Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda, Komisyonun icraatlarını ve gelecek yıl için önceliklerini anlattığı geleneksel “Birliğin Durumu” konuşmasını yaptı.
“Birliğin durumuna baktığımda yaptığımız her şeyde güçlü bir ruh görüyorum.” diyen von der Leyen, yüzyılın en büyük sağlık sorununa karşı verilen mücadelenin, bunların başında geldiğini söyledi.
Von der Leyen, “Birlikte ilerlemeyi seçtik ki; Avrupa’nın her bölümü hayat kurtaran aşılara erişebildi.” dedi.
On yıllardır görülen en büyük küresel ekonomik krizle mücadelede de birlikte çalışıldığını belirten von der Leyen, “Bence bununla gurur duyabiliriz.” ifadesini kullandı.
Von der Leyen, gelecek sene de özellikle devam eden salgın tehdidi nedeniyle “sınavdan geçileceğini” dile getirerek “Biliyorum ki; Avrupa sınavı geçecek.” değerlendirmesini yaptı.
Sağlık ve aşılama
“Birliğimiz daha güçlü olacak.” diyen von der Leyen, bundan bir sene önce aşının ne zaman bulunacağı ya da bulunup bulunamayacağı konusunda bilgi sahibi olmadığını anımsattı ve şöyle devam etti:
“Bugün tüm eleştirilere rağmen Avrupa yetişkin nüfusunun yüzde 70’inden fazlasını tam aşıladı ve dünya liderleri arasında yer aldı. Ürettiğimiz aşıların yarısını dünyanın geri kalanıyla paylaşan tek aktörüz. Avrupalılara 700 milyondan fazla doz aşı sağladık. Ayrıca 700 milyondan fazla dozu da dünyanın geri kalanında 130’dan fazla ülkeye gönderdik.”
Von der Leyen, “Acil ve birincil önceliğimiz düşük gelirli ülkelerde yüzde 1’den az aşılama oranı olduğunu düşünerek küresel aşılamayı hızlandırmak. Adaletsizliğin ve aciliyetin durumu ortada.” diye konuştu.
AB’nin 250 milyon dozu taahhüt ettiğini belirten von der Leyen, “Gelecek senenin ortasına kadar 200 milyon doz daha göndereceğimizi açıklayabilirim.” dedi.
Von der Leyen, AB’nin tümü için sağlık konusunda yeni bir hazırlık ve dayanıklılık misyonu önerdiğini ve 2027 itibarıyla 50 milyarlık harcama yapılarak herhangi bir virüsün yeniden küresel salgın haline gelmesini önlemek için çalışılacağını söyledi.
Birlikte çalışıldığında daha hızlı hareket edildiğini belirten von der Leyen, buna örnek olarak 400 milyon Dijital Kovid Sertifikası dağıtımını gösterdi.
Savunma
“Şimdi ihtiyacımız olan ‘AB Savunma Birliği.'” diyen von der Leyen, şöyle devam etti:
“Dünyanın en gelişmiş güçlerine sahip olabilirsiniz ancak bunları kullanmaya hiç hazırlanmadıysanız neye yararlar? Bizi şimdiye kadar geri bırakan, sadece kapasite eksikliği değil, siyasi irade eksikliği. Eğer bu siyasi iradeyi geliştirirsek AB düzeyinde yapabileceğimiz çok şey var.”
Von der Leyen, “durumsal farkındalık” şeklinde tabir ettiğini belirttiği bir karar alma sistemi kurulması gerektiğine işaret etti.
AB’nin bilgi ve uzmanlığa sahip olduğunu ancak bunun dağınık olduğunun altını çizen von der Leyen, bunların AB düzeyinde birleştirilmesi ve karar almanın hızlanması gerektiğine dikkati çekti.
Von der Leyen, savunma ekipmanlarının AB içerisinde geliştirilmiş ve üretilmiş olmasının önemine de değindi.
Siber güvenlikle ilgili de konuşan von der Leyen, bu alanda AB’yi dünya liderleri arasına koymayı hedeflediklerini ifade etti.
Von der Leyen, “Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve ben Avrupa savunmasıyla ilgili bir zirve düzenleyeceğiz.” diyerek “Avrupa için bir sonraki seviyeye geçme zamanı.” değerlendirmesini yaptı.
“AB, ABD ile birlikte her zaman daha güçlü olacaktır.” mesajını da veren von der Leyen, NATO ortaklığı çerçevesinde iş birliğinin daha da güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak “NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yıl sonundan önce sunmak üzere yeni bir AB-NATO ortak bildirisi üzerinde çalışıyoruz.” diye konuştu.
Balkanlar, Türkiye, Afganistan
Von der Leyen, dış politika konularına geldiğinde, Batı Balkanlar’ın geleceğine yapılacak yatırımların AB’nin geleceğine yapılmış yardım sayılacağını söyledi.
AB’nin komşularıyla da ilişkileri geliştirmek istediklerini aktaran von der Leyen, Akdeniz’in yeni gündemini uygulamayı amaçladıklarını söyledi.
Von der Leyen, “Türkiye ile ilişkilerimizin farklı boyutları üzerinde çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
Komisyon Başkanı, konuşmasının Afganistan ile ilgili bölümünde büyük bir açlığın önlenmesi amacıyla bu ülkeye ek insani yardım sözü verdi.
“Afganistan’a insani yardımlarımızı 100 milyon avro artıracağız.” diyen von der Leyen, Afgan halkının yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Von der Leyen, “ortak dava” için canını veren askerler, diplomatlar ve yardım çalışanlarını unutmayacaklarını, ayrıca özellikle kadın yargıçlar, gazeteciler gibi demokrasi için çalışan kişilerin güvenliğinin sağlanması konusunda çalışmaya devam edeceklerini aktardı.
