Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Strazburg’da gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda konuştu.
AB’nin ocak ayından günümüze ürettiği aşıların yaklaşık yarısını ihraç ettiğine dikkati çeken Von der Leyen, “Avrupa’da 600 milyon doz aşı üretildi. Bunun 300 milyon dozunu 90’ın üzerinde ülkeye ihraç ettik. Eğer bütün aşı üreticileri bizi örnek almış olsaydı bugün dünya farklı bir durumda olurdu.” ifadelerini kullandı.
Von der Leyen, aşı üretiminin hem Avrupa’da hem de diğer bölgelerde artırılması, acil durumlarda gerekli teknoloji ve teknik bilgi transferinin sağlaması gerektiğini anlattı.
Son dönemde, Kovid-19 aşılarında fikri mülkiyet haklarını düzenleyen anlaşmanın (TRIPS) gündeme geldiğini anımsatan Von der Leyen, bu konuyu “görüşmeye” hazır olduklarını belirtti.
Von der Leyen, AB Komisyonu’nun aşılara ilişkin teklifini Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) sunduğunu, aşılara ve içeriğindeki ürünlerin üretimine ilişkin arz zincirini açık tutmak ve ihracat kısıtlamalarını kaldırmak gerektiğini anlattı.
Aşılarda gönüllü lisansların üretim artışını sağlamanın en etkili yolu olduğuna işaret eden Von der Leyen, “Çok açık söyleyeyim, fikri mülkiyetin korunması gerekiyor. Bununla birlikte salgın gibi küresel bir acil durumda, gönüllü iş birliğinin başarısız olduğu yerlerde zorunlu lisanslama üretimi artırmak için meşru bir araç olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Hindistan ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin başını çektiği bazı ülkelerin Kovid-19 salgınının tedavisi, teşhisi ve yayılmasının önlenmesi için fikri mülkiyet haklarını düzenleyen anlaşmanın (TRIPS) belli hükümlerinin rafa kaldırılmasını talep eden önerisi DTÖ’de gündeme gelmiş ve bu konuda müzakerelere başlanmıştı.
ABD yönetimi, mayıs ayında aşılarla ilgili fikri mülkiyet hakları konusunda tutumunda değişikliğe giderek bu hakların kaldırılması fikrine destek vermişti.
AB ise bunun tartışılabileceğini ancak kısa vadede çözüm sağlamayacağını, öncelikle aşıların paylaşılması, üretilen aşıların ihraç edilmesi ve aşı üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırım yapılması gerektiğini açıklamıştı.
Fikri mülkiyet hakkının kaldırılması fikri yoksul ve bazı gelişmekte olan ülkeler tarafından desteklenirken, bazı Batılı ülkeler ve ilaç şirketleri plana karşı çıkıyor.