Temsilciler Meclisi Başkanı Johnson yaptığı basın açıklamasında, Gazze’de yaşayan Filistinlilerin zorla yerinden edilmesi planına atıfta bulunarak Trump’ın “Orta Doğu’da barışı sağlamak için” attığı adımları “cüretkar ve kararlı bir eylem” olarak niteledi.
- ABD Başkanı Trump: ABD, Gazze Şeridi’ni devralacak
- İsrail Başbakanı Netanyahu ABD’de “Gazze’deki işi bitirmeleri” gerektiğini savundu
- Trump, Filistinlilerin Gazze’den ayrılmaktan başka seçeneklerinin olmadığını savundu
- Dışişleri Bakanı Fidan: Gazze halkını denklem dışı bırakmaya çalışan bütün inisiyatiflere karşıyız
Johnson, “Bence İsrail’e yönelik tehdidi ortadan kaldırmak için bir şeyler yapmalısınız. Sorun şu. Gazze’yi şu anki haliyle bırakırsanız, her zaman başka bir 7 Ekim riski vardır.” ifadelerini kullandı.
Gazze’nin “istikrarsız” bir yer olduğunu savunan Johnson, “Bence bu konuda güçlü ve kararlı bir hareket önemli bir adım.” dedi.
Johnson, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Trump’ı yeni döneminde Beyaz Saray’da ilk ziyaret eden “uluslararası lider” olmasını da ABD’nin bölge politikalarında “tereddüte yer vermeyeceği” şeklinde yorumladı.
Bu konuda daha fazla ayrıntının “yakında” açıklanacağını kaydeden Johnson’ın açıklamalarının, Trump’ın Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” söylemesinden bir gün sonra gelmesi ise dikkati çekti.
Başkan Trump, dün Beyaz Saray’da kabul ettiği İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak basın toplantısında ABD’nin Gazze Şeridi’ni devralacağını ve oradaki patlamamış bombalar ile diğer silahların sökülmesinden ve yıkılmış binalardan kurtulmaktan sorumlu olacağını söylemişti.
Gazze’nin artık tamamen yerle bir olmuş devasa bir yıkım alanı olduğunu kaydeden Trump, Gazze’deki Filistinlilerin başta Mısır ve Ürdün olmak üzere komşu ülkelerde inşa edilecek yeni yerleşim yerlerine gitmelerinin çok daha iyi olacağını savunmuştu.
USAID’in kapatılmasının doğru olduğunu savundu
ABD Uluslararası Kalkınma Ajansının (USAID) kapatılmasıyla ilgili tartışmalara da değinen Johnson, kurumun kapatılmasının maddi gerekçelerini sıraladı.
Ülke medyasının bu konuda “olan bitene karşı aşırı tepki gösterdiğini” dile getiren Johnson, dış yardımları yönlendiren bu kurumun kapatılmasını, ABD Anayasası’nın Birinci Maddesi için “bir tehdit olarak görmediklerini” ifade etti.
Johnson, bu konuda yürütme organının gerekeni yapma otoritesini kullandığını belirterek “Bakın, Nepal’de ateizmi yaygınlaştırmak gibi girişimlere 100 milyon dolar. Amerikan vergi mükelleflerinin ödemesi gereken şey bu olamaz. Kolombiya’da transseksüel operalar, Ekvador’da uyuşturucu şovları, bu olamaz.” sözlerine yer verdi.
Temsilciler Meclisi Başkanı, ABD’nin 36 trilyon dolar borcu bulunduğuna dikkati çekerek, bunun ülkenin geleceği ve güvenliği için ciddi bir tehdit olduğunu kaydetti.
ABD Başkanı Donald Trump, 21 Ocak’ta, başkanlık görevine başlamasının hemen ardından dış yardımlara yönelik kararname imzalamış, Dışişleri Bakanlığı da 27 Ocak’ta, bakanlık ve USAID tarafından finanse edilen tüm dış yardımların durdurulduğunu açıklamıştı.