The Hill gazetesinin haberine göre, Çin’e, sürgündeki Tibet yönetimiyle arasındaki ilişkileri düzeltmesi için çağrı yapan yasa tasarısı Temsilciler Meclisinde oylandı.
Tasarı, 26 “hayır” oyuna karşı 391 “evet” oyu ile kabul edildi.
Tasarı, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin, Çin’in, sürgündeki Tibet yönetimi hakkındaki söylemlerine doğrudan karşılık vermesine olanak sağlayacak.
ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesinin Cumhuriyetçi Başkanı Michael McCaul, ABD’nin, bu yasa tasarısıyla Tibet’i “önemli insan hakları sorunlarının yaşandığı ve Çin tarafından işgal edilmiş bir ülke” görüşündeki kararlılığını gösterdiğini belirtti.
Tibet’in statüsü
Himalaya Dağları’nın kuzeyindeki 2,5 milyon kilometre genişliğindeki Tibet Platosu, deniz seviyesinden ortalama 4 bin 380 metre yüksekliğiyle “dünyanın çatısı” olarak adlandırılıyor.
Tarih boyunca yarı-göçebe Tibet halkının yurdu olan bölge, 1951’de imzalanan 17 Nokta Anlaşması ile Çin Halk Cumhuriyeti egemenliğine girmişti. Pekin yönetimi, bunu “Tibet’in barışçıl özgürleşmesi” olarak adlandırmıştı.
Tibet’in ruhani lideri Dalai Lama, 1959’daki bağımsızlık yanlısı ayaklanmanın başarısız olmasının ardından bölgeyi terk etmiş ve Hindistan’ın kuzeyindeki Dharmsala kentine yerleşerek sürgündeki Tibet meclisi ve hükümetini kurmuştu.
Pekin yönetimi, sürgündeki Tibet yönetimini tanımıyor ve 2010’dan bu yana Dalai Lama’nın temsilcileriyle hiçbir temasta bulunmuyor.
Pekin yönetimi, Tibet’in 13. yüzyıldan bu yana Çin’in parçası olduğunu ve ayrı bir varlığının bulunmadığını öne sürerek, sürgündeki hükümeti ayrılıkçılıkla suçluyor. Dalai Lama ve destekçileri de Tibet’in tarihin büyük bölümünde fiilen bağımsız olduğunu savunuyor.