AB Komisyonu, Iklim Krizine Karşı Mücadele Politikalarından Vazgeçmeyecek

Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Nesiller Arası Adalet, Gençlik, Kültür ve Spor portföyünden sorumlu üyesi Glenn Micallef, küresel ısınmanın yol açtığı felaketlerin iklim krizine karşı “acil harekete geçme ihtiyacını” gösterdiğini belirterek, Birliğin iklim hedeflerini gerçekleştirmek için çalışmayı sürdüreceğini ifade etti.

Strazburg’daki AP Genel Kurulunda düzenlenen 2024’de kaydedilen rekor sıcaklıklar ışığında iklim krizinin etkileri konulu oturum düzenlendi.

AB Komisyonu adına söz alan Micallef, iklim kriziyle küresel mücadele doğrultusunda Birliğin taahhütlerini yerine getirmek konusunda kararlı olduğunu ifade ederken, aşırı sağcı milletvekilleriyse iklim politikalarını şekillendiren Yeşil Anlaşma’nın (Green Deal) üreticilerin ekonomik ve rekabet gücüne zarar verdiğini savundu.

Micallef, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) verilerine göre 2024’ün kayıtlara geçen “en sıcak yıl olduğunu” doğruladığını anımsatarak, küresel sıcaklıklardaki hızlı artışın dünya genelinde önemli olumsuz etkilere yol açtığını ifade etti.

Geçen yıl meydana gelen doğal afetlere atıfta bulunan Micallef, uzun vadede küresel sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefinin gerçekleşmesinin “aciliyetine” dikkati çekti.

AB’nin karbon emisyonunu azaltma ve iklim nötrlüğüne ulaşma hedefine işaret eden Micallef, Birliğin iklim kriziyle mücadele konusundaki kararlılığını teyit etti.

Micallef, bazı milletvekillerince dile getirilen endişelerin aksine iklim taahhütlerinin yerine getirilmesinin “küresel rekabet gücüne zarar anlamına gelmediğini, sürdürülebilirlik ve rekabet gücünün birbirini tamamlayarak temiz teknolojilerin ekonomik fırsatlar sunduğunu” söyledi.

“Yeşil Anlaşma” aşırı sağın hedefinde

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Aralık 2019’da duyurduğu “Yeşil Anlaşma” ilk aşamada, 2030 itibarıyla Avrupa’nın karbon salınımını 1990 düzeyine göre yüzde 55 düşürmeyi hedefliyor.

Bu amaca uygun olarak hazırlanan bir kalkınma planı niteliğindeki “Fit for 55 (55’e Uyum)” paketini de Temmuz 2021’de açıklayan AB’nin nihai hedefi, 2050 yılında dünyanın ilk “karbon nötr” kıtası olmak.

Bu hedef, AB üye ülkeleri için tarımdan ulaşıma birçok sektörde çok ciddi ve kapsamlı bir dönüşüme işaret ediyor.

AB ülkelerindeki aşırı sağ eğilimli partiler, yıllar içinde AB’nin iklim hedeflerini “aşırı” bularak çok kez eleştirdi.

Hedeflerin özellikle kömür madenciliği ve otomotiv üretimi gibi sektörlerde istihdamı ve ekonomik istikrarı tehdit ettiğini dile getiren bu kesim, fosil yakıtlar ile geleneksel üretime dayanan üye ülkelerdeki endüstrileri etkileyebileceğini savunuyor.

Yeşil Anlaşma’nın yoksul üye ülkeleri ve kırsal toplulukları orantısız bir şekilde etkileyerek AB içindeki ekonomik eşitsizlikleri daha da kötüleştireceğini savunan aşırı sağcılar, ayrıca iklim krizi gündeminin “sıradan vatandaşların acil ihtiyaç ve kaygılarından kopuk olduğunu” dile getiriyor.

Anadolu Ajansı. Referans bağlantısı here.