Göç
Von der Leyen, göç konusuna değinirken son dönemde AB’nin Belarus ile sınırında göçmenlerin Minsk rejimi tarafından koz olarak kullanıldığını söyledi.
Litvanya, Letonya ve Polonya ile dayanışma içinde olduklarını belirten von der Leyen, “Bunlar Avrupa’yı istikrarsızlaştırmak için yapılan hibrid saldırılardır. Bunlar hoş görülemez. Bunlar münferit vakalar değildir. Diğer sınırlarımızda da daha önce gördük, tekrar göreceğimizi bekliyoruz.” diye konuştu.
Von der Leyen, Avrupa ülkelerinin göç yönetimi konusunda ortak bir zemin bulması ve ortak göç politikası oluşturması gerektiğini, aksi halde rakiplerinin göçle Avrupa’yı hedef almaya devam edeceğini ifade etti.
Temel haklar
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, üye ülkelerde işini yaptığı için öldürülen gazetecilere değindi ve medya koruma kanununa ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Von der Leyen, AB’nin kendi içinde tutarsızlıkları ve kusurları olduğunu ancak ortak tarih ve değerler temelinde ortaklığa devam edileceğini kaydetti.
Ekonomik toparlanma
Von der Leyen, AB üyesi 19 ülkenin bu yıl, geriye kalanlarının ise gelecek yıl içinde salgın öncesi ekonomik seviyesine dönmesini beklediğini söyledi.
Çip sorunu
AB’nin çip konusunda Asya ülkelerine “aşırı bağımlı” olduğuna işaret eden von der Leyen, “Avrupa’da üretim hatları talep artışına rağmen çip olmadığı için düşük seviyede üretim yapıyor.” dedi.
Von der Leyen, Avrupa’da çip üretimi konusunda yeni bir girişim başlatacaklarını, amaçlarının AB ülkelerinde çip üretimini sağlayacak bir ekosistem kurmak ve arz güvenliğini arttırmak ve yarı iletkende lider konuma gelmek olduğunu vurguladı.
Salgının kamu borç oranlarını arttırdığını ve sektörleri farklı biçimde etkilediğini anımsatan von der Leyen, AB ülkelerinin salgın öncesi dönemde kamu harcama sınırlarını belirleyen mali kuralların reform edilmesi için bir uzlaşma sağlanması gerektiğini söyledi.
Von der Leyen, bu alanda ilerleme sağlanması için AB Komisyonunun ekonomik yönetim değerlendirmesine yönelik görüşmeleri gelecek haftalarda başlatacağını vurguladı.
AB kurallarına göre, normal şartlarda üye ülkelerin bütçe açıklarının GSYH’lerinin yüzde 3’ünü, kamu borçlarının da GSYH’lerinin yüzde 60’ını geçmemesi gerekiyor.
AB üyesi ülkeler, salgın nedeniyle geçen yıl söz konusu kuralları askıya alma kararı almış ve kamu harcamalarını sınırları aşacak seviyelere yükseltmişti.
Avrupa’da kamu harcamalarını sınırlandıran mali kuralların 2023 yılına kadar askıda kalması bekleniyor.
Vergi kaçakçılığı
AB ülkelerinde vergi adaletsizliği hakkında değerlendirmelerde bulunan von der Leyen, “Şirketlerin kar etmesi güzel ama bu kar bizim altyapımızın kalitesi, sosyal güvenliğimiz ve eğitim sistemimiz sayesinde gerçekleşiyor. Bu nedenle şirketlerin adil biçimde katkı sağlaması gerekiyor. Vergi kaçakçılığıyla mücadeleye devam edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Von der Leyen, çok uluslu şirketlerin faaliyette bulundukları ülkelerde vergilendirilmesi konusunda küresel ölçekte bir anlaşma sağlanması için AB Komisyonunun elinden gelen çabayı göstereceğini ifade etti.
İklim değişimi
İklim değişiminin “insan kaynaklı” olduğunu vurgulayan von der Leyen, hızla bu durumu değiştirecek adımlar atılması gerektiğini belirtti.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bu konuda AB’nin hedeflerini ortaya koyduğunu anlatan von der Leyen, birliğin 2050 yılına kadar iklime zararsız olma hedefini yasal olarak bağlayıcı hale getirecek iklim yasasına onay verildiğini hatırlattı.
Von der Leyen, “Kirliliğe bir fiyat koyacağız. Kullanılan enerjiyi temiz hale getireceğiz. Daha akıllı arabalarımız ve daha temiz uçaklarımız olacak.” dedi.
AB Komisyonunun gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelelerine katkı sağlamak için 4 milyar avroluk iklim finansmanı paketi teklif edeceğini belirten von der Leyen, ABD gibi diğer gelişmiş ülkeleri de bu konuda destek vermeye çağırdı.
Von der Leyen, ticari bağları ve arz zincirini güçlendirmek, yatırımları geliştirmek amacıyla “Küresel geçit” adlı bir altyapı stratejisi açıklayacaklarını, ticarette bağımlılık yerine bağ kurmak istediklerini vurguladı.
Avrupa’da zorla çalıştırma ile üretilen ürünlerin satılmasına izin vermeyeceklerini söyleyen von der Leyen, “Ne pahasına olursa olsun insan hakları satılık değildir. Bu nedenle zorla çalıştırma ile üretilen ürünlerin pazarımızda yasaklamasını teklif edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Von der Leyen, küresel ticaretin “iyi ve gerekli” olduğunu ama asla insanların onuru ve özgürlüğü pahasına yapılamayacağını sözlerine ekledi.