Bakanlıkların ortak açıklamasında, “İşgal altındaki Filistin topraklarında sivil toplum için ayrılan alanların azaltılmasına yönelik 18 Ağustos sabahı gerçekleşen baskınlardan derin edişe duyuyoruz. Bu eylemler kabul edilemez.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Filistin’de sivil alanların giderek daralmasının endişe kaynağı olmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Filistin’de ifade ve örgütlenme özgürlüğü hakkını savunmak için kararlı bir şekilde STK’lerin yanında olmaya devam ediyoruz. Demokratik değerlerin yaygınlaştırılması ve iki devletli çözüm için özgür ve güçlü bir sivil toplum vazgeçilmezdir.”
Açıklamada, konuya ilişkin 12 Temmuz’da da açıklama yapıldığı ve İsrail’in bu STK’leri “terör örgütü” olarak adlandırma kararını haklı çıkaracak bilgiler istendiği ancak herhangi cevap alınamadığı vurgulanarak, “İkna edici kanıtlar sunulsaydı buna göre hareket ederdik.” ifadesi kullanıldı.
İsrail Adalet Bakanlığı, Ekim 2021’de uluslararası itirazlara rağmen Zamir Esirleri Koruma Kurumu, İnsan Hakları İçin Hukuk El-Hak, Bisan Araştırma ve Kalkınma Merkezi, Samidun Filistinli Esirleri Savunma Şebekesi, Tarımsal Çalışma Komiteleri Birliği ve Uluslararası Çocuk Haklarını Savunma Hareketinin Filistin şubesini “Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne finansman sağladığı” gerekçesiyle terör örgütü ilan etmişti.
Almanya, Fransa, İspanya, Belçika, İsveç, Hollanda, İtalya ve İrlanda, İsrail’in söz konusu kuruluşlar hakkında ileri sürdüğü terör suçlamasına yeterli delil sunamadığını belirterek, 6 Filistinli STK’ye mali destek sağlamayı sürdüreceğini açıklamıştı.