Müsteşar Yardımcısı Olson, İstanbul ve Ankara’daki temasları kapsamında, Atlantic Council tarafından düzenlenen konferansta temiz enerji konulu bir panele katıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığındaki yetkililerle bir araya gelen Olson, temaslarının ardından, Yunanistan ile ABD arasındaki askeri angajman, GKRY’ye yönelik kısıtlamaların kaldırılması, Türkiye’ye F-16 satışındaki son durum hakkında AA’nın sorularını yazılı olarak yanıtladı.
Atina’nın, Türkiye’ye yönelik meydan okumalarda bulunurken Yunanistan ile ABD arasındaki askeri angajmanlardan cesaret aldığı görülüyor. Bu konuda ABD’ye Türkiye’den sert eleştiriler geldi. ABD, iki NATO müttefiki arasında gerilimi artıran bu politikayı nasıl açıklıyor? ABD, muhtemel bir askeri çatışmada taraflardan birinin yanında pozisyon alacak mı?
Türkiye’de bulunduğum süre içerisinde, Rusya’nın bölge güvenliğine yönelik ciddi tehdidinin yarattığı ortak zorluklara karşı koymak için NATO müttefiklerimizle birlikte çalıştığımızı net bir şekilde ifade ettim. ABD ile Türkiye’nin aynı hedefi paylaştığına inanıyorum; o hedef de bölgenin tamamında barış, güvenlik ve istikrarın sağlanmasıdır. NATO müttefiklerimiz Türkiye ve Yunanistan ile iş birliğimiz, bölgede istikrarın desteklenmesi ve NATO’nun ortak kabiliyetlerinin derinleştirilmesiyle ilgilidir. ABD’nin Türkiye ve Yunanistan ile birlikte çalışıyor olması ve Ege’deki varlığımız, NATO’yu güçlendirmekte ve Rusya’nın Ukrayna’daki saldırganlığına karşı koymamızı sağlamaktadır. Hem Türkiye hem de Yunanistan ile birlikte çalışmayı sürdüreceğiz ve müttefiklerimize gerilimi artırıcı uygulamalardan kaçınmaları çağrısında bulunuyoruz. Türkiye ve Yunanistan, ABD’nin elzem ve önemli müttefikleri ve dostlarıdır. İki ülkenin kendi aralarında görüş ayrılıkları bulunmaktadır, biz bu ayrılıkları geçmişte olduğu gibi diyalog yoluyla yapıcı bir şekilde çözüme kavuşturmalarını arzu ediyoruz. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumuna karşı koymak için NATO müttefikleri olarak şimdi her zamankinden daha fazla birlikte hareket etmemiz gerekiyor.
ABD, Kıbrıs Rum Yönetimi’ne yönelik bazı kısıtlamaları kaldırdı ve kapıları silah satışına ve askeri eğitim alanında iş birliğine açtı. Bu durum, kısa bir süre sonra Ada’da Amerikan silahlarını ve danışmanlarını göreceğimiz anlamına mı geliyor? Bunun, Türk tarafı üzerindeki kışkırtıcı etkilerinden endişe ediyor musunuz?
Bu karar, ABD’nin, Kıbrıs’ta (Ada’da) çözüme ilişkin pozisyonunda bir değişikliğe işaret etmiyor. Kıbrıs Cumhuriyeti’ne (GKRY) yapılması muhtemel satışlar, dış politika ve ulusal güvenlik hedeflerimizi destekleyecek şekilde vaka bazında tek tek gözden geçirilmeye devam edecektir. Bu yılın başlarında Bakan (Antony) Blinken, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (GKRY), 2023 mali yılına ilişkin savunma ticareti kısıtlamalarının kaldırılmasına izin verilmesi hususunda – ana hatları 2019 yılına ait Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasası’nda ve 2020 Mali Yılı için Milli Savunma Yetki Yasası’nda belirtilen – gerekli koşulları karşıladığını karara bağlamıştır. Bakanlığımız bu koşullara uygunluk durumunu her yıl gözden geçirmektedir. Türkiye gibi biz de Rusya’nın saldırgan tutumuna karşı birlikte çalıştığımız, huzurlu, güvenli ve müreffeh bir bölgeyi hedefliyoruz.
Türkiye’ye F-16 satışlarını koşula bağlayan eklemeler ABD milli savunma bütçesinin Senato versiyonundan çıkarıldı. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu konuda iyimser ya da kötümser olduğunuz noktalar nelerdir?
Türkiye, ABD’nin en uzun süreli ve önemli NATO müttefiklerinden biridir. Biden yönetimi, Türkiye’nin F-16 filosunu modernize etme çabalarını desteklemektedir. ABD ile Türkiye arasında köklü ve derin savunma ve güvenlik bağları bulunmaktadır ve Türkiye’nin NATO bünyesinde müşterek çalışabilirlik anlayışını sürdürmesi öncelikli bir konu olmaya devam etmektedir. Türkiye’nin bu konuda bir kez daha, ortak güvenliğimiz için bizimle çalışma kararlılığında olduğunu görmek beni cesaretlendiriyor.
Yaşanan krizlerin farklı noktalarında sürece müdahil olan ve gerilimi düşürmeyi hedefleyen Türkiye’nin Rusya-Ukrayna savaşındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk yetkililerle bu hafta yaptığım tüm görüşmelerde, Türkiye’nin, Ukrayna tahılının dünyaya taşınması için bir deniz koridoru açılması hususunda Ukrayna ile Rusya arasında anlaşmaya varılmasında oynadığı yapıcı rolden duyduğumuz büyük memnuniyeti ifade ettim. Bu koridorun açılması, dünya çapında gıda güvenliğini güçlendiren önemli bir başarıdır. Karadeniz Tahıl Girişimi kapsamında bugüne kadar dünyaya 7 milyon metrik tondan fazla gıda taşındı.
Yaptığım görüşmelerde ayrıca Türkiye’nin, Rusya’nın elinde bulunan Ukraynalı savaş esirlerinin ve iki Amerikan vatandaşının serbest bırakılmasına yönelik diplomatik çalışmalarından dolayı da şükranlarımızı ilettim. Rus hükümetinin Ukrayna’yı nedensiz ve hukuksuz şekilde işgal etmesinden doğrudan Başkan Putin’in sorumlu olduğunu da net bir şekilde belirttik. Şu anda, Ukrayna halkını desteklemek için birlik olmamız her zamankinden daha gerekli. Rusya’nın küresel sistemleri bu haksız ve nedensiz savaşı daha fazla uzatmak amacıyla kullanmaması için birlikte çalışmalıyız. Türkiye’nin, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü konusundaki açık ve sarsılmaz kararlılığını ve Ukrayna ile Rusya arasında diyaloğu teşvik etmeye yönelik çabalarını takdirle karşılıyoruz.
Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilişkilerdeki artış dikkat çekiyor. Bu gelişmenin nedenleri ve yakalanan bu ivmenin devam ettirilmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Ülkelerimiz arasındaki ticari ilişkiler her geçen gün gelişiyor ve büyüyor. Örneğin, bundan sadece iki hafta önce Axiom Space adlı Amerikan firması, ilk Türk astronotun uzaya gönderilmesi için Türkiye ile tarihi bir anlaşma imzaladı. Türkiye’ye gelen rekor sayıdaki Amerikalı turist, turizm sektörüne katkı sağlıyor. 2022 yılının ilk yarısında 377 bin Amerikalı Türkiye’yi ziyaret etti. Bu rakam, pandeminin başlamasından önce 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 76.8’lik bir artışı ifade ediyor.
ABD’nin Türkiye’ye yaptığı toplam ihracat 2021 yılının ilk yarısında 5 milyar dolarken, 2022 yılının ilk yarısında yüzde 62’lik bir artışla yaklaşık 8,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’de kullanılan likit doğal gazın yaklaşık yüzde 20’si Amerikan doğal gazıdır.
2021’in ilk yarısında 12,4 milyar dolar olan toplam ikili ticaret, 2022 yılının ilk yarısında yüzde 42’lik artışla 17,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu yükseliş, gerek ABD’nin Türkiye’ye gerekse Türkiye’nin ABD’ye yönelik ihracatındaki artışlardan kaynaklandı. ABD kaynaklı yayın hizmetlerinin her geçen gün Türk pazarına yönelik yeni içerik ve hizmetler eklediği ve Türkiye’de üretilen programların da ABD’de büyük beğeniyle karşılandığı görülüyor. İki ülkenin son derece geniş çaplı tüketici pazarları arasındaki ticari ilişkileri büyütmek için büyük bir potansiyele sahibiz.
Türk ürünleri, ABD’de kendisine giderek artan cazip bir pazar bulmaktadır. ABD, Türkiye’nin ihracat yaptığı pazarlar sıralamasında 2019’daki beşinci ve 2020’deki üçüncü konumundan yükselerek 2021 yılında ikinci pazar konumuna gelmiştir. Esasen, 2021’de Türkiye’den ABD’ye yapılan ihracatta da yüzde 45’lik bir artış görülmüştür ve bu rakam Türkiye’nin ilk beş ticaret ortağı içindeki en büyük artıştır. ABD, 2003’ten bu yana Türkiye’deki en büyük ikinci yabancı yatırımcıdır ve ikili ticaretteki güçlü büyüme eğilimini sürdürmeye ve ekonomik bağlarımızı derinleştirmeye kararlıyız.