Avrupa Birliği’nin (AB) gündeminde 9 Mayıs Avrupa Günü’nde, bir yılı aşkın süredir devam eden savaş karşısında Ukrayna’ya silah ve mühimmat desteğinin hızlandırılması, enerji tedariki ve hayat pahalılığına çare bulunması, yolsuzlukla ve artan düzensiz göçle mücadele gibi meseleler yer alıyor.
AB’nin kurucularından Robert Schuman’ın 9 Mayıs 1950’deki “Schuman Bildirgesi” ile Birliğin kuruluşunun ilk adımını attığı tarih, tüm üye ve aday ülkelerde 1986’dan beri “Avrupa Günü” olarak kutlanıyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından kıtaya barış getirmek maksadıyla kurulan AB, Şubat 2022’den bu yana tarihi boyunca önüne çıkan en zorlu sınamalarla mücadele ediyor. Savaşın yaklaşık 80 yıl sonra Avrupa kıtasına geri dönmesiyle AB, ekonomiden enerjiye birçok alanda sınav vermeye başladı.
AB, tarihindeki en sert yaptırımları uyguladığı Rusya’ya enerji konusundaki bağımlılığı neticesinde fiyatlar hızla tırmandı.
Avrupa ülkeleri, özellikle 2022’nin ilk aylarından itibaren hızla artan doğal gaz ve elektrik fiyatlarıyla karşılaştı, çareyi enerji tasarrufunda aradı. Halka evlerinin ısılarını düşürmelerini ve ışıkları kapatmalarını içeren enerji tasarrufu önlemleri uygulamaları çağrısında bulunuldu.
Avrupa’da enerji yoğun sektörler şalter kapatırken pek çok işletme, pahalı elektrik ve gaz fiyatları karşısında faaliyetine ara vermek zorunda kaldı.
Uzun yıllar enerji arz güvenliği yerine çevreci politikalara yönelen Avrupa ülkeleri, tutum değiştirmeye mecbur oldu. Avrupa ülkeleri, daha önce kapattıkları veya kapatmayı planladıkları kömür madenlerini ve santralleri devreye aldı.
Enerji krizi nedeniyle pek çok Avrupa ülkesi, nükleer santrallerinin faaliyet sürelerini uzatmaya ve yeni nükleer enerji yatırım planları hazırlamaya girişti.
Ilıman geçen kışı atlatabilen Avrupa ülkelerinin enerji sıkıntısının uzun yıllar devam etmesi bekleniyor.
Enflasyon, hayat pahalılığı ve protestolar
Enerjinin yanı sıra Rusya ve Ukrayna’dan ciddi miktarda gıda ithalatı da yapan AB, un ve yağ gibi temel ürünlerin fiyatlarındaki artışı da durduramadı.
Enerji ile gıda fiyatlarındaki artışlar, Avrupa’da enflasyonun zirve yapmasına neden oldu.
Enflasyondaki hızlı yükseliş, büyümeye ve vatandaşların alım güçlerine olumsuz tesir ederken özellikle gıda ve enerji ürünlerindeki enflasyon Avrupalıları etkiledi.
Bu durumun yıl genelinde sürmesiyle çok sayıda Avrupa ülkesinde çalışanların alım gücü hızla geriledi. Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır görülmeyen boyutta protestolar yaşandı.
AB, savaş nedeniyle Rusya’yı hedef alan çok sayıda ekonomik yaptırımı uygulamaya koydu. Rusya’yı savaştan caydırmayı hedefleyen yaptırımlar ise başarılı olmadı.
Rusya’ya yönelik yaptırımlar
Geçen yıl AB, Rusya’ya yönelik 10 yaptırım paketini hayata geçirdi.
Rusya’ya yönelik ticaret, finans, petrol ve kömür de dahil enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ve lüks ürünler ile altını da içeren geniş yelpazeye yayılmış kısıtlamalar uygulandı. Yaklaşık 1300 kişi ve 170 kurumun mal varlıkları donduruldu.
Buna rağmen Rusya’nın savaşa son vermesini sağlayamayan AB, bu ülkeden yüksek maliyetle gaz alımını da sürdürmek zorunda kaldı.
Ukrayna’ya mühimmat desteği
Savaşın akabinde AB, tarihinde ilk defa silah ile diğer askeri teçhizatın satın alınması ve teslimini finanse etme kararı aldı. AB anlaşmaları, Birliğin askeri operasyonları finanse etmede normal bütçesini kullanmasını yasakladığı için AB, bütçe dışı “Avrupa Barış Fonu” adli mali aracı kullandı.
Askeri ekipmanın teslim edilmesinin ise üye ülkelerin yetki alanında yer alması, Ukrayna’nın ağır silahlar, modern tanklar, uzun menzilli füzeler ve savaş uçakları gibi talepleri, AB ülkeleri nezdinde süregelen tartışmalara neden oldu.
Buna rağmen başta Almanya olmak üzere birçok AB ülkesi, Ukrayna’ya askeri ekipman gönderse de savaşın bir yılı aşkın süredir devam etmesi, Ukrayna’ya “sonuna kadar destek” taahhüdünde bulunan AB’nin tükenen mühimmat stoklarının takviyesine yönelik acil ihtiyaca odaklanmasına yol açtı.
AB, 20 Mart’ta Ukrayna’da tükenen stokları takviye etmek için 3 aşamalı planı devreye soktu. Plan, 12 ay içinde 1 milyon top mermisi sağlamak amacıyla, üye ülkelerin önce mevcut envanterlerinden destek vermeleri, daha sonra ortak satın almaya gitmeleri ve üretimlerini artırmalarını öngörüyor.
AB ülkelerinin önünde bu ortak tedariki uygulamak gibi zorlu bir gündem bulunuyor.
AB’yi sarsan yolsuzluk soruşturması
Aralık 2022’de Belçikalı makamların yürüttüğü soruşturma kapsamında çok sayıda noktada yapılan aramalarda 1,5 milyon avro nakit ele geçirildi.
Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcılığı görevi sona erdirilen Yunan Milletvekili Eva Kaili ve beraberindeki bazı isimler gözaltına alındı. Bu kişilerin, AP’nin ekonomik ve siyasi kararlarını etkilemek üzere bir Körfez ülkesinden rüşvet aldıkları öne sürüldü. Zaman içinde tüm tutuklular şartlı tahliye edildi.
Olay, AB içinde büyük yankı uyandırdı, AB kurumlarının güvenilirliği sorgulanmaya başlandı. Bunun üzerine AB’nin gündemi yolsuzlukla mücadele ve reforma odaklandı.
AP, milletvekillerinin mali deklarasyonlarının incelenmesi, parlamentonun ifşacıları koruma sisteminin güçlendirilmesi, resmi olmayan tüm dostluk gruplarının yasaklanması, parlamentoya kimlerin girebileceğinin yeniden değerlendirilmesi gibi önlemlere yoğunlaşırken AB Komisyonu da organize suç, rüşvet ve görevi kötüye kullanma gibi unsurlarla mücadele için Birlik çapında ceza yasalarını uyumlu hale getirecek yeni bir teklif hazırladı.
Teklifin ardından yolsuzlukla mücadele için “gerçek”ten önlem alınıp alınamayacağı merak edilirken yaklaşık 18 ay kalan AP seçimleri öncesinde Başkan Roberta Metsola’nın ciddi adımlar atması bekleniyor.
Göç meselesi
Göç, AB üyeleri arasındaki en tartışmalı konulardan biri olmaya devam ediyor.
AB Komisyonunun 2015’te hazırladığı göç ve iltica paketi, üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle çıkmaza girmiş durumda.
Öte yandan Suriye iç savaşı, Afganistan’da Taliban’ın yönetimi ele geçirmesi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sonrası çeşitli göç dalgalarına maruz kalan AB’ye son dönemde Afrika ve Asya’dan gelen düzensiz göçmenlerin sayısında da artış görüldü. Düzensiz göçmenlerin sayısı 2016’daki göç krizinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştı. 2022’de AB’ye 330 bin düzensiz göçmen girdi.
Böylece göç, uzun bir aradan sonra 9-10 Şubat’ta AB Liderler Zirvesi’nde masaya geldi.
Geçen seneki AB Dönem Başkanı Fransa’nın benimsediği “adım adım yaklaşım” çerçevesinde AB, düzensiz göçle mücadele için dış sınırların korunması, geri dönüşlerin artırılması, üye ülkeler arasında yük paylaşımı, ortak ülkelerle yakın ilişki kurulması olmak üzere 4 alana yoğunlaştı.
AB’nin sınırlarını güçlendirmek ve dayanışma mekanizması olmak üzere paketteki iki unsur üzerinde kısmen anlaşma sağlansa da üye ülkelerin önünde uzlaşılması gereken çok sayıda madde bulunuyor.
AB’nin temeli 9 Mayıs 1950’de atıldı
9 Mayıs tarihi, Avrupa Birliği için önem taşıyor. Eski Fransız dışişleri bakanlarından Robert Schuman’ın eski Milletler Cemiyeti Başkanı Jean Monnet’ten etkilenerek Paris’te 9 Mayıs 1950’de yayımladığı deklarasyon, Avrupa’da yeni bir siyasi işbirliği modeli önererek iki yıkıcı dünya savaşı gören kıtanın benzer bir sahneye tekrar şahit olmamasını hedefliyordu.
Kömür ve çelik üretimini kontrol edecek bir “Avrupa kurumu” oluşturmayı ve böylelikle ekonomik çıkarları ön planda tutarak ezeli rakipler Almanya ile Fransa arasında tekrar bir savaşı engellemeyi hedefleyen Schuman’ın dileği, bir yıl sonra gerçek oldu.
1951’de Schuman Deklarasyonu’nun sonucu olarak Belçika, Federal Almanya, Lüksemburg, Fransa, İtalya ve Hollanda’dan oluşan 6 üye ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu kurularak AB’nin temeli atıldı.
AB tarihinde önemli rol oynayan ve AB’nin fikir babaları arasında yer alan Schuman’ın adı, Belçika’nın başkenti Brüksel’de AB kurumlarına ev sahipliği yapan meydana da verilmişti.