Singapur’da düzenlenen Shangri-La Diyalogu Forumu’nda ABD’nin Hint-Pasifik Stratejisini anlatan Austin, ülkesinin bölgedeki dost ve müttefik ülkelerin güvenliklerini sağlamasına ve egemenlik haklarını korumasına destek vereceğini belirtti.
“Bu, Çin Halk Cumhuriyeti’nin egemenlik hakları konusunda daha baskıcı ve agresif tutum izlediği için önem taşıyor.” diyen Austin, Çin’in Doğu Çin Denizi’ndeki balıkçı filosunu genişlettiğini, Güney Çin Denizi’nde inşa ettiği yapay adaları gelişmiş silahlarla donattığını ve Çin gemilerinin bölge ülkelerinin kara sularını ihlal ettiğini ileri sürdü.
Pekin’in Hindistan ile sınır sorunlarında giderek daha katı bir tutumu benimsediğini ifade eden Austin, “Hint-Pasifik ülkeleri, siyasi tehditlerle, ekonomik baskılarla veya deniz milislerinin tacizleri ile karşı karşıya kalmamalıdır.” dedi.
ABD ordusunun Hint-Pasifik bölgesinde aktif varlığının süreceğini vurgulayan Austin, “Uluslararası hukukun izin verdiği her yerde uçmayı, yelken açmayı ve faaliyette bulunmayı sürdüreceğiz. Ve bunu ortaklarımızla yapacağız.” diye konuştu.
Tayvan’ın savunmasına destek
Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrara yönelik tehditlerin de son dönemde arttığını ifade eden Austin, “Bölgeye uzun süre en iyi şekilde hizmet etmiş olan statükoyu koruma konusundaki kararlığımız sürüyor. Tayvan’daki statükoyu tek taraflı olarak değiştirecek her türlü girişime kategorik olarak karşı çıkıyoruz. Tek Çin ilkesine bağlıyız. Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemiyoruz. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların barışçı yöntemlerle çözülmesi gerektiği ilkesine sonuna kadar bağlıyız.” değerlendirmesini yaptı.
Austin, ABD’nin “Tek Çin politikası”na bağlı kalmanın yanında, Tayvan İlişkileri Yasası’ndaki yükümlülüklerini de unutmadığının altını çizerek, Tayvan’ın kendisini savunmasına yetecek askeri kapasitesine sahip olmasına destekleyeceklerini, ayrıca Tayvan’ın güvenliğini, ekonomik ve sosyal sistemini baskı yoluyla veya güç kullanarak değiştirmeye yönelik her türlü girişime karşı koymak üzere kendi kapasitelerini de muhafaza edeceklerini belirtti.
Llyod Austin, Çin’in Tayvan politikasına ilişkin, “Bizim politikamız değişmedi ama ne yazık ki Çin için aynı şeyi söylemek mümkün görünmüyor. Dışişleri Bakanımız Blinken’in de işaret ettiği gibi, Pekin’in ada üzerindeki baskıcı tutumunu arttırdığı görülüyor.” ifadelerini kullandı.
Çin’in Boğaz çevresindeki askeri hareketlerini arttırdığı, savaş uçaklarının ada çevresinde rekor sayıda uçuşlar yaptığını dile getiren Austin, “Çin’in Tayvan çevresinde barış ve istikrarı zedeleyen hareketleri, tüm Hint-Pasifik bölgesinde barış ve istikrara ve refaha zara verme tehlikesi taşıyor.” dedi.
Tayvan bölgesinde barış ve istikrarın sağlanmasının yalnızca ABD’nin çıkarı olmadığını, uluslararası bir güvenlik sorunu olduğunu ifade eden Austin, “Açıkça belirtmek isterim ki, bir cepheleşme ve çatışma arayışında değiliz. Yeni bir Soğuk Savaş veya Asya NATO’su, düşman bloklara bölünmüş bir bölge istemiyoruz. Çıkarlarımızı sonu kadar koruyacağız ama bölgede güvenliği genişletmek için de çalışacağız.” diye konuştu.
ABD’nin son dönemde bölgede güvenlik alanında Hindistan, Japonya ve Avustralya ile Dörtlü Güvenlik Diyaloğu (QUAD) ve İngiltere ile Avustralya’ya nükleer denizaltı teknolojisini öngören AUKUS gibi ittifaklar ve Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik etkinliğini dengelemeyi ve tedarik güvenliğini sağlamayı amaçlayan Hint-Pasifik Ekonomik Çerçevesi (IPEF) gibi önerilerle bölgedeki müttefikleriyle çok taraflı ortaklıklarını geliştirmeyi hedeflediği gözleniyor.
Öte yandan Pekin, kendi toprağı olarak gördüğü Tayvan ile Hong Kong, Sincan ve Tibet ile bağlantılı meseleleri “iç işi” kabul ederek, ABD’nin müdahalesine karşı çıkıyor.