Belçika, AB Konseyi’nin 6 ayda bir üye ülkeler arasında değişen dönem başkanlığını yarından itibaren 30 Haziran 2024’e kadar devralacak.
1 Ocak-30 Haziran 1958’de AB Konseyi’nin ilk dönem başkanlığını yapan Belçika, bu görevi 13’üncü kez yerine getirecek.
AB’nin de merkezi konumundaki başkent Brüksel, bu süre boyunca her zamankinden daha fazla toplantıya ev sahipliği yapacak.
Belçika Başbakanı Alexander de Croo 8 Aralık’ta dönem başkanlığının sloganını “koru, güçlendir, hazırla” olarak açıklamış; AB vatandaşlarının güvenliğinin artırılması, üye ülkeler arasında ve ortak ülkelerle işbirliklerinin güçlendirilmesi ve AB’nin genişlemesi temelinde ortak geleceğin hazırlanması olarak özetlemişti.
Ülkesinin AB dönem başkanlığını hem siyasi hem ekonomik gelişmeler açısından kritik bir zamanda aldığını vurgulayan De Croo, göç ve iltica politikasından AB’nin dünyadaki konumuna, ekonominin yeşil dönüşümünden rekabet edebilirliğin artırılmasına kadar birçok farklı konuda çalışacaklarını belirtmişti.
Belçika’yı çifte seçim ve yoğun gündem bekliyor
Belçika’nın dönem başkanlığı süresinde AB’nin gelecek 5 yıllık yönetimini belirlemek üzere seçime gidilecek.
Yasama yılı, 6-9 Haziran 2024’teki AP seçimlerinden yaklaşık 2 ay önce bitecek.
Öte yandan Belçika’da da 6 Haziran’da federal seçimler yapılacak. Dar zamanda iki önemli seçime hazırlanacak ülkeyi birçok alanda zorlu bir görev bekliyor.
Belçika’nın önünde nisanda yapılması planlanan son AP Genel Kurul oturumuna kadar, Ukrayna’ya yapılacak yardımları da içeren 2021-2027 AB bütçesinin revizyonundan, Göç ve İltica Anlaşmasına kadar tamamlanması gereken 150 civarında dosya bulunuyor.
Bütçe, göç, genişleme
Bütçesinin belirlendiği 2020’den bu yana küresel salgın, enerji krizi, enflasyon, gıda krizi, Ukrayna’dan göç krizi gibi pek çok sorunla karşılaşan AB, bütçede revizyona gitmek istiyor. AB Komisyonu’nun hazırladığı bütçe değişiklik paketinde gelecek 4 yıl boyunca Ukrayna’ya istikrarlı finansman sağlanması da yer alıyor.
Bu nedenle Macaristan, Slovakya gibi ülkelerin muhalefetiyle karşılaşılıyor.
Göç ve İltica Anlaşması konusunda ise 20 Aralık’ta üye ülkeler ve AP arasında geçici anlaşma sağlandı, üye ülkelerin onayına sunulana kadar teknik çalışmaların devam edeceği bildirildi.
Geçici anlaşma ancak daha önce veto kararını duyuran Macaristan’ın yokluğunda sağlanabilmişti. Bu konu da Belçika’nın dönem başkanlığında nihayete erdirilmesi gereken dosyalar arasında bulunuyor.
Diğer yandan, Belçika, nisanda “genişleme zirvesi” düzenlemeyi de planlıyor. Zirvenin, 10 ülkenin birden katıldığı 2004 genişlemesinin 20’nci yıldönümü olan 19 Nisan’da yapılması öngörülüyor.
Başbakan De Croo, 6 ay boyunca ülkesinin AB’yi gelecek genişlemesi için hazırlamayı da hedeflediğini belirtmişti.
Belçika Orta Doğu’da da rol oynamak istiyor
De Croo, 8 Aralık’ta dönem başkanlığının önceliklerini duyurduğu açıklamasında Avrupa kıtasının yanı sıra Orta Doğu’da da sivillerin zarar gördüğü korkunç bir savaşla karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek “Bu konuda bir rol oynamamız gerektiğini biliyoruz.” demişti.
Belçika Başbakanı, İsrail’in Gazze’deki saldırıları ve sivil can kayıpları karşısında sesini en çok yükselten Avrupalı liderler arasında yer alıyor.
De Croo’nun İspanyol mevkidaşı Pedro Sanchez ile kasımdaki İsrail-Filistin ziyareti ve yaptığı açıklamalar, Binyamin Netanyahu yönetiminin tepkisine yol açmıştı.
Belçika, Batı Şeria’da şiddete başvuran yerleşimcilerin, Avrupa topraklarına girişlerinin yasaklanması önerisini yılın son AB liderler zirvesinin gündemine taşımış ancak bu konuda fikir birliği çıkmamıştı.
Belçika’nın dönem başkanlığı boyunca AB ülkeleri arasında bu konuda birlik sağlanması için çaba sarf etmesi bekleniyor.