ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki toplama kamplarında kalmış Uygur Türkleri ve onların yakınlarıyla çevrimiçi görüştü.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Blinken’ın toplama kamplarından kurtulan 7 kişinin yanı sıra hala kamplarda kalanların akrabaları ve savunucuları ile şartları ve Uygur toplumunun yaşadıklarını ilk ağızdan duymak istediğini belirtti.
Price, “Bakan, söz konusu kişilerle görüşerek hikayelerini ve Sincan’da süren zulüm ile 1 milyon Uygur’un alıkonulmasıyla ilgili izlenimlerini birinci ağızdan duymanın önemli olduğu düşündü. Ayrıca bu katılımcıların tavsiyelerini sunmaları için de bir fırsat.” ifadesini kullandı.
Konu hakkındaki Amerikan politikasının, ABD Başkanı Joe Biden ve selefi Donald Trump yönetimleri arasında geniş ölçüde birbirinden ayrıldığına dikkati çeken Price, görüşmenin bu politikanın devamlılığını ortaya koyduğunu söyledi.
Price, “Amerika, Sincan’da devam eden ihlaller, zulümler ve soykırım hakkında gayet açık olarak ve durmadan konuşmakta.” dedi.
Söz konusu bölgede olanlardan dolayı sorumlulara karşı ilave tedbirler alabileceklerini aktaran Price, görüşmeye katılan Uygur Türklerinin kimliklerini paylaşmadı.
ABD, Kanada, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkeleri 22 Mart’ta, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygurlara yönelik kötü muamelede bulunduğu ve insan hakları ihlali yaptığı gerekçesiyle Çinli yetkililere karşı yaptırım uygulama kararı almıştı.
Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki uygulamaları
Çin’de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller, uluslararası kamuoyunca eleştiriliyor.
Pekin’in “mesleki eğitim merkezleri” olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise “yeniden eğitim kampları” diye tanımladığı yerlerde, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
Pekin yönetimi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde kaç kamp bulunduğuna, buralarda kaç kişinin olduğuna ve söz konusu kişilerden ne kadarının sosyal hayata döndüğüne ilişkin bilgi vermiyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken; Çin, kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.