Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa ve Marmara Üniversitesi, Türkiye ekonomisi açısından stratejik öneme sahip olan “biyoteknoloji” alanında ortak Ar-Ge faaliyetleri yürütülmesi amacıyla iş birliğine imza attı.
YTÜ’den yapılan açıklamaya göre, akademik iş birliğine ilişkin imza töreni, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın ve Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar’ın katılımıyla Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa yerleşkesinde gerçekleşti.
İş birliği kapsamında her 3 üniversitenin alanında uzman öğretim üyelerinin katılımıyla yapay zeka teknolojileri, doku mühendisliği, insan ve hayvan moleküler biyoloji ve genetiği gibi alanlarda ortak Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştirilecek. “Biyoteknoloji” alanında yetkin öğretim üyelerinin bilgi birikimi ve potansiyellerinin kullanıldığı ortak bir yapı oluşturulacak. Böylece akademik alanda Ar-Ge ve uygulama birlikteliğinin sağlanması ve üniversite-sanayi iş birliğinin sistematik şekilde gerçekleştirilmesi amaçlanıyor.
Protokole göre, diagnostik tedavi ve translasyonel tıp, viroloji ve mikrobiyoloji, malzeme üretimi, doku mühendisliği ve hücre kültürü, biyoinformatik, insan ve hayvan moleküler biyolojisi ve genetiği, biyomedikal cihaz, medikal robotik sistemler ve yapay zeka teknolojileri, opto-mekatronik ve görüntüleme teknolojileri alanlarında da akademik iş birliği kurulması ve geliştirilmesi hedefleniyor.
Ayrıca, üniversite-sanayi iş birliğini güçlendirmek amacıyla ortak çalışmalar gerçekleştirilecek ve üniversite öğrencilerinin mesleki gelişimlerini desteklemek amacıyla staj olanağı sağlanacak.
“Biyoteknoloji alanındaki değerli buluşları sanayimizin hizmetine sunmak istiyoruz”
Açıklamada imza törenindeki konuşmasına yer verilen YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, küreselleşmeyle birlikte dünyanın dev bir pazar haline geldiğini, teknoloji ve bilgi kavramlarının öneminin giderek arttığını belirtti.
Şirketlerin, yatırımlarının önemli bir kısmını bilgi ve teknolojiye ayırmaya başladığını aktaran Yılmaz, bilgi toplumuna geçişle sanayinin fark sağlayacak nitelikli bilgiye ulaşmasının halihazırda üniversite-sanayi ilişkilerinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesiyle mümkün olacağını kaydetti.
Yılmaz, bir Ar-Ge üniversitesi olduklarını ve biyoteknoloji, temiz enerji, savunma teknolojisi ve dijital teknolojiler olmak üzere 4 alanda öne çıktıklarını belirterek, üniversitelerin Ar-Ge çalışmaları sırasında iş birliği yapmasının önemine işaret etti.
Ar-Ge’de iş birliğinin tarafları öne çıkaracağını vurgulayan Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu bağlamda, üniversitelerin gelecek dönemde teknoloji ve bilginin transferi konusunda ön plana çıkacağına ve ulusal kalkınmanın önemli birer aktörü haline geleceğine inanıyorum. YTÜ olarak biz de hem özel sektör hem kamu alanında gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle bu süreçte aktif olarak yer almayı hedefliyoruz. Bugün üniversitemizde çok saygın, çok köklü, hem İstanbul’un hem Türkiye’nin bu ekosistem içerisinde çok önemli boşluklarını dolduran, çok değerli ürünler üreten 3 üniversitesi bir araya geldi. Değerli ve her biri kendi alanında uzman öğretim kadrolarının katkısıyla kuracağımız bu yeni yapıda, ekonomimiz açısından stratejik öneme sahip olan biyoteknoloji alanında Ar-Ge çalışmaları yürüterek geliştirilecek buluşları sanayimizin hizmetine sunmak istiyoruz.”
“Bilim camiasına ciddi katkı sunacak”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın de üniversitelerin her birinin yetkinlik alanlarının birbirinden farklı olduğunu belirterek, “Bu noktada birlikte güç birliğiyle birlikte hem sağlıkta hem biyoteknolojide daha ileri noktaya, üniversite-sanayi iş birliğini de içine katarak ilerleyeceğimize inanıyorum.” ifadesini kullandı.
Aydın, bu birlikteliğin gelecek dönemde daha da büyüyerek ülkeye ve bilim camiasına ciddi katkılar sunacağını kaydetti.
Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Özvar ise üniversitelerin her alanda rekabetçi olmasının bugünün dünyasında çok mümkün olmadığını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Her üniversite belirli taraflarıyla, belirli kapasiteleriyle öne çıkabiliyor. Biz 3 köklü üniversite olarak her üniversitemizin ayrı rekabetçi taraflarını bir araya getirerek gerek ülkemize, ülkemizin ekonomik ve bilimsel gelişmesine katkıda bulunmak gerekse dünya bilimine katkıda bulunmak amacıyla güçlerimizi birleştiriyoruz. Bu aslında Türkiye’deki yüksek öğretim kurumları arasında bir sinerji üretmek bakımından örnek olabilecek bir iş birliği. Bu güzel iş birliğiyle Türkiye’de örnek Ar-ge çalışmalarına, inovasyon çalışmalarına adım atmış olacağız.”