ABD’nin Tayvan’da “de facto elçiliği” gibi çalışan Tayvan Amerikan Enstitüsü (AIT) Direktörü Sandra Oudkirk, göreve gelmesinin ardından düzenlediği ilk basın toplantısında, ABD’nin Tayvan ile ilişkilerini derinleştirmek istediğini söyledi.
ABD’nin Tayvan’a derinden bağlı olmayı sürdüreceğinin altını çizen Oudkirk, Tayvan ile siber güvenlik ve tedarik zincirleri gibi yeni iş birliği alanlarında aktif olarak çalıştıklarını belirtti.
Oudkirk, “Ortaklığımızın değeri ve Tayvan’a desteğimiz çok sağlam. Tayvan ile bağlarımızı derinleştirmeyi taahhüt ettik.” ifadesini kullandı.
ABD Bakanı Joe Biden yönetiminin, Çin’in “kötü” etkisine karşı koyma, yeni tip koronavirüs salgınının etkilerini atlatma ve iklim değişikliği tehdidinin üzerine gitme gibi konularda küresel ve bölgesel hedefleri olduğunu kaydeden Oudkirk, Tayvan ile bu hedefleri geliştirmeyi sürdüreceklerini dile getirdi.
ABD-Çin gerilimi
ABD ve Çin arasında yeni olmayan Tayvan anlaşmazlığı uzun yıllardır gergin ilişkilere neden olurken Pekin’in bu ay başında Tayvan’ın Hava Savunma Tanımlama Bölgesi (ADIZ) ilan ettiği bölgeye çok sayıda savaş uçağıyla girmesi gerilimi artırmıştı.
ABD Başkanı Joe Biden, 21 Ekim’de CNN televizyonuna yaptığı açıklamada, bir Çin saldırısı durumunda Tayvan’ı savunacaklarını söylerken Çin, Biden’ın sözlerine tepki göstermişti.
Öte yandan önceki gün, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Tayvan’ın Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına katılması ve BM faaliyetlerinde rol alması için çağrıda bulunmuştu.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, Birleşmiş Milletler’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.