Görüşmelerde hükümet adına konuşma yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2023 yılı bütçe hedef ve tahminlerinin, 2022 yılının ikinci yarısındaki makroekonomik görünüm ve beklentiler çerçevesinde belirlendiğini söyledi.
Küresel düzeyde devam eden enflasyon, tedarik zincirlerindeki aksaklıklar, emtia fiyatlarındaki dalgalı seyir, Rusya-Ukrayna savaşı ve son olarak yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketlerinin makroekonomik görünüm ve varsayımlarda ciddi değişimlere yol açtığını belirten Yılmaz, depremlerin izlerini silmek için ivedilikle başlatılan çalışmaların, kamu harcamalarında önemli artışlara neden olduğunu kaydetti.
Yılmaz, depremin yol açtığı yıkımın maliyetinin yaklaşık 104 milyar dolar olarak hesaplandığını aktararak, “Bu gelişmeler gelir beklentilerimizi ve harcama büyüklüklerimizi etkilemiş, ihtiyaçlarımızı da değiştirmiştir. Bu çerçevede bütçemizdeki mevcut ödeneklerin dağılımını ve miktarını yeniden taksim etme ve dolayısıyla kamu hizmetlerinde herhangi bir aksaklık oluşmaması amacıyla 2023 yılı bütçemizde revizyona gitme gerekliliği oluşmuştur.” diye konuştu.
Yılmaz, ek bütçe teklifinde belirlenen ödeneklerle depremden etkilenen illerin inşa ve ihya faaliyetlerini en iyi şekilde sürdürmeyi, sosyal desteklerle engelli vatandaşlardan yaşlılara milletin ihtiyaçlarını gidermeyi, çiftçisinden esnafına ülkenin değer üreten tüm toplum kesimlerinin yanında olmayı ve altyapı-üst yapı projeleriyle kalkınma adımlarına devam etmeyi amaçladıklarını vurguladı.
Küresel enflasyonist katılaşma
Dünya ekonomisinin yeni belirsizlikler, riskler ve güçlüklerle dolu bir dönemden geçtiğine işaret eden Yılmaz, küresel enflasyonist katılaşmanın, gelişmiş ülke merkez bankalarının ilerleyen dönemde enflasyonla mücadelede daha sıkı bir para politikası çerçevesiyle devam edebileceğine ilişkin beklentileri de güçlendirdiğini söyledi.
“Sıkılaştırıcı para politikası uygulamaları resesyon riskini barındırırken, finansal sıkılaşmadan erken vazgeçilmesinin ise küresel enflasyonla mücadelede başarısızlığa ve uzun dönemli iktisadi sorunlara temel oluşturabileceğinden endişe edilmektedir.” diyen Yılmaz, küresel ekonomide bahsedilen bu belirsizlik ve risklere bağlı olarak küresel enflasyonun, 2021 ve 2022 yıllarında 2000’li yıllar ortalamasının 2 katına çıktığını ve uluslararası kuruluşların küresel ekonomik görünüme ilişkin güncel raporlarında da yakın dönemde küresel enflasyonun 2000’li yıllar ortalamasının üzerinde seyretmesinin beklendiğini kaydetti.
“Türkiye pozitif ayrıştı”
Cevdet Yılmaz, yeni bir küresel düzene geçişe şahit olunan bu dönemde, Türkiye ekonomisinin yaşanan tüm şoklara karşı dayanıklılığını korumayı başardığını ifade ederek, salgın sonrası süreçte hızlı bir büyüme ve toparlanma eğilimi yakalayan ekonominin, Rusya-Ukrayna savaşına rağmen başta büyüme ve istihdam olmak üzere temel pek çok somut göstergede diğer ekonomilere kıyasla pozitif yönde ayrıştığını belirtti.
Yılmaz, “Şubat ayında gerçekleşen son yüzyılın en büyük deprem felaketi önemli insani ve ekonomik yıkıma yol açmış, ekonomimiz bu yıkıcı etkilere rağmen 2023 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4 oranında büyüyerek salgın sonrası dönemdeki kesintisiz büyüme eğilimini devam ettirmiştir.” dedi.
Ücretli çalışan kesimin satın alma gücünün korunmasından taviz vermediklerini, enflasyonun üzerinde artışlarla bu kesimleri desteklediklerini anlatan Yılmaz, gelecek süreçte makroekonomik anlamda temel hedeflerinin enflasyon oranlarını yeniden tek haneli seviyelere düşürmek olduğunu kaydetti.
Cevdet Yılmaz, mevsimsellikten arındırılmış 2023 yılı mayıs ayı verileri itibarıyla, toplam istihdamın 31,7 milyona ulaştığını aktararak, nisan ve mayıs ayları verilerinin, şubat ve mart ayları sonrasında iş gücüne katılım ve istihdam oranlarında yeniden artış eğilimi gösterdiğini dile getirdi.
BİST-100 endeksinin Türk lirası bazında bir önceki yıla göre yüzde 161,4, ABD doları bazında ise yüzde 74 değer kazandığının altını çizen Yılmaz, yılın ikinci yarısına girerken 6 bin puan seviyesinin üzerinde art arda yeni tarihi zirvelerin görüldüğünü söyledi.
Yılmaz, ihracatçıların gösterdiği yüksek performansın devam etmesinin, reel sektörün artan karlılığın ve finansal sektörün güçlü bilanço duruşunun bu durum üzerinde etkili olduğunu belirterek, Türkiye’nin 5 yıllık CDS priminde önceki yıla kıyasla önemli bir düşüş gerçekleştiğini kaydetti.
“Toplam 1 trilyon 119,5 milyar lira ilave gelir öngörüyoruz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ortaya konan toplam ödenek ihtiyacının 1 trilyon 119,5 milyar lira olduğunu, afet konutlarının yapımı ve altyapı hasarlarının giderilmesi için 482,8 milyar lira olmak üzere depremden zarar gören vatandaşların ihtiyaçlarının karşılanması ve kamu idarelerinin yapı stokunda oluşan zararların giderilmesi gibi amaçlarla toplam 527,3 milyar lira ödenek öngörüldüğünü aktararak, 2023 yılında, diğer ödenek imkanları da dikkate alındığında deprem zararlarının giderilmesi amacıyla bütçeden toplam 762 milyar lira harcama yapılacağını açıkladı.
Yılmaz, ek bütçenin deprem dışındaki giderlerinin dağılımında, 110,4 milyar lirasının il özel idarelerine ve belediyelere aktarılacak kaynaklar için; 105,5 milyar liranın yatırım nitelikli harcamalar için; 52,1 milyar lirasının tarımsal destekler, tarım sektörü yatırımları ile tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları ve tarımsal KİT’ler için; 44,3 milyar lirasının engelli evde bakım destekleri, 65 yaş üstü aylıklar ile engelli vatandaşların aylıkları, muhtaç ailelere yapılacak yardım ödemeleri ve diğer sosyal amaçlı giderler için kullanılacağını söyledi.
Deprem dışındaki giderler
Deprem dışındaki giderlerin ek bütçedeki dağılımına ilişkin de bilgi veren Yılmaz, 39,9 milyar liranın savunma ve güvenlik birimlerinin ihtiyaçları için; 26,3 milyar liranın, engelli eğitim desteği, okul yemeği giderleri, ücretsiz ders kitabı ve yardımcı materyal giderleri, taşımalı eğitim giderleri gibi eğitim hizmetleri için; 8,4 milyar liranın bireysel emeklilik devlet katkısı giderleri için; 8 milyar liranın esnaf, sanatkar ve çiftçilere kamu bankalarından sağlanan kredilerin görevlendirme giderleri için; 7,8 milyar liranın genel aydınlatma giderleri için; 4,3 milyar liranın konut, ibadethane ve cemevlerine ücretsiz doğal gaz sağlanabilmesine ilişkin sistem kullanım bedelleri için; 1,3 milyar liranın deprem bölgesindeki vatandaşların elektrik ve doğal gaz faturalarının silinmesi ve ertelenmesi nedeniyle oluşan giderlerin karşılanabilmesi için; 103,4 milyar liranın diğer zorunlu harcamalar için; 80,5 milyar liranın ise faiz giderleri için kullanılmasının öngörüldüğünü bildirdi.
Yılmaz, ek bütçede kanun gereği gider kadar gelir konulması gerektiğini belirterek, “Bütçe gelir gerçekleşmesinde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’nın büyümesi, fiyatların genel düzeyindeki değişimler, talebin güçlü seyretmesi, e-ticaretin ve kartlı harcamaların artışı etkili olmuştur. Bu nedenle ek bütçe teklifinde yer alan gelir tahmini hedefine ulaşılacağını öngörüyoruz. Bu kapsamda hazırladığımız ek bütçe ile vergi gelirlerinde 1 trilyon 71,1 milyar lira, vergi dışı gelirlerde 48,4 milyar lira olmak üzere, toplam 1 trilyon 119,5 milyar lira ilave gelir öngörüyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ek bütçenin, depremzedeler başta olmak üzere ülkeye ve tüm toplumsal kesimlere hayırlar getirmesini diledi, 15 Temmuz dolayısıyla şehitleri rahmetle andı, gazilere şükranlarını sundu.