Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, Brüksel’de İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss’la Brexit sonrası Kuzey İrlanda Protokolü’nün uygulanmasına ilişkin konuları görüşmesinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
AB ve İngiltere ekiplerinin geçen hafta boyunca yoğun biçimde görüşmeler yaptıklarını bildiren Sefcovic, Kuzey İrlanda’da istikrar, öngörülebilirlik ve refahın sağlanması için protokolün uygulanmasını kolaylaştırma çabalarını sürdüreceklerini belirtti.
Sefcovic, taraflar arasında yapılan protokolün İrlanda adasında somut bir sınırdan kaçınmak ve barış sürecinin kazanımlarını korumak için gerekli olduğunu vurguladı.
Ekiplerin, İngiltere ile Kuzey İrlanda arasında gümrük ve çeşitli ürünlerin hareketiyle ilgili sorunlara odaklanmasının önemine işaret eden Sefcovic, “AB, İngiltere’ye herhangi bir üçüncü ülke için görülmemiş ölçüde formalitelerin kapsamlı bir şekilde azaltılmasını önerdi.” dedi.
Sefcovic, iyi niyetin korunması halinde AB ve İngiltere’nin Kuzey İrlanda’daki sorunlara hızla ve önemli ölçüde yardımcı olacak kalıcı çözümler üzerinde anlaşma sağlayabileceğini vurguladı.
Görüşmelere, yapay biçimde bir tarih sınırı koymak istemediğini ifade eden Sefcovic, bununla birlikte durumun aciliyetinin göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti.
İngiliz bakanla son gelişmeleri değerlendirmek üzere gelecek hafta tekrar bir araya geleceğini bildiren Sefcovic, gelecek ay da ayrılık anlaşmasına ilişkin AB-İngiltere Ortak Komite Toplantısı yapacaklarını söyledi.
Tartışmalı protokol
Brexit anlaşmasının bir parçası olan Kuzey İrlanda Protokolü, Birleşik Krallık’ın parçası olan Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasındaki ticareti düzenliyor.
Protokole göre, Brexit’e rağmen Kuzey İrlanda, AB’nin gümrük birliği kurallarına tabi olmaya devam ediyor. Birleşik Krallık’ın geri kalanıyla ticareti ise Kuzey İrlanda limanlarında gümrüğe tabi tutuluyor.
Katolik ayrılıkçılar ile İngiltere’yle birlik yanlısı Protestanlar arasındaki savaşı sona erdiren Belfast Anlaşması (Hayırlı Cuma Anlaşması) gereği, kontrollerin yapılabildiği fiziki bir kara sınırı oluşturulamıyor. Bu yüzden kontrollerin ancak denizde yapılması kararlaştırılsa da uygulanmasında sorunlar yaşanıyor.
İngiltere, ülkenin toprak bütünlüğünü tehdit ettiğini savunduğu protokolün değiştirilmesini istiyor.