Çocukluk yıllarında yaz tatillerinde bir terzinin yanına çırak olarak giren Akay, 1962’de ilkokulu bitirmesiyle eğitimine devam etmeyerek terzi olmaya karar verdi.
Ustasının yanında işi öğrendikten sonra kendisine 4 Temmuz Mahallesi’nde dükkan açan Akay, eline aldığı iğne ipliği 60 yıldır bırakmadı.
Mesleğini eskisi gibi rağbet olmasa da ilk günkü heyecanla sürdüren Akay, gücü yettiği sürece giysi dikmek istiyor.
“Terzilik, hazır giyimle eski değerini kaybetti”
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde 3 çocuğundan birini kaybeden Akay, AA muhabirine, terziliğin yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasına girdiğini anlattı.
Mesleğe yıllarını adadığını dile getiren Akay, “1962’den bu yana terzilik mesleğimi yapıyorum. Bu meslekte çok fazla kişi yetişmez çünkü zor meslek, tahammül edilmesi lazım.” dedi.
Bir dönem en iyi meslekler arasında gösterilen terziliğin günden güne eski değerini kaybettiğini söyleyen Akay, şöyle devam etti:
“Geçmiş yıllarda ilçemizde 20’yi aşkın terzi dükkanında birçok çırak çalışıyordu. Benim zamanlarımda, bir terzinin yanına çırak girebilmek için hatırı sayılır kişiler araya girmeden çırak olamazdınız. Terzilik, hazır giyim sektörünün gelişmesiyle günümüzde eski değerini kaybetti. Mesleğin eski değerini kaybetmesi üzücü.”
“Makine olayı yok, hep el ile işimiz”
Akay, şu anda paça kısaltma, daraltma ve fermuar değiştirme işlerinin olduğunu, bunların çok kazandırmadığını, eskisi kadar tadilat ve dikim yapılmadığını anlattı.
Karamürsel halkının eskiden kıyafetlerini terzilere diktirdiğini ancak rağbetin azalmasıyla zamanla çoğu dükkanın kapandığını ifade eden Akay, “Geçmiş dönemlerde dükkanı olan 20’yi aşkın terzi esnafı, şimdi 9-10 dükkan olarak devam etmeye çalışıyor. Müşteri sayımız zamanla azaldı. Daha çok bakım, onarım ve katlama işi yapıyoruz. Şu anda sıfırdan bedenine göre kıyafet diktiren ve tercih eden yok. Müşterilerimiz bizim yaşlarımızdakiler.” diye konuştu.
Akay, gençlerin terziliğe heves etmediğine ve kolay öğrenilebilecek bir meslek olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
“Ceket, pantolon, yelek ve gömlek gibi giysiler dikiyoruz. Bir takım elbiseyi 4-5 günde yapıyoruz. Makine olayı yok, hep el ile işimiz. Konfeksiyonda yapılan ürünler ile elle dikilen ürünün dayanma gücü farklıdır. Bir konfeksiyon işini 3-5 ay giyersen, özel diktirdiğin elbisenin birini en az 10 yıl giyersin. Sayısız iğne atıyoruz. Konfeksiyon çıktı terzilik bitti, mesleğimiz son demini yaşıyor.”