Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Büyük soru, Rusya’nın diyalog isteyip istemediği.” ifadesini kullandı.
Birkaç gün önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözleri dolayısıyla umut atmosferi oluştuğunu belirten Michel, “Ancak eylemleri, devam eden askeri yığınak ve bugün de dahil olmak üzere Donbas’ta ciddi olaylar haline dönüştü. Rusya, füze denemeleri yaparken ve asker yığmaya devam ederken sonsuza kadar zeytin dalı uzatmaya devam edemeyiz.” diye konuştu.
Michel, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının ciddi yaptırımları olacağını yineledi.
Putin, Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüşmesinde, Minsk Anlaşması dışında alternatif olmadığı yönünde ifadeler kullanmıştı.
Rusya ve Çin, dünya düzenini yeniden tanımlamak istiyor
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Rusya ve Çin tarafından 4 Şubat’ta yayımlanan ortak bildiriye atıfta bulunarak “Bir anlatı kavgasıyla karşı karşıyayız. Bu kavganın bir kısmı dünya düzenini yeniden tanımlama girişimidir.” dedi.
“Rusya ve Çin için sadece devletler egemendir, halklar değil.” ifadesini kullanan Borrell, iki ülkenin dünya düzenini etki alanlarıyla tanımlayan büyük imparatorlukların 19. yüzyıldaki dünyasına geri dönmek istediklerini savundu.
Borrell, “Buna karşı çıkmalıyız. 21. yüzyılın dünyasında hareket etmeli ve 20. yüzyılın hatalarını tekrar etmekten kaçınmalıyız.” ifadesini kullandı.
Rusya ve Çin revizyonizmine karşı çıkılması gerektiğini ifade eden Borrell, “Çünkü bu dayatılırsa insan haklarının önemi kalmaz.” değerlendirmesini yaptı.
Borrell, AB için müdahale gerektiren iki güvenlik sorunu bulunduğunu, Ukrayna’ya yönelik olanın acil tepki gerektirdiğini, orta vadede ise AB’nin Stratejik Pusulası’nı gözden geçirerek ortak ilke ve standartları ile savunma yeteneklerini artırması gerektiğini kaydetti.