Von der Leyen, video konferans yöntemiyle 25-26 Kasım’da yapılan 13. Asya-Avrupa Toplantısının (ASEM) ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.
“AB ve Asya ayrı birer dünya ama biz hiç bu kadar yakın olmamıştık.” diyen von der Leyen, yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadele, salgın nedeniyle darbe alan ekonominin iyileştirilmesi ve iklim değişikliği konularında AB ve Asya’nın iş birliği yapması gerektiğini vurguladı.
Von der Leyen, “Asya’nın başarısı Avrupa’nın başarısı olacak ve bunun tersi de geçerli.” diyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Avrupa, Asya Pasifik bölgesindeki ülkelere şimdiden 550 milyonun üzerinde doz aşı ihraç etti. Dünya ile aşıları paylaşmaya devam edeceğiz. Bugün COVAX dozlarının yaklaşık üçte biri Asya ve Pasifik bölgesine gidiyor. İşte bu nedenle, AB ve Asya’dan açık ve istikrarlı bir ticaret ortamına yönelik güçlü karşılıklı taahhüdün olması çok önemlidir. Açıklık, çok taraflılık ve kurallara dayalı ticaret sistemi, kalıcı bir ekonomik toparlanma için çok önemli olacaktır. Ortak iyileşmemizi hızlandırmak için bir adım daha ileri gidiyoruz. Bölgelerimiz arasında hem fiziksel hem de dijital olarak yeni bağlantılar oluşturacağımız için yatırımlarımızı daha önce hiç olmadığı kadar yoğunlaştıracağız.”
AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Hint-Pasifik bölgesinin AB için giderek daha önemli hale geldiğinin altını çizerek “Biz zaten bu bölgenin en büyük yatırımcısıyız. Ayrıca bu bölgede en iyi kalkınma iş birliği ve ticaret ortağıyız.” değerlendirmesini yaptı.
AB, Afganistan ve AUKUS krizlerinin ardından daha da yoğunlaştığı Hint-Pasifik bölgesine son dönemde özel önem atfediyor.
AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, mart ayında kaleme aldığı bir makalede, dünyanın ağırlık merkezinin Hint-Pasifik’e kayışının yıllar önce başladığını, salgının ise bu süreci hızlandırdığını belirtmişti. Çin’i hem ortak hem rakip olarak tanımlayan Borell, AB’nin bölgeye ticaret, yatırım ve güvenlik yoluyla bağlı olduğunu vurgulamıştı.