ABD Kongresi’nde federal hükümetin kapanmasını önleyecek ve borç limitini askıya alarak limitin bir süreliğine göz ardı edilmesini sağlayacak bütçe tasarısı üzerinde görüşmeler devam ederken, ülke ekonomisi “hükümet kapanması” ve “temerrüde düşme” riskleriyle karşı karşıya bulunuyor.
Ülkede 1 Ekim’de başlayacak yeni mali yıla çok az bir süre kalırken, Kongre, federal hükümete 3 Aralık’a kadar finansman sağlayacak ve ülkenin borçlanma limitini 2022’nin sonuna kadar askıya alacak bütçe tasarısı üzerinde henüz bir uzlaşmaya varamadı.
ABD Temsilciler Meclisi’nin federal hükümetin kapanmasını önleyecek ve borç limitini askıya alacak geçici bütçe tasarısını geçen hafta onaylamasının ardından Senato’daki Demokratlar, pazartesi günü tasarıyı geçirmeye çalıştı ancak Cumhuriyetçilerin muhalefetiyle karşılaştı.
ABD ekonomisi “hükümetin kapanması” ve “temerrüde düşme” riskleriyle karşı karşıya kalırken, Kongre’deki tartışmalar devam ediyor.
Borç limitini yükseltmek için oy kullanmayı reddeden Cumhuriyetçiler, sadece hükümeti finanse etmek için oy kullanmak istiyor. Senato’daki Demokratlar ise hükümetin çalışmaya devam edebilmesi için başka yollar arayışında…
ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, Senato’nun hükümetin kapanmasını önlemek için bugün dahi adım atabileceğini belirtiyor.
Meclis ve Senato’nun borç limitini geçici olarak askıya almasına dair ayrı bir yasa tasarısını oylayabileceği ifade ediliyor.
Hükümetin “kapanması” ne anlama geliyor?
Amerikan kanunlarına göre, Kongre, 1 Ekim’de başlayıp 30 Eylül’de sona eren mali yıl için kalıcı bütçeyi onaylayamazsa geçici bütçelerle aranın kapatılması gerekiyor. Geçici bütçenin de onaylanamadığı dönemlerde harcama yetkisini kaybeden federal kurumlar, geçici olarak faaliyetlerini durduruyor. Bu durum, yarın gece yarısına kadar hükümete fon sağlayacak bir yasanın geçirilmemesi halinde federal hükümetin operasyonlarının çoğunun durması anlamına geliyor.
Söz konusu durum tam anlamıyla bir ekonomik kriz oluşturmasa da ABD’de yaşamın federal hükümetle etkileşimde olduğu birçok bölümünde aksama yaşanması riski taşıyor.
Bu süreçte hayati olmayan kamu çalışanları zorunlu izne çıkarılırken, ABD ordusu, CIA, FBI ve NSA gibi istihbarat kurumları, kamu hastanelerinde çalışan doktor ve hemşireler, havaalanları ve hapishanelerdeki güvenlik görevlileri gibi kamu çalışanları görevlerine devam ediyor.
“Hayati” personel kategorisinde yer alan bu çalışanlar, kapanma dönemlerindeki maaşlarını genellikle Kongre yeni bir bütçe geçirene kadar alamıyor.
Hükümet, en son Trump döneminde kapanmıştı
Her federal kurum, önceki kapatmalarda yayınlanan, Yönetim ve Bütçe Ofisi (OMB) tarafından koordine edilen yönergeleri izleyerek kendi kapatma planını izliyor. Planlar, ödenekler geri alınana kadar hangi hükümet faaliyetlerinin devam edemeyeceğini belirliyor.
Ülkede federal hükümetin bütçe krizleri nedeniyle zaman zaman “kapanması”, dünyada başka örnekleri olmadığı için çok iyi anlaşılmayan bir durum olurken, Amerikan halkının, ülke ekonomisine milyarlarca dolar zarar veren bu durumu 1976’dan bu yana 21 kez belirli aralıklarla yaşadığı biliniyor.
Son olarak en uzun kapanmanın 34 günle 2018-2019 döneminde eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde yaşandığı kayıtlarda yer alıyor.
Borç limiti nedir?
Federal hükümet, tarihi bir temerrüde yol açabilecek 28,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşma tehdidiyle de karşı karşıya bulunuyor. Borç limitine ulaşmanın hükümetin kapanmasından dahi daha büyük bir sorun olabileceği belirtiliyor.
Borç limiti, ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para miktarının üst sınırı anlamına geliyor.
Her yıl Kongre, altyapıya yapılan hükümet harcamalarını, sosyal güvenlik gibi programları ve federal işçiler için maaşları içeren bir bütçeyi onaylıyor. Tüm bu harcamalar için insanlardan vergi de alan Kongre, yıllardır elde ettiği gelirden daha fazlasını harcıyor ve federal açığı artırıyor. Hükümetin, Kongre’nin halihazırda onayladığı ödemelere devam edebilmesi için borç para alması gerekiyor.
Borç limiti, ABD hükümetinin “faturalarını” ödemek için alabileceği borcu sınırlandırıyor.
Borç limiti sistemi 1917’de kurulduğundan bu yana Kongre’nin borç limitini hiçbir zaman yükseltmediği, 1960’tan bu yana borç limitini yükseltmek veya askıya almak için 80 kez oy kullandığı kayıtlarda yer alıyor.
Borç limiti konusunda “partizanlık” kavgası
Borç limitine ilişkin Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki “partizanlık” kavgası söz konusu olmaya devam ederken, borç sınırını geçici olarak kaldıracak ayrı bir tasarının oylanabileceği belirtiliyor.
Senato’daki Cumhuriyetçiler, oy vermeyi reddederek Demokratlara “yalnız hareket etmelerini” söylerken, Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer, Demokrat ve Cumhuriyetçi yönetimler sırasında biriken borçları ele almak için iki partili iş birliğini talep ediyor.
ABD, teknik olarak borç limiti için belirlenen süreye 1 Ağustos’ta ulaşırken, Hazine Bakanlığı, devletin ödemelere devam edebilmesi için “olağanüstü önlemler” almaya başlamıştı.
Yellen, borç limiti krizinde 18 Ekim’i işaret etmişti
Borç limitinin artırılması veya askıya alınması için Kongre’ye defalarca çağrıda bulunan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, son olarak Kongre’nin 18 Ekim’e kadar borç limitini yükseltmek veya askıya almak için harekete geçmemesi halinde Hazine’nin olağanüstü önlemlerinin tükeneceğini belirtti.
Borç limitinin artırılmamasının “mali bir felaket olacağına” dikkati çeken Yellen, ABD’nin temerrüde düşmesinin sonuçlarının ağır olacağı konusunda her fırsatta uyarıda bulunuyor.
Borç limitini yükseltme konusunda çıkmaza girilmesi halinde ülkenin temerrüde düşme tehlikesi bulunuyor. Bunun, borsaya yatırım yapanlar, sosyal güvenlik ve Medicaid gibi hükümet programlarından yararlananlar da dahil olmak üzere milyonlarca Amerikalının cüzdanını doğrudan etkileyeceği belirtiliyor.