Kanada’da Katolik Kilisesi’ne ait bir okulun bahçesinde 215 Kızılderili çocuk cesedi kalıntısının bulunması üzerine ABD İçişleri Bakanı Deb Haaland, ABD topraklarında yerli çocukların okutulduğu yatılı okulları ve buralarda kaybolan çocukların akıbetini araştırmak üzere inceleme başlatacaklarını duyurdu.
Kanada’nın British Columbia eyaletindeki Kamloops Kızılderili Yatılı Kilise Okulu’nun bahçesinde 215 çocuk cesedi kalıntısının bulunması, ABD’yi de Kızılderili çocukların yatılı okullardaki akıbetini araştırmak üzere harekete geçirdi.
Kökeni Kızılderili olan ABD İçişleri Bakanı Haaland, federal hükümetin, Kızılderili yatılı okullarına yönelik geçmişteki denetim mekanizmasını incelemeden geçireceğini ve bu okullarda kaybolan çocuklar hakkındaki gerçeği araştıracağını açıkladı.
ABD’de bu çalışmanın ilk kez yapılacağını belirten Haaland, “Bu çalışma, eski yatılı okulları, bu okullarda veya yakınında bilinen ve olası mezar yerlerini belirlemek, öğrencilerin adlarını ve kabile bağlarını ortaya çıkarmak için onlarca yıllık kayıtların derlenmesini ve gözden geçirilmesini içerecek.” dedi.
On yıllar boyunca binlerce Kızılderili çocuğun ailelerinden ve topluluklarından koparıldığına dikkati çeken Haaland, “Kızılderili yatılı okullarının nesiller arası etkisini ele almak ve topluluklarımızda manevi ve duygusal iyileşmeyi teşvik etmek için ne kadar zor olursa olsun, geçmişin konuşulmamış travmalarına ışık tutmalıyız.” ifadesini kullandı.
ABD kabinesinde görev yapan ilk Kızılderili olan Haaland, Ulusal Amerikan Yerlileri Kongresi üyelerine hitap ederken bu çalışmanın başlatılması ve sürecin nasıl işleyeceğini dile getirdi.
Bakan, çalışmanın nihai raporunun 1 Nisan 2022’de hazır olmasını beklediklerini kaydetti.
Kızılderili Medeniyeti Yasasının 1819’da çıkarılması ile ABD çapında Kızılderili yatılı okulları kurmak ve desteklemek için yasalar çıkarılmıştı.
1996 yılına kadar Kızılderili çocuklar asimilasyon için bu yatılı okullara gitmeye zorlanmıştı.
ABD ve Kanada’da, Amerika kıtasının yerli halkının çocukları asimile edilmek üzere devlet tarafından finanse edilen Hıristiyan okullarına gitmesi gerekiyordu. Bu çocuklar aynı zamanda zorla Hristiyanlığa geçiriliyor ve dillerini konuşmalarına izin verilmiyordu.