Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun kriz yönetiminden sorumlu üyesi Janez Lenarcic, dünya genelinde en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye’nin, gösterdiği misafirperverlik ve cömertlik dolayısıyla takdiri hak ettiğini söyledi.
Lenarcic, AB fonlarıyla yürütülen Sosyal Uyum Yardım Programı’na (ESSN) ilişkin temasları kapsamında Ankara’da olduğu sırada AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin düzensiz göçmenler konusunda taşıdığı yükün farkında olduklarını dile getiren Lenarcic, AB’nin bu konuda daha fazla katkı sağlamaya hazır olduğunu belirtti.
ESSN’in bugüne dek yapılmış en geniş kapsamlı yardım faaliyeti olduğunun altını çizen Lenarcic, şöyle devam etti:
“Türkiye, dünya genelinde en çok mülteciyi misafir eden ülke olması itibariyle takdiri hak ediyor. AB, Türkiye’nin misafirperverliğini ve cömertliğini kabul ediyor, bu konuda yardım etmeye de hazır. Bu nedenle 5 yıldan fazla bir süredir mültecilere yardım eden ESSN programına destek veriyor. Bu program kapsamında şimdiye dek 6 milyar avro verilmesi taahhüt edilirken, 3 milyar avroluk bir miktarın da 2024’e kadar ödeneceği duyuruldu.”
“Belarus-Polonya sınırında yaşananlar suni olarak çıkarılmış bir kriz”
Lenarcic, Avrupa’ya göç için Belarus-Polonya sınırında bekleyenlerin yaşadığı insani krize ilişkin ise “Belarus-Polonya sınırında yaşananlar suni olarak çıkarılmış bir kriz. Bu krizin arkasında aktif şekilde Belarus Cumhurbaşkanı Aleksandr Lukaşenko’nun önderliğindeki Belarus otoriteleri bulunuyor. Amaçları AB üyesi ülkeler üzerinde baskı kurmak. Ancak AB bu tarz bir yaklaşımı kabul etmeyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.
Sınırdaki insanların manipüle edilmiş, yanlış yönlendirilmiş kişiler olduğunu herkesin anlaması gerektiğini söyleyen Lenarcic, “Onlara bu yolculuğun Avrupa’ya geçiş için kolay bir rota olduğu şeklinde yanlış bilgi verildi. İnsan kaçakçıları bu insanların paralarını alarak onları aldattı. Bu insanlar da kendilerini çok zor bir durumun içinde buldu. AB ise başkaları nedeniyle kaynaklanan bu sorunu çözmek için çabalıyor.” dedi.
Lenarcic, son dönemdeki krizlerin acı bir tablo ortaya koyduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
“Hiç kimse mülteci ya da göçmen konumuna düşmek istemez. Bizler çatışmaları bitirmek ve insani yardımda bulunmak için çabalamak zorundayız. AB insani yardım konusunda dünyadaki en büyük bağışçı konumunda. Tabii ki daha fazla çaba göstermeliyiz. Aynı zamanda zor durumdaki insanları istismar eden suçlularla, insan kaçakçılarıyla da mücadele etmek zorundayız. AB tehlikeli bir yolculukları engellemekte kararlı bir şekilde mücadele etmektedir.”
“İklim değişikliği kaynaklı sorunlar yeni bir göç krizine yol açabilir”
Lenarcic, küresel iklim krizinin de önlem alınması gereken bir tehlike olduğuna işaret ederek, iklim krizinin daha fazla insanın yer alacağı yeni bir göç dalgasına neden olabileceğini belirtti.
AB önderliğinde imzalanan Yeşil Mutabakat ile Avrupa kıtasının 2050’ye kadar karbon nötr olan ilk kıta olmayı hedeflediğini kaydeden Lenarcic, “İklim krizi kaynaklı değişimleri küçümsememeliyiz çünkü çevresel koşulların olumsuz etkileri nedeniyle gelecekte çok sayıda insan yeni yaşam alanları bulmak için yola çıkmak zorunda kalabilir. Bu da yeni bir göç krizine yol açar.” ifadesini kullandı.