Günlük basın toplantısında soruları yanıtlayan Price, Şukri’nin Türkiye ziyaretiyle ilgili, “Elbette ki hem Türkiye hem de Mısır önemli ortaklarımızdır. Önemli ortaklarımızın ilişkilerinin iyileşmesini her zaman teşvik ediyoruz.” dedi.
Şukri, 10 yıl aradan sonra Türkiye’ye geldi ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri’yi Adana Havalimanı’nda karşıladı.
İki bakan Mısır’dan yardım malzemesi taşıyan “El Hürriye” gemisinin yanaştığı Mersin Uluslararası Limanı’nda açıklama yaptı.
Çavuşoğlu, Mısır ile ilişkilerde yeni sayfalar açıldığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin Doha’da yaptığı görüşmenin de son derece verimli olduğunu kaydederek Şukri ile Adana Şakir Paşa Havalimanı’nda yaptığı görüşmede de bu ilişkileri geliştirmek için atılacak adımları ele aldıklarını aktarmıştı.
Bakan Şukri de Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkileri tekrar eski düzeyine getirmeye ve her iki ülkenin ortak çıkarına uygun şekilde çok çok ileriye götürmeye önem verdiklerini kaydederek, “Mısır her zaman Türkiye’deki kardeşlerinin yanında olacaktır. İlişkilerimizin de bundan sonra en iyi düzeye geleceğine inanıyorum.” ifadelerini kullanmıştı.
Filistin sorusuna kaçamak yanıt
Price, Filistin’in işgal altındaki Batı Şeria’ya bağlı Nablus kentindeki olaylara ilişkin, “İki İsrailli kardeşim Nablus yakınlarında korkunç bir şekilde öldürülmesini ve bugün Eriha’da ABD vatandaşı olduğunu tespit ettiğimiz bir İsraillinin öldürülmesini kınıyoruz.” dedi.
Önceki gün sosyal medya hesabından İsrailli yerleşimcilerin öldürülmesini “terörizm” olarak nitelediği ancak yasa dışı Yahudi yerleşimcilerinin Filistinlileri öldürülmesini neden bu şekilde tanımlamadığının sorulması üzerine Price, şöyle kaçamak bir yanıt verdi:
“Podyumdan tanımları çözümlemenin iyi olmadığını düşünüyorum. Son birkaç gündür gördüğümüz aşırılık yanlısı şiddeti kınıyoruz. Hafta sonu gördüğümüz İsraillilerin öldürülmesini çok güçlü bir şekilde kınadık. Bugün, tüm bu aşırılık yanlısı şiddet vakalarında, Filistinlilerin ölümüyle, binaların tahrip edilmesiyle sonuçlanan şiddeti çok güçlü bir şekilde kınadık.”
Sözcü ayrıca hem İsrailliler hem de Filistinliler için eşit bir adalet olması gerektiğine inandıklarını ifade etti.
ABD’den Moldova’nın toprak bütünlüğüne vurgu
Rusya’nın Transdinyester bölgesine ilişkin ABD, NATO ve Ukrayna’yı uyarmasına ilişkin bir soruya yanıt veren Price, Moldova’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini desteklediklerini, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) öncülüğünde Transdinyester sorununun çözümünden yana olduklarını söyledi.
Price, Transdinyester sorununun çözümünde Moldova’nın toprak bütünlüğünün korunmasına vurgu yaparken Rusya’nın Moldova’da “kötü niyetli faaliyetlerde bulunduğunu” iddia etti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna’nın Transdinyester bölgesi ile sınırına asker ve askeri teçhizat yığdığını iler sürmüş, ABD, NATO ile Ukrayna’yı Moldova içerisinde bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester bölgesi ile ilgili “maceracı” adımlar atmamaları konusunda uyarmıştı.
Moldova’nın 1991’de Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Dinyester Nehri’nin doğu kıyısında bulunan Transdinyester Rusya’nın desteğiyle tek taraflı bağımsızlığını ilan etmişti.
Bağımsızlık ilanından sonra Moldova ile Transdinyester arasında başlayan silahlı çatışmalar, 22 Temmuz 1992’de ateşkesle son bulmuştu.
Moldova ile Transdinyester arasında 1993’te Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesinde çözüm görüşmeleri başlamıştı. AGİT bünyesinde 5+2 formatında yapılan müzakerelerde Transdinyester, Moldova, Rusya, Ukrayna, ABD ile AGİT ve Avrupa Birliği (AB) temsilcileri yer alıyor.