Katılım Genel Müdürü Göktaş, Vakıf Katılım olarak teknoloji ve ortaklıkla büyüme vizyonu doğrultusunda çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini söyledi.
Şu anda müşterilerinin yüzde 65’inin dijital bankacılık kullanıcısı olduğu bilgisini veren Göktaş, “2021 yılının 3. çeyreğinde de temel bankacılık işlemlerinin yüzde 84’ü dijital kanallardan gerçekleşti. Kuruluşumuzdan bugüne kadar teknolojiye 168 milyon TL yatırım yaptık.” dedi.
Yakın zamanda bankacılık sektöründe bir ilke imza atarak yeni nesil dijital ödeme yöntemi Garantili Fon Transferi’ni (GFT) uygulamaya aldıklarına dikkati çeken Göktaş, şunları kaydetti:
“Ticari işletmelerin nakit döngüsünü, bölünebilir ve devredilebilir dijital ödeme yöntemi GFT ile güvence altına alıyoruz. İşletmelere ticari mal ve hizmet alımlarından kaynaklı vadeli ödemelerini Vakıf Katılım güvencesiyle yapabilme imkânı sunduğumuz uygulama, alacaklı işletmelerin hesaplarına gelen Garantili Fon Transferi’ni vadesini beklemeden dilediği miktarlarda bölerek, farklı ticari ödemelerini yapmalarına olanak sağlıyor. GFT ile firmaların nakit yönetimini kuvvetlendiriyor, vadeli alacaklara satın alma gücü kazandırıyor, böylece hem ülke ekonomisine katkı sağlıyor hem de işletmelerimizin ödemelerini kolaylaştırıyoruz.
Geleceğin ödeme aracı GFT uygulamamızla vadeli ödemeler, dijital olarak, mal veya hizmet satımı yapan firmaların hesabına aktarılıyor. Hesabına GFT bakiyesi intikal eden firma dilerse, kendisine ulaşan GFT’yi, borçlusu olduğu başka ticari işlemlerin ödemesi için, ihtiyaç duyulan miktarlarda bölerek vade gününe kadar kullanabiliyor. Böylece başlangıçta bir müşterinin tek bir ticari işlemi için başlatılan gayrinakdi finansman süreci, daha fazla firmanın çok sayıda ticari işlem hareketliliğine fırsat vermiş oluyor. Çek, senet ve DBS gibi bankacılık ürünlerinden daha işlevsel olan GFT’nin devir ve dolaşımı, havale ve EFT kadar hızlı, kolay ve eş zamanlı gerçekleşiyor. Bu ürünün çok kısa sürede ulusal seviyeye çıkacağını, tüm bankaların kullanacağını ve ülkemizin ticari hayatı açısından çok değerli bir enstrüman olduğunu düşünüyoruz.”
“Katılım mekanizmasının özü reel ekonomiyi desteklemektir”
İkram Göktaş, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı Türkiye Ekonomi Modeli hakkında da görüşlerini paylaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı bu modellin kalkınma, refah, gelir adaleti ve sürdürülebilir büyümeyi içinde barındırdığını söyledi.
Katılım mekanizmasının özü itibarıyla reel ekonomiyi desteklediğini vurgulayan Göktaş, bu ekonomi modelinin, faiz temelli değil, üretime dayalı bir model olduğunu ifade etti.
Göktaş, üretim denilince katılım bankalarının direkt işin içinde olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Yatırımcıları ülkemize çekmek istiyorsak onlara ekonomik anlamda güvenli bir ortam sunmamız gerekiyor. Ülkemizi faiz kıskacından kaldıracak atılımlarla, milli ve yerli üretime dayalı bir ekonomi anlayışıyla bu güvenli ortamı pekâlâ çok kısa sürede yakalayabiliriz. Yeni ekonomi modeli kapsamında ilgili tüm kurum ve kuruluşların atacakları adımlarla, destek ve gayretleriyle önümüzdeki dönemde ülkemizin hem yerli hem yabancı yatırımcıların odağında olacağına ve yurt dışı sendikasyonlarda artış yaşanacağına inanıyorum.”
“2022’de 150 şubeye ulaşacağız”
Vakıf Katılım Genel Müdürü Göktaş, Vakıf Katılım olarak yıl sonu hedeflerinin tamamına ulaştıklarını söyledi.
Vakıf Katılım olarak verimli bir yılı geride bırakacaklarını belirten Göktaş, eylül sonu itibarıyla aktif büyüklüğün yüzde 38 artışla 73,2 milyar TL’ye, topladıkları fonların yüzde 27 artışla 50 milyar TL’ye ulaştığını ifade etti.
Göktaş, nakdi ve gayri nakdi toplamda 55 milyar TL fon kullandırdıklarını aktardı.
Gelecek yıl yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme sağlamayı hedeflediklerini dile getiren Göktaş, “Şubeleşmemiz devam edecek. Gelecek yıl en az 20 şube açarız. Şu an 128 şubemiz var, 130 şubeyle yılı kapatacağız. 2022 yılında 150 şubeye ulaşmış olacağız. Artan işlem hacmi nedeniyle mevcut şubelerimize ve yeni açılan şubelerimize personel alımı yapacağız. Şube sayısı olarak henüz optimum sayıya daha var. Şube önemini yitirmiyor, bunu çok net görüyoruz. Çoğu işlemi dijitale taşıyabiliyoruz ancak müşteriyle temas noktası şubelerdir.” değerlendirmesinde bulundu.
Göktaş, gelecek dönemde aktif büyüklükte ve nakdi finansmanlarda sağladıkları güçlü büyümeyi sürdürerek, pazar payı kazanımını sürdüreceklerini söyledi.
Makroekonomik iklimin hızla toparlanmasını ve yüksek faiz ortamının giderek gerilemesini beklendikleri gelecek dönem, sektör için daha verimli üretimin söz konusu olacağını belirten Göktaş, “Toplumumuzun refahı için tüm kaynaklarımızı seferber edecek, daha güçlü bir Türkiye hedefiyle çalışmalarımıza devam edeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.