ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail ziyaretinin gündeminde, İran ve Filistin dosyalarının yanı sıra Rusya-Ukrayna krizinin yansımaları, Arap ve İslam ülkeleriyle normalleşmenin yaygınlaştırılması, İsrail’e sağlanan askeri destek ve İsraillilerin ABD vizesinden muaf tutulması konularının yer alması bekleniyor.
ABD Başkanı olarak İsrail’e ilk ziyaretini bugün gerçekleştirecek Biden, İsrail seçimlerine müdahale ediyormuş gibi görünmemek için yapacağı açıklamalarda dikkatli olmak zorunda kalacak.
Bununla birlikte Biden’ın İsrail’in geçici Başbakanı Yair Lapid ile Batı Kudüs’teki bir otelde yapacağı görüşmesinin gündeminde bölgesel ve uluslararası 5 ağır dosya bulunuyor.
Ziyaretin gündeminin, İran ve Filistin dosyalarının yanı sıra Rusya-Ukrayna krizinin yansımaları, Arap ve İslam ülkeleriyle normalleşmenin yaygınlaştırılması, İsrail’e sağlanan askeri destek ve İsraillilerin ABD vizesinden muaf tutulması konularını içermesi öngörülüyor.
Biden’ın yarın öğleden sonra İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’la görüşmesinin ardından düzenlenecek törenle ‘İsrail Cumhurbaşkanlığı Onur Nişanı’ alacağı program en rahat görüşmesi olacak.
İsrail basınına göre, Biden’ın en zor görüşmesi ise muhtemelen yarın muhalefet lideri eski Başbakan Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşme olacak.
Zira Netanyahu ile Amerikan Başkanı’nın mensubu olduğu Demokrat Parti arasındaki ilişkiler özellikle İran ve Filistin dosyaları konusunda gerginlik ve anlaşmazlıklarla karakterize ediliyor.
İran dosyası
Kudüs İbrani Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Yonathan Freeman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Biden’ın İsrail ziyaretine damgasını vurması beklenen beş dosyayı değerlendirdi.
Freeman, “Bence ilk mesele İran. İsrail bu ziyareti, İran’ın kendisine karşı oluşturduğu tehdidi ABD’ye daha fazla göstermek için kullanacak.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail’in bu kapsamda, İran’ın nükleer programı, İran’ın Suriye’deki varlığı ve Hizbullah’ın faaliyetlerini gündeme getireceğini belirten Freeman, “İsrail için ilk mesele bu. Çünkü İsrail, İran nükleer programı müzakerelerini etkilemek istiyor. Anlaşma istiyor ama iyi bir anlaşma istiyor. Bu nedenle ziyareti, endişelerini daha fazla ifade etmek için bir fırsat olarak kullanacak.” dedi.
Bu bağlamda, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz geçen ay yaptığı açıklamada, İran’a karşı ABD öncülüğünde İsrail’in de dahil olduğu bölgesel bir ittifak çağrısında bulunmuştu.
Rusya-Ukrayna savaşı
Freeman, ziyaretin gündemindeki ikinci konunun, Rusya-Ukrayna krizi ve bunun yansımaları olacağını belirtiyor.
“İsrail, detaylar açıklanmasa da aksini söyleyen haberlere rağmen Rusya ile Ukrayna arasındaki ara buluculuk faaliyetlerine devam ediyor.” diyen İsrailli uzman, “İsrail’in bu fırsatı, ara buluculuk çabaları, bu çabaların nereye vardığı ve gelecekte neler yapabileceği hakkında Biden’a mesaj vermek için kullanacağını düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Freeman, Rusya’nın “İsrail’in Ukrayna savaşı konusunda yeterince tarafsız kalmadığını düşündüğüne ve bu nedenle İsrail’in Suriye’deki faaliyetlerini eleştirdiğine” işaret ederek, bu nedenle İsrail’in, “durumun daha da kötüleşmesine yönelik pek çok korkusu olduğuna” dikkati çekti.
Diaspora Yahudilerinin İsrail’e göçüne öncülük eden Yahudi Ajansı’nın Rusya’da faaliyet göstermeye devam edemeyeceğine dair raporlar olduğunu kaydeden Freeman, “Bu, Yahudilerin orayı terk edip İsrail’e göç edemeyecekleri anlamına gelen dramatik bir gelişmedir. Bu yüzden bu savaş gündemde önemli bir yer tutacak.” dedi.
Filistin meselesi
Freeman, Biden’ın cuma günü Batı Şeria’nın Beytullahim kentinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile görüşmesinden bir gün önce Filistin dosyasının gündemin önemli bir maddesi olacağına inanıyor.
İsrailli uzman, Biden’ın özellikle İsrail’in yasa dışı yerleşim birimlerine, Filistinlilere karşı ev yıkımları ve zorla tahliye etmeler gibi tek taraflı adımlarına karşı çıkması, Mescid-i Aksa’nın statükosunun korunmasını istemesi ve iki devletli çözümü desteklemesi bağlamında, bu konunun ABD yönetimi ile İsrail arasında bir anlaşmazlığın odak noktası olmasının muhtemel olduğu görüşünde.
Freeman, “ABD’nin İsrail’den, Filistin yönetimiyle güven inşa etme adımları dahil olmak üzere çeşitli girişimlerle Filistinlilere bir miktar umut vermesini istediğine dair haberler gördük ve bu nedenle ziyaret sırasında yeni bazı adımlar atılacağı açıklanabilir.” görüşünü dile getirdi.
Öte yandan, Filistin asıllı Amerikalı gazeteci Şirin Ebu Akile’nin öldürülmesi hadisesinin ziyareti ne ölçüde etkileyeceği de henüz belli değil. Washington yönetimi, “Ebu Akile’nin muhtemelen İsrail güçlerince vurulduğu”, “ancak kurşunun kaynağının tespit edilemediğini” ileri sürmüştü.
İsrail-Suudi Arabistan yakınlaşması
Biden, 15 Temmuz’da sona erecek İsrail ziyaretinin ardından Tel Aviv’den Cidde’ye gitmek üzere ayrılacak.
İsrail, Suudi Arabistan ile yakınlaşma konusunda umutlu görünürken, bu yakınlaşma konusunun da ziyaretin gündeminde öne çıkacağı tahmin ediliyor.
Freeman, İsrail’in en büyük beklentilerinden birinin “İbrahim Anlaşmaları” gibi bir ilerleme kaydedilmesi olduğuna işaret ederek, “İsrail uçaklarının Suudi Arabistan hava sahasında uçmasına izin verecek bir anlaşma olabilir.” diye konuştu.
İsrailli bazı yetkililer, Walla haber sitesine yaptıkları açıklamalarda, “Suudi Arabistan’ın, Biden ziyareti sırasında İsrail’in Güneydoğu Asya’ya sivil uçuşları için hava sahasını kullanmaya izin vereceğini açıklayabileceğini, İsrail’in bu yönde beklentisi olduğunu” söylemişti.
Daha önce, “Israel Hayom” gazetesi, Biden’ın bölgeyi ziyareti sırasında İsrail ve ABD’nin katılımıyla bölgesel bir güvenlik forumunun başlatılacağını duyuracağını ve buna Suudi Arabistan, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Mısır ve Ürdün’ün katılacağını aktarmıştı.
ABD’nin İsrail’e desteği
İsrail, Washington’dan iki şey umuyor; birincisi, aylar önce duyurduğu ve halihazırda deneme aşamasında olan lazer hava savunma sistemine destek, ikincisi ise İsraillilerin ABD’ye giriş için vizeden muaf tutulması.
Freeman, “İsrail, vatandaşlarının ABD’ye vizesiz seyahat edebilmelerini istiyor, bu yüzden bu gündemde olacak ama bu programın ne zaman kabul edileceğini bilmiyoruz.” dedi.
ABD yönetiminin İsrail siyasetindeki çalkantıda da temkinli olacağını kaydeden Freeman, şunları aktardı:
“ABD, Netanyahu pahasına mevcut hükümeti desteklemeye meyilli. Ancak Biden, 1 Kasım’da yapılması planlanan seçimlere müdahil olmakla suçlanmamak için bunu kamuoyuna açıklamaktan kaçınacaktır. Mevcut İsrail hükümeti geçici olduğu için ABD, İsrail iç işlerine müdahale ediyor veya bir tarafı diğerine tercih ediyormuş gibi görünmek istemeyecektir.”
İsrailli uzman, bu konuda Fransa örneğine atıfta bulunarak, “Örneğin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Paris’te Elysee’deki görüşmeleri sırasında Başbakan Lapid’e, hükümetin başında Lapid olduğu için İsraillilerin şanslı olduğunu söylediğini izlemiştik. Biden, kendisini tarafsız göstermek için bu tür ifadeleri kullanmayacaktır.” değerledirmesinde bulundu.
Biden’ın İsrail’e 10. ziyareti
Biden, 1973’te ABD Senato üyesi olduğu dönemde başlayan siyasi kariyerinden bu yana İsrail’e 10’uncu ziyaretini gerçekleştirecek.
ABD’nin İsrail Büyükelçisi Tom Nides, geçen hafta büyükelçilikte düzenlediği törendeki konuşmasında, İsrail’e onuncu ziyaretini gerçekleştirecek Biden’ın ortaklığın kritik önemiyle birlikte benzersiz bir başkan olduğunu, İsrail’i bildiğini ve sevdiğini söyledi.
Nides, Biden’ın 1973’te Senato üyesi iken yaptığı ilk ziyaretinden başlayarak, Golda Meir’den bu yana her İsrail cumhurbaşkanı ve başbakanıyla dostluk kurduğunu ifade etti.
Biden’ın gururla “Ben bir Siyonistim” dediğini aktaran Nides, İsrail’in güvenliği ve Orta Doğu’daki entegrasyonu için verdiği tavizsiz destekle de bunu somutlaştıran bir başkan olduğunu aktardı.