ABD ve Avrupa’nın Ukrayna gerginliği nedeniyle Rusya’ya ağır ekonomik yaptırım hazırlığına girmesi, dünya ve Rus ekonomisinin söz konusu yaptırımlardan nasıl etkileneceği sorusunu da gündeme getirdi.
ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ağır ekonomik sonuçları olacağına dikkati çekerek, bir süredir Rus ekonomisi ve Kremlin’e yakın isimlere yönelik yaptırım paketleri hazırlıyor.
Hazırlanan paketler arasında, Rus bankalarının uluslararası işlemlerini sınırlama, finans kurumlarını SWIFT sisteminden çıkarma, kritik ürünlere ihracat yasağı, enerji ticaretini sınırlandırma ile bireylere ilave seyahat yasağı ve mal varlığı dondurma gibi çeşitli tedbirler uygulanabilecek.
Batılı ülkeler, yaptırımların daha caydırıcı olması için Rusya’ya yönelik muhtemel tedbirlere ilişkin somut detayları paylaşmaktan kaçınırken, Rusya’nın, Ukrayna’ya karşı herhangi bir saldırganlığının ekonomik bedelinin ağır olacağı vurgusu sıklıkla dile getiriliyor.
ABD’de Joe Biden yönetiminin, Avrupa Birliği ve İngiltere gibi ortaklarla görüştüğü Rusya’ya yönelik tedbirlerin başında çeşitli finansal kısıtlamalar yer alıyor.
Yaptırımlar uyarınca Rusya’nın bankacılıkta uluslararası fon transfer sistemi olan SWIFT’e erişiminin kesilmesi söz konusu. Belçika merkezli SWIFT, dünya çapında finans kuruluşları arasındaki işlemlerin güvenli ve standart bir halde gerçekleştirilmesine imkan sağlıyor.
Halihazırda 200’den fazla ülke ile 11 binden fazla finans kurumunun bağlı olduğu SWIFT ile dünyadaki sınır ötesi ödemelerin büyük kısmı gerçekleştiriliyor. Rusya’nın söz konusu sistemden çıkarılması Rus bankalarının ülke dışı ticari işleminin zorlaşması anlamına geliyor.
Batılı ülkeler, geçmişte benzer biçimde İran’ı SWIFT’ten çıkarmıştı. İran, söz konusu sistemin dışında olduğu için petrol gelirlerini tahsilde, ticari ödemelerde zorluklar yaşamış, ülke ekonomisinde çeşitli sıkıntılarla karşılaşmıştı.
Ancak Batılı bazı yetkililer, söz konusu sistemden çıkarılması halinde Rusya ile ticari faaliyetlerde bulunan başta ABD ve Almanya gibi ülkelerin finans kurumlarına da zarar vereceğine işaret ediyor.
Dolar kullanımı ve Rus bankalarına yönelik yasaklar gelebilir
ABD’nin, Rusya’nın dolarla ticari işlemleri ve takas imkanlarını yasaklaması da muhtemel tedbirler arasında. Bu durumda, dünya ticaret sisteminde en yaygın para birimi konumundaki doların Rusya tarafından kullanımının yasaklanmasının ve ülke ile dolar işlemi yapan finansal kurumlara para cezası kesilmesinin Rus ekonomisini olumsuz etkileyebileceği bekleniyor.
Özellikle petrol ve doğal gaz ihracat gelirlerine önemli ölçüde bağlı Rus ekonomisinin dolarla işlem yasağından olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz bir etki olarak görünüyor.
Rusya’nın uluslararası piyasalarda bono ve tahvil işlemlerinden daha fazla dışlanması da bir başka muhtemel tedbir olarak öne çıkıyor.
Batı’nın, Rusya ve kurumlarını finansal piyasalardan men etmesi ve ülkenin tahvil ve bono ihracını engellemesinin ekonomik hasara neden olması bekleniyor. Bu durumun Rusya’nın borçlanma maliyetini yükseltmesi, faizlerini artırması ve para biriminin değer kaybını hızlandırması da söz konusu.
Rus bankalarının “kara listeye” alınması da ABD ve Avrupa’nın değerlendirdiği muhtemel kısıtlamalar arasında yer alıyor. Böylece, Rus bankalarının uluslararası finansal işlem gerçekleştirmesinin imkansız hale getirilebileceği görüşü mevcut.
Batı ülkelerinin, Rusya’ya bazı temel teknolojik ürünlerin satışını engellemesi olasılığı da var. Rusya’ya çip gibi dijital yaşamın vazgeçilmez bir teknolojisinin, elektronik ekipmanların veya çeşitli yazılımların satılmasına yasak getirilebileceği görüşü mevcut durumda.
Enerji sektörü de hedef alınabilir
Rus ekonomisi enerji ürünleri ihracatından önemli mali kaynak sağlıyor. En büyük ihracat ürünleri doğal gaz ile petrol olan Rusya’nın bu ürünlerini satamaması ülkeyi krize sokabilecek bir duruma neden olabilir.
Batı’nın Rus şirketlerinden petrol ve gaz alımını yasa dışı ilan etme seçeneği de masada. Onay süreci beklemede olan Kuzey Akım 2 doğal gaz boru hattı projesinin tamamen iptal edilmesi de olası tedbirler arasında. Ancak, özellikle doğal gaz ve petrolün küresel piyasalarda rekor seviyelere çıkmış olduğu son dönemde böyle bir tedbirin Batı’ya da ciddi bir maliyet getirmesiyle karşılaşılabilir.
Batı dünyasının Rusya’daki çeşitli kişi ve kuruma yönelik yaptırımları bulunuyor. Bu yaptırımların kapsamının genişletilmesi seçenekler arasında.
Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yakın çevresine seyahat yasağı ve mal varlığını dondurma da düşünülüyor. Ayrıca, Rus iş dünyasına karşı yeni tedbirler alınması Rus iş insanlarının Batı ülkelerindeki işlemlerinin sınırlandırılması, “nereden buldun?” yasası benzeri bir uygulamaya gidilmesi de mümkün.
Rusya kalkan oluşturmaya çalışıyor
ABD ve AB’nin yaptırım baskısı altındaki Rusya, ekonomide ve uluslararası ticarette risklerden korunmak için dolar kullanımını azaltmaya yönelik süreci Kırım’ı 2014’te yasa dışı ilhak ettikten sonra hızlandırmıştı.
Rusya Merkez Bankası tarafından 2021’in ilk yarısına ilişkin yayımlanan verilerde, ülkenin uluslararası rezervlerinde doların payının bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 22,2’den 16,4’e düştüğü ortaya konmuştu.
Rusya Maliye Bakanlığı da 8 Temmuz’da yaptığı açıklamada, Ulusal Refah Fonu’nda dolar varlıklarının payının sıfıra indirildiğini bildirmişti.
Rusya’nın uluslararası rezervleri geçen ay itibarıyla 639 milyar dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.
Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov 14 Ocak’ta yaptığı açıklamada, yaptırımların rahatsız edici olduğunu belirterek, “Ancak kurumlarımız bununla baş edebilir.” yorumunda bulunarak, ülkesinin yaptırımlara hazırlıklı olduğunu söylemişti.
Kremlin ekonomisini korurken büyüme sınırlı kaldı
Kremlin yönetimi, “dolarsızlaşma” hamlelerinin yanı sıra, 2014’te uygulamaya konan misilleme adımlarıyla meyve, sebze, et ve süt ürünleri gibi Batılı ülkelerde üretilen gıda ithalatlarının çoğunu durdurmuştu.
Rusya’nın söz konusu dönemde attığı bir başka adım da alternatif ticaret ortakları geliştirmeye yönelikti. Söz konusu “yeni” ortaklardan başı çeken Çin ile karşılıklı ticaret yılda 100 milyar doları geçti.
SWIFT sisteminden çıkarılma riski nedeniyle Rusya, 2014’te SPFS’yi (Mali Mesajlaşma Sistemi) geliştirmeye başlamış, Aralık 2017’de kullanıma açmıştı.
Rusya Maliye Bakanlığı, Ekim 2019’da yaptığı açıklamada, Türkiye ile ulusal para birimleriyle ticaret konusunda anlaşma imzalandığını, söz konusu anlaşmanın Türk bankalarının SPFS’ye bağlantısını da genişletebileceğini duyurmuştu.
Rusya Merkez Bankası da dijital rublenin testlerine bu yıl başlayarak, nakit ve nakit dışı ödemelerle birlikte yeni, ek bir ödeme biçimini devreye almak istiyor.
Rus yetkililer, Batılı ülkelerin sert ekonomik yaptırımlar uygulamasına hazırlıklı olduklarını ifade etseler de ekonomik büyüme ve halkın alım gücündeki sınırlı artış sıklıkla gündeme geliyor.
Kremlin, devlete ait işletmeleri desteklemeye öncelik verirken, sıkı mali politikalar nedeniyle Rus ekonomisi 2014’ten bu yana dünya ortalamasından daha az büyüyor.
Rus vatandaşlarının reel gelirleri 2020’de, 2013’e kıyasla yüzde 9,3 gerilerken Rusya’dan sermaye çıkışı 2020’de 50,2 milyar dolar iken 2021’de 72 milyar dolara yükseldi.