AB Parlamentosunun Fas ile Batı Sahra bölgesi ürünlerini de içeren tarım ve deniz ürünlerinin kıtaya ithalatını kolaylaştıran ticaret anlaşmalarının iptal edilmesi kararını AA muhabirine değerlendiren uzmanlar, atılan adımın, “AB-Fas ilişkilerine herhangi bir yansıması olmayacağı” ve “Ekonomik alanda Fas-Avrupa ortaklığını etkileyeceği” yönünde iki farklı görüş beyan ediyor.
AB Adalet Divanının gerginlik oluşturan kararı
Polisario Cephesi’nin Fas ile AB arasındaki anlaşmalara karşı açtığı davayı 29 Eylül’de karara bağlayan AB Adalet Divanı, AB Parlamentosunun Fas ile Batı Sahra bölgesi ürünlerini de içeren tarım ve deniz ürünlerinin kıtaya ithalatını kolaylaştıran ticaret anlaşmalarının iptal edildiğini duyurdu.
Kararın ardından Fas Dışişleri Bakanlığının resmi sitesi üzerinden Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in karara ilişkin ortak yazılı açıklaması yayımlandı.
Açıklamada, “Fas Krallığı ve AB arasındaki ticari ilişkilerin devamlılığı ve istikrarını sağlamak için kanunlar çerçevesinde gerekli önlemler alınacaktır.” ifadelerine yer verildi.
Ortak beyanda ayrıca, alınan kararın yürürlüğe girmesinin iki ay süreceği belirtildi.
AB Adalet Divanı, Aralık 2015’te de taraflar arasındaki tarım ve deniz ürünleri alanındaki anlaşmaları iptal etmeye yönelik ilk yargı kararını almış, Fas ise Şubat 2016’da bu karara tepki için AB ile ilişkilerini askıya aldığını duyurmuştu.
Fas ve AB arasında deniz ürünleri alanındaki son anlaşma 6 Temmuz 2019’da yürürlüğe girmişti.
Polisario Cephesi, AB ve Fas arasında yürürlükte olan tarım ve deniz ürünleri ticaret anlaşmasının Batı Sahra bölgesinden elde edilen mahsulleri de kapsadığını gerekçe göstererek AB Adalet Divanına birçok kez şikayette bulunmuştu.
Karara itiraz edilecek
Fas Dışişleri Bakanlığından adını açıklamak istemeyen bir yetkili de konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Adalet Divanının davada “yine aynı cehaleti” gösterdiğini ve hukuk kriterlerini ortaya koyduğunu ifade etti.
“Mahkeme, anlaşmalarla ilgisi olmayan siyasi değerlendirmelere girdi. Aynı hedeflerle 2015 senaryosu tekrarlanıyor. Bu da hukuki yanından çok ideolojik bir mahkemenin varlığına işaret ediyor.” diyen yetkili, karara itiraz edileceğini, geçmişte olduğu gibi şimdi de kararın düzeltileceğini kaydetti.
Kararın etkisi yok
Fes kentindeki Sidi Muhammed bin Abdullah Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Said es-Sadiki de mahkemenin kararına ilişkin değerlendirmelerini paylaştı.
“Kararın, AB-Fas ilişkilerine herhangi bir yansıması olmayacak. Çünkü burada, mahkemenin hakimleriyle bir sorun yaşanmaktadır, AB ile değil.” değerlendirmesinde bulunan Sadiki, AB’nin, anlaşmaların meşru olduğuna ilişkin mahkeme hakimlerini ikna etmek için sarf ettiği büyük çabalarla Fas’a karşı iyi niyetini ortaya koyduğunu savundu.
AB’nin yaşananları düzeltmek için sorumluluk üstlendiğini kaydeden Sadiki, Fas ile AB’nin anlaşmaların iptalini önlemek için yine anlaşmalara bazı düzenlemeler yapma yoluna gideceği öngörüsünde bulundu.
Ekonomik alanda Fas-Avrupa ortaklığını etkileyecek
Fas Politika Analiz Enstitüsü Başeditörü Raşid Uraz ise Fas’ın 2015 tecrübesinden sonra Avrupa Adalet Divanının yargı kararına karşı izlenilecek yol konusunda deneyim sahibi olduğunu belirterek, son kararlarla ilgili yargı sürecinin de sona ermediğini hatırlattı.
Uraz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gözden geçirilmediği veya engellenmediği takdirde karar, ekonomik alanda Fas-Avrupa ortaklığını etkileyecektir. Diğer taraftan, burada sorun, Adalet Divanının, Fas’ın her iki anlaşmadaki yükümlülüklerini dikkate almamış olmasıdır.
Kaynakların bir kısmının bölgenin kalkınmasına ve altyapı inşasına yönlendirilmesi de bu yükümlülükler arasında yer almaktadır.”