ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Çin’e yaptığı resmi ziyaret kapsamında mevkidaşı Çin Gang ile görüştü.
ABD’li Bakan, iki günlük resmi ziyaret için bu sabah saatlerinde Pekin’e ulaştı. Blinken’i havaalanında Çin’in Kuzey Amerika ve Okyanusya İlişlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yang Tao ve ABD’nin Pekin Büyükelçisi Nicolas Burns karşıladı.
Blinken, ABD Başkanı Joe Biden’ın 2021’in başında göreve gelmesinden bu yana Pekin’e gelen en üst düzey yetkili ve 5 yıl sonra Çin’i ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı oldu. En son Donald Trump döneminin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, 2018’de Pekin’i ziyaret etmişti.
ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Kasım 2022’de Endonezya’nın Bali Adası’nda düzenlenen G20 Zirvesi’nde yaptıkları görüşmede Blinken’in Pekin’i ziyaret etmesine karar vermiş ancak şubatta yapılması planlanan ziyaret, Çin’e ait yüksek irtifa balonunun Amerikan hava sahasına girmesinin ardından yaşanan kriz nedeniyle iptal etmişti.
Blinken, Pekin’e varışının ardından Diaoyutai Devlet Konuk Evi’nde mevkidaşı Çin Gang ile bir araya geldi. Bakanların heyetler arası görüşmesi 5 buçuk saat sürdü. ABD ve Çin heyetleri görüşmenin ardından akşam çalışma yemeğinde de bir araya geldi.
Tayvan sorununa vurgu
Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bakan Çin Gang, görüşmede Çin-ABD ilişkilerinin diplomatik bağların kurulmasından bu yana en kötü noktada olduğuna dikkati çekerek, bu durumun iki halkın çıkarlarına ve uluslararası toplumun beklentilerine uygun olmadığını belirtti.
Çin’in ABD ile ilişkilerini, Devlet Başkanı Şi Cinping’in ortaya koyduğu karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkeleri çerçevesinde gördüğünü ifade eden Çin Gang, bu ilkelerin ilişkilerin ortak ruhu, hedefi ve kırmızı çizgisi olması gerektiğini vurguladı.
Çin Gang, ABD ile istikrarlı, öngörülebilir ve yapıcı ilişki kurmak istediklerini belirterek, “Umarız ABD, Çin’e dair objektif ve rasyonel bir bakışı benimser, ilişkilerin siyasi temelini korunmak ve beklenmedik münferit olayları akılcı, sakin ve profesyonel tarzda ele almak için Çin ile çalışır.” dedi.
Çinli Bakan, tarafların, ABD ve Çin liderlerinin Bali’deki görüşmelerinde vardıkları anlayış birliğinin içeriğine ve ruhuna uygun olarak ilişkileri yeniden istikrarlı bir doğrultuya sokmak için çaba göstermesi gerektiğinin altını çizdi.
Çin Gang, Tayvan sorununun Çin’in en temel çıkarı, en önemli meselesi ve Çin-ABD ilişkilerindeki en belirgin risk olduğunu vurgulayarak ABD tarafını, tek Çin ilkesine bağlı kalmaya, diplomatik ilişkilerin temelini oluşturan Üç Ortak Bildiri’deki yükümlülüklerine ve “Tayvan’ın bağımsızlığını desteklememe” taahhüdüne uymaya çağırdı.
İletişim kanallarının açık tutulması
ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise, Bakan Blinken’in görüşmede, yanlış algılama ve hesap hatalarının yaratacağı risklerden kaçınmak için farklı sorun alanlarında iletişim kanallarını açık tutmanın ve diplomasinin önemine işaret ettiği aktarıldı.
Bakan Blinken’in ilişkilerde kaygı konusu olan çok sayıda meselenin yanı sıra Çin ile çıkarların çakıştığı ulus aşırı sorunlarda işbirliği olanaklarını dile getirdiği belirtilen açıklamada, “Dışişleri Bakanı, ABD’nin daima Amerikan halkının çıkarları ve değerlerini savunacağı ve özgür, açık bir dünyayı ve kurallara dayalı uluslararası düzeni savunmak için müttefikleri ve ortaklarıyla çalışacağını açıkça ifade etmiştir.” denildi.
Açıklamada Bilinken’in Çin Gang’ı diyaloğu sürdürmek üzere ziyaret için Washington’a davet ettiği kaydedildi.
Görüşmede taraflar, Çin-ABD ilişkilerinde yol gösterici ilkeler üzerine istişareleri sürdürme, ilişkilerdeki belli sorunları ortak çalışma grubuyla ele alma, halklar arasında, iş ve eğitim alanında etkileşimleri teşvik etme konusunda anlaştı.
Blinken’in, yarın Çin’in en kıdemli diplomatı, Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Vang Yi ve Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmeler yapması bekleniyor.
Blinken, Çin ile ABD arasında ekonomik ve stratejik rekabetin arttığı, mevcut sorunların ve gerilimlerin çözülmeden devam ettiği, ilişkilerde karşılıklı güvensizliğin hakim olduğu bir süreçte Pekin’i ziyaret ediyor.
İki ülke arasında Tayvan sorunundan, Güney Çin Denizi’ndeki askeri gerilime, ekonomik ve teknolojik