Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un konuşmasıyla başlayan konferansın ikinci günü, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin “Ukrayna’nın Geleceği için Beklentiler” konulu konuşmasıyla devam edecek.
- Münih Güvenlik Konferansı’nda Avrupa ile ABD arasında gerilim devam etti
Bugün, konferansta, uluslararası düzenin durumu ile bölgesel çatışmalar ve krizler üzerine tartışmalar yapılacak. Transatlantik ortaklığın geleceği de konferansın ikinci gününde odak noktası olacak.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, Çekya Cumhurbaşkanı Petr Pavel, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson Avrupa’nın Ukrayna’ya desteği konulu bir panele katılacak.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de NATO, ABD ve transatlantik güvenlik konulu bir panelde konuşacak.
Konferansta, Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç temsil ediyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de konferansa katılıyor.
Fidan’ın ikili görüşmelerinin yanında “Şam için Yeni Başlangıç: Suriye’de Geçiş Sürecine İlişkin Beklentiler” adlı panelde Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ve Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile konuşma yapması bekleniyor.
Başka bir panelde ise Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy bir araya gelecek.
Konferansta ayrıca Dünya Gıda Programı ve Uluslararası Göç Örgütü gibi uluslararası kuruluşların başkanları da konuşma yapacak.
Konferansın ilk gününde yeni ABD yönetiminin etkisi
Konferansın ilk gününde ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için Rusya ile başlattığı müzakerelerin yanı sıra ABD’nin Avrupalı müttefiklerine yönelik yeni rotası da dikkatlerin odağındaydı.
ABD’nin Ukrayna ihtilafında attığı adımlar Berlin ve Brüksel’de özellikle kaygıyla izlenirken, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in dün konferansta yaptığı konuşma Almanya’da politikacıların tepkisini çekti.
Vance konuşmasında, beklentilerin aksine Ukrayna-Rusya savaşının nasıl sona ereceğine değinmeden, Avrupa hükümetlerini “göç konusunda seçmenlerin endişelerini görmezden gelmekle, ifade özgürlüğü ve siyasi muhaliflere yönelik sansürler” nedeniyle eleştirdi.
Avrupalıları demokrasiye yönelik tehdit konusunda alışılmadık sertlikte uyaran Vance, Almanya’da siyasilerin Almanya için Alternatif Partisi (AfD) ile aralarına mesafe koyma tartışmalarına dolaylı olarak atıfta bulunarak, “Güvenlik duvarlarına yer yok.” ifadesini kullandı.
Vance 18 dakikalık konuşmasında, Avrupa hükümetlerini demokrasiyi kısıtlamak ve kendi halklarından korkmakla suçladı.
Vance, Donald Trump yönetiminin Avrupa’nın güvenliği konusunda endişeli olduğunu, diğer yandan Rusya ile Ukrayna arasında makul bir anlaşmaya varılabileceğine inandıklarını söyledi.
Başbakan Olaf Scholz, Vance’in konuşmasına ilişkin “Burada söylenenler rahatsız edici ve basitçe yorumlanıp geçiştirilemez.” dedi.
Hristiyan Birlik Partilerinin (CDU/CSU) başbakan adayı olan Friedrich Merz de eleştirilere katılarak, “Avrupalılara, özellikle de biz Almanlara karşı neredeyse müdahaleci bir yaklaşım. Bizim farklı bir görüşümüz var.” diye konuştu.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius ise Avrupa’da “demokrasi açığı” bulunduğunu savunan Vance’in konuşmasına ilişkin “Kendisini doğru anladıysam, Avrupa’da bazı bölgelerdeki durumu, bazı otoriter rejimlerdeki durumla karşılaştırıyor. Bayanlar ve baylar, bu kabul edilemez.” dedi.
Diğer yandan, Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin Eş Başkanı ve başbakan adayı Alice Weidel de Vance’e desteğini ifade ederek, “etkileyici bir konuşma.” dedi.
Vance, konuşmasının ardından AfD lideri Weidel ile konferans merkezinin dışında kaldığı otelde görüştü. AFD, 61. Münih Güvenlik Konferansı’na davet edilmemişti.
Almanya’da tüm partiler, aşırı sağcı olarak sınıflandırılan AfD ile işbirliği yapmayı reddediyor.
Vance, 13 Şubat’ta, Wall Street Journal’a verdiği röportajda AfD ile işbirliği ve “kitlesel göçe” son verilmesi çağrısında bulunmuştu. ABD’li milyarder Elon Musk da geçen ay Almanya ve İngiltere’nin iç siyasetine yönelik yorumlarıyla tartışmalara yol açmıştı.
Musk, AfD’yi överek “Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir.” ifadesini kullanmış, bunun üzerine Avrupalı liderler Musk’ı iç işlerine müdahale etmekle suçlamıştı.