Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) AB-Türkiye Dostluk Grubunun Başkanı Ryszard Czarnecki, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki pozitif gündemin taraflar arasında daha yapıcı bir ilişkinin önünü açabileceğini söyledi.
Türkiye-AB ilişkileri hakkında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan AP’nin Polonyalı Milletvekili Czarnecki, AB-Türkiye ilişkilerinde 2020’nin oldukça zorlu geçtiğini, 2021 başında Ankara’dan gelen olumlu sinyallerle ilişkilerin de bu yıl nispeten olumlu seyrettiğini belirtti. Czarnecki, “Özellikle Doğu Akdeniz’deki istikrarlı durumla birlikte Türkiye ile Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerin başlaması, AB Konseyi’nin Türkiye’ye tüm tarafların ana çıkarlarını koruyacak bir pozitif gündem sunmasını mümkün kıldı. Bu olumlu gündem, daha yapıcı bir ilişkinin önünü açabilir.” dedi.
Doğu Akdeniz’de son 6 ayda yapıcı yaklaşımları kolaylaştıran yavaş ama istikrarlı bir dinamik gördüklerini ifade eden Czarnecki, şunları kaydetti:
“Zaman geçtikçe dar ve maksimalist ulusal pozisyonların aradaki ayrılıkları daha da derinleştireceği tüm taraflar için daha açık hale geldi. AB de aynı zamanda üyelerinin Avrupa dayanışmasına güvenebileceğini ortaya koydu. Türkiye ile Yunanistan arasındaki görüşmeler ve Doğu Akdeniz’de gerginliğin düşürülmesi, tüm tarafların müzakere edilmiş çözümlere olan ilgisini yansıtmaktadır.”
“İlişkileri yoğunlaştırmak için çalışıyoruz”
Czarnecki, AB-Türkiye Dostluk Grubu’nun çalışmalarından bahsederken de kurucu başkan olarak iyi ilişkiler geliştirmek için çalıştığını dile getirdi. Grubun bir partiye bağlı olmayan tarafsız bir platform olarak Avrupalı ve Türk karar vericiler, iş camiası ve sivil toplumlar arasında yüksek düzeyli diyaloğu desteklediğini vurgulayan Czarnecki, Türkiye ile AB’yi daha da yakınlaştırmak istediklerini söyledi ve şöyle devam etti:
“Biz AB-Türkiye Dostluk Grubunda Türkiye’nin jeostratejik pozisyonundan kaynaklanan önemli konuları analiz etmeyi ve vurgulamayı, Türkiye’ye daha geniş bir kapsama dahil etmeyi hedefliyoruz. Bu konular Türkiye’nin Avrupa ile evrimleşen ilişkisi ile Asya ve Avrupa arasındaki ticaret ve altyapıyı geliştirmeyi amaçlayan Kuşak ve Yol Girişimindeki rolünü de kapsamaktadır. Geniş bir çerçevedeki yapıcı toplantılarla ve parlamenter diplomasi yoluyla Türkiye ile AB kurumları, ayrıca üye ülkeler arasındaki ilişkileri yoğunlaştırmak için çalışıyoruz.”
“Türkiye Avrupa’nın parçasıdır” hatırlatması
Türkiye’nin 1815’teki Avrupa Uyumu’ndan bu yana Avrupa diplomasisinin bir parçası olduğunu ifade eden Czarnecki, Türkiye-AB ilişkilerinin de Türkiye’nin 1959’daki ortaklık başvurusu ve 1963’teki Ortaklık Anlaşmasına kadar gittiğini hatırlattı. Czarnecki, şunları kaydetti:
“Zamanın Avrupa Komisyonu Başkanı Walter Hallstein, anlaşmayı ‘büyük siyasi öneme sahip bir olay’ olarak nitelendirmiş ve ‘Türkiye Avrupa’nın parçasıdır.’ demişti. Avrupa Topluluğu ile ortaklık kuran ilk ülkelerden biri olmasına rağmen Türkiye aradan geçen yarım yüzyılda daha fazla entegrasyon yönünde daha hızlı hareket imkanı bulamadı. Her iki taraftaki sayısız karmaşık siyasi gelişmeler bunun sorumlusu olmuştur.”