20 yıllık işgalin ardından ABD, Afganistan’da on binlerce kişinin ölümüne ve trilyon dolarlara mal olan tarihinin en uzun savaşına son verdi. 11 Eylül terör saldırıları, 20’nci yılında ilk kez bu yıl ”savaşsız” anılacak.
ABD her ne kadar savaşa son verse de ”Savaş gerçekten gerekli miydi, ABD askerlerini çekmeli miydi ya da Afganistan’daki varlığını sürdürmeli miydi, çekilme süreci ve kaosun yaşandığı tahliye süreci daha iyi planlanabilir miydi” tartışmaları ise hala devam ediyor.
Tahliyeler sırasında yaşananlar, Taliban’dan kaçmanın yolunu arayan Afganların kalkışa hazırlanan uçağının kanatlarına tırmanmaya çalıştığı ve bir bebeğin havalimanında tel örgülü yüksek bir duvarın üzerinden Amerikan askerine verildiği görüntüler de tıpkı 11 Eylül saldırıları gibi hafızalara kazındı.
Dönemin ABD Başkanı George W. Bush’un 11 Eylül 2001’deki saldırıların ardından terörle mücadele ve Afganistan’a demokrasi götürme girişimiyle başlattığı savaş, Biden yönetiminin 31 Ağustos 2021’de ABD askerini Afganistan’dan çekmesiyle son buldu.
Bush, Taliban’ın ABD’nin El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in iadesini reddetmesi üzerine 7 Ekim 2001’de Afganistan’ı işgal ederek Taliban rejimini devirdi ve ülkede iktidara Batı’ya daha yakın duran Hamid Karzai geçti.
Bush’un ardından ABD başkanlığına gelen Barack Obama, “savaş karşıtı” bir tutum sergiledi ve başkanlığı döneminde Amerikan askerlerinin bir kısmını Afganistan ve Irak’tan çekti. El Kaide lideri Usame bin Ladin de Obama’nın başkanlığının birinci döneminde ele geçirildi ve öldürüldü. Obama, başkanlığının ilk döneminde 1 Mayıs 2011 yılından Bin Ladin’in Pakistan’da gizlendiği evde öldürüldüğünü dünyaya duyurdu.
İşgalin büyük bir hata olduğunu düşünen ve Afganistan’daki Amerikan askerlerini evlerine geri getirme sözü veren ABD Başkanı Donald Trump ise 2020 yılında ise Taliban ile barış sürecini başlattı. Savaşı bitiren ise Trump’ın Amerikan askerlerini ABD’den çekme politikasını devam ettiren ABD Başkanı Joe Biden oldu.
ABD askerlerini 11 Eylül saldırılarının 20. yılı öncesi Afganistan’dan çekmek isteyen Biden yönetiminin alelacele ülkeyi terk etmesi ve geride bıraktığı kaos da 11 Eylül saldırıları gibi dünya kamuoyunu sarstı.
31 Ağustos’a kadar Afganistan’dan çekilme sürecinde tahliyeler sırasında Kabil’deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’na düzenlenen terör saldırısında 13 ABD askerinin hayatını kaybetmesi ise Amerikan kamuoyunda Biden yönetiminin hanesine eksi olarak yazıldı.
Afganistan’da 2 bin 461 ABD askeri hayatını kaybetti
Harvard Üniversitesi ve Brown Üniversitesi tarafından yayımlanan ”Costs of War” projesine göre, ABD’nin işgali her iki ülkede de büyük kayıplara yol açtı, savaşta şimdiye kadar 172 binden fazla kişi öldü. 20 yıl süren savaş ABD’ye 2 bin 461 Amerikan askerinin hayatına mal olurken, ABD için çalışan ve hayatını kaybeden Afganların sayısı da 3 bin 846 olarak kayıtlara geçti.
Savaşta yaklaşık 50 bin Afgan sivil öldü
Savaş’tan en fazla etkilenenler ise Afgan siviller oldu. 50 bine yakın Afgan savaşta hayatını kaybetti.
Taliban karşısında yenilgiye uğrayan Afgan ordusunda 66 bine yakın asker hayatını kaybederken, Taliban ve diğer muhalif savaşçılar tarafında ise 51 bin 191 kişi öldü.
Afganistan’da görev yapan NATO ve diğer ülkelerden ise 1144 asker hayatını kaybetti.
Öte yandan Afganistan’da şimdiye kadar 444 insani yardım çalışanı ve 72 gazeteci de yaşamını yitirdi.
Trilyonlara ulaşan savaşın bedelini Amerikalılar ödemeye devam ediyor
ABD’nin en uzun savaşı, Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesiyle son bulsa da trilyonlara ulaşan savaşın bedelini Amerikalılar ödemeye devam ediyor. ABD’nin 2020 itibarıyla borçlanarak finanse ettiği Afganistan ve Irak savaşlarının maliyeti 2 trilyon doları geçiyor, 2050’ye kadar ise bu borçlanmanın faizinin 6,5 trilyon doları bulması bekleniyor.
11 Eylül saldırıları dünyanın seyrini değiştirdi
11 Eylül saldırıları sadece Afganistan ve Irak’ın işgaline zemin hazırlamakla kalmadı aynı zamanda tam anlamıyla dünyanın seyrini değiştirdi. Güvenlik politikalarından seyahate, kültürden yaşam tarzlarına kadar birçok alanı etkileyen 11 Eylül terör saldırıları sonrası ırkçılık ve İslamofobi de arttı.
Afganistan’ın işgalinin ardından Bush yönetiminin 20 Mart 2003’te kimyasal silah bulunduğu gerekçesiyle Irak’ı işgal edip Saddam Hüseyin’i devirerek idam etmesi ile de Orta Doğu, daha fazla istikrarsızlık, kargaşa ve mezhep savaşlarına sürüklendi. Orta Doğu’da yüz binlerce sivil hayatını kaybederken, DEAŞ gibi yeni terör örgütleri de ortaya çıktı.
Irak, Amerikan işgalinin ardından Orta Doğu’da en karmaşık sorunlara sahip ülkelerden biri haline geldi.
Afganistan’da ise 20 yılda Taliban, daha fazla güç kazanmakla kalmadı, Kabil’in düşmesi ve 15 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin ülkeyi terk etmesi sonrası ülkeyi yeniden kontrol altına aldı.
Yeni dünya düzeni
11 Eylül terör saldırılarının ardından başlayan ”yeni dünya düzeni”, terörle mücadelede yeni güvenlik stratejilerini de beraberinde getirdi. Saldırılarla beraber sadece ABD’de değil tüm ülkelerde ulusal güvenlik algısı değişti. Devletler ulusal güvenliğe daha fazla para ayırmaya başladı.
Artık sadece konvansiyonel ya da kimyasal silahlar değil herhangi bir şüpheli araç, kişi ya da paket terör tehdidi olarak algılanmaya başlandı.
Havalimanları başta olmak üzere halka açık alanlarda daha fazla güvenlik önlemleri alındı, böylece yeni bir güvenlik anlayışı ve sektörü ortaya çıktı.
İslamofobi ve 11 Eylül
11 Eylül saldırıları başta ABD olmak üzere, Batı’da Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında büyük artışa ve İslamofobi’nin giderek derinleşmesine neden oldu, medyada ”İslamcı terör” ve ”radikal İslam” kavramları sık sık kullanılmaya başlandı.
Araştırmalar, medyanın, Müslümanların adının karıştığı terör saldırılarına diğer din ya da gruplara mensup kişilerce düzenlenen saldırılardan daha fazla yer verdiğini ortaya koydu.
11 Eylül 2001’de ne oldu?
Amerikan finans sisteminin kalbi New York, 11 Eylül sabahı İkiz Kuleler’e yönelik terör saldırılarına uyandı.
Newark, Boston ve Washington’dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles’a giden 4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından Los Angeles’a giden Amerikan Airlines’a ait kaçırılan yolcu uçağı, yerel saatle 08.46’da İkiz Kuleler’in kuzey yönündeki binasına çarptı. Kuzey kulesi alevler içinde yanarken United Airlines’a ait kaçırılan diğer bir uçak da ilk saldırıdan tam 17 dakika sonra canlı yayında güney kulesine çarptı.
İkiz kuleler hem ABD hem de tüm dünyanın canlı yayında izlediği saldırıların ardından milyonların gözü önünde dakikalar içinde yerle bir oldu ve Manhattan Adası toz bulutlarına büründü.
İkiz Kuleler’e saldırıların ardından kaçırılan bir diğer uçak ise ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı.
Kaçırılan son uçak ise Pennsylvania eyaleti kırsalında F-16’lar tarafından düşürüldü.
11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç New York, Washington ve Pennsylvania’da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti.