Von der Leyen, ABD Başkanı Joe Biden’ın 40 dünya liderine gönderdiği davet üzerine ABD’nin ev sahipliğinde sanal ortamda yapılan İklim Zirvesi’nde konuşma yaptı.
Ursula von der Leyen, Paris İklim Anlaşması’nın üzerinden 5 yıl geçtiğini ve gelecek 10 yılın çevre açısından çok önemli olduğunu belirterek, “Bugün iddialı yeni hedefler etrafında küresel birliği güçlendirmeliyiz.” diye konuştu.
Von der Leyen, kasımda Glasgow’da gerçekleşecek iklim zirvesi COP26’da somut adımlar atılmasının önemine işaret ederek, “Tehlikeli bir şekilde 1,5 derecelik küresel ısınmaya yaklaşıyoruz. Bilim bize henüz çok geç olmadığını söylüyor ancak acele etmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
AB üyesi 27 ülke ile Avrupa Parlamentosunun (AP) dün iklim yasasında anlaştıklarını anımsatan Von der Leyen, bununla Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda belirlenen 2050’ye kadar kıtayı iklime zarar vermeyen bir hale getirme hedefini yakalayacaklarını söyledi.
Von der Leyen, AB ülkelerinin 2030 yılına kadar sera gazı salımlarını 1990’daki seviyesinin yüzde 55 daha aşağısına indirmek konusunda da uzlaştıklarını hatırlattı.
AB Komisyonunun haziranda emisyon azaltma hedefine yönelik yeni düzenlemeler teklif edeceğini belirten Von der Leyen, bunları adil ve kapsayıcı bir şekilde yapacaklarını anlattı.
Von der Leyen, AB’nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomik etkileri nedeniyle hazırladığı kurtarma programının yüzde 30’unun da iklim hedeflerine katkı sağlayacak alanlara odaklanacağını ifade etti.
Avrupa’nın dünyada iklim dostu ilk kıta olmak istediğine dikkati çeken Von der Leyen, çevreyi korumak ve iklim değişimini engellemek için bütün dünyanın iş birliği yapması gerektiğini vurguladı.
Von der Leyen, bütün büyük ekonomilerin bu konuda sorumluluk alması ve iklim dostu dönüşümün herkes için fırsat sağlaması gerektiğini belirtti.
İklim dostu olmak için yeni bir küresel ölçüt belirlenmesinin önemine işaret eden Von der Leyen, “2030 yılına kadar emisyonların azaltılması için ortak bir taahhüt ve ortak bir eylem üzerinde birlikte çalışalım. Bu, bizi gezegenimizin ihtiyacı olan 2050 yılına kadar net sıfır emisyon yoluna sokacaktır.” diye konuştu.
Michel: Sorumluluk almaya hazırız
AB Konseyi Başkanı Charles Michel de zirvedeki konuşmasında, dünyanın iklim değişikliği karşısında şu anda büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldığını, fosil yakıt kullanımı sürdürülebilir olmadığı için insanlığın kendisini yeni bir durumla uyumlu hale getirmesi gerektiğini söyledi.
“Bu üçüncü sanayi devrimidir.” diyen Michel, 2019 sonunda AB ülkelerinin liderlerinin 2050’ye kadar karbon salımını bitirmek üzere anlaştığını hatırlattı.
Michel, “iklim finansmanı” için yıllık en az 100 milyar avro ayırmaya karar verdiklerini, gelişmiş ülkelerin de katkılarını artırmasını beklediklerini aktardı.
AB bütçesi ve kurtarma paketinden 600 milyar avroyu çevreci dönüşüm için ayırdıklarını vurgulayan Michel, “Yeşil dönüşüm bizim öncelikli stratejimizdir. Kurtarma paketimizin yüzde 30’u yeşil tahviller yoluyla finanse edilecek. Finans, küresel bir olgu olduğu için yeşil finansman da küresel olmalı. Özel sektörle iş birliği yapmak ve özel sektörü yönlendirmek istiyoruz. Yeşil tahvil Avrupa’da doğdu. Bugün para birimimiz avro konu yeşil tahviller olduğunda uzak ara önde gelen para birimidir.” ifadesini kullandı.
Michel, yeşil tahviller konusunda özel yatırımcılar için belirsizlik ortamının mümkün olduğunca az olmasını istediklerini, Avrupa Yatırım Bankasının çevreci projeleri 10 yılda 1 trilyon avroyla destekleyeceğini bildirdi.
AB olarak sınırlarda karbon düzenleme mekanizması getirmek istediklerini aktaran Michel, buna eşit şartlarda rekabet için ihtiyaç duyulduğunu ve Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uygun olması gerektiğini ifade etti.
Michel, “Biz güçlü ve sadık bir ortak olmak istiyoruz ve tüm küresel ortaklarla güçlerimizi birleştirmeye, insanlığın ve gezegenimizin iyiliği için sorumluluk almaya hazırız.” dedi.