Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Yunanistan ve Türkiye’deki son dönemde görülen yangınlar ile Belçika ve Almanya’daki sellerin iklim değişikliği tehdidinin ciddiyetinin “keskin hatırlatıcıları” olduğunu belirtti.
Borrell, yaptığı yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 9 Ağustos’ta hazırladığı yeni raporunun iklim değişikliğinin insanlığı ne kadar tehdit ettiğinin altını çizdiğini ifade etti.
Almanya ve Belçika’daki sellerin, Yunanistan, Türkiye ya da Kuzey Amerika’nın batı sahilindeki yangınların tehdidin ciddiyetinin “keskin hatırlatıcıları” olduğunu vurgulayan Borrell, IPCC raporunun sera gazı emisyonlarını kesmenin mutlak aciliyetini gösterdiğini kaydetti.
Borrell, “Başlıca jeopolitik sonuçlarıyla iklim değişikliği, insanlık tarihindeki tek ve en tehdit edici güvenlik sorunudur.” değerlendirmesinde bulunarak, gelecek 10 yılın, 2015 Paris Anlaşması’nın gerektirdiği gibi, küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmak için belirleyici olacağına işaret etti.
Yeni hedefin küresel etkileri olacak
Yeni iklim yasasına da atıfta bulunan Borrell, AB’nin sera gazı emisyonu azaltma hedefini 1990’daki yüzde 40’tan 2030’da yüzde 55’e çıkardığını hatırlattı.
Borrell, “Zor bir görev olacak. AB’nin sera gazı emisyonları, 2019 itibarıyla 1990’dan bu yana yüzde 24 düşmüştü. Bu, yalnızca 2020’lerde emisyonlarımızı önceki 30 yılda yaptığımızdan daha fazla azaltmamız gerektiği anlamına geliyor.” ifadesini kullanarak, yeni hedefin küresel etkilerinin de olacağını vurguladı.
AB ile çıtayı yükseltenlerin yalnızca Paris Anlaşması’na geri dönen ABD olmadığını, Çin, Rusya ve diğer ülkelerin de “daha fazlasının yapılması gerektiğini” kabul ettiğini belirten Borrell, kasımda Glasgow’da düzenlenecek zirvede bu kararlılığın gösterilmesi gerektiğini kaydetti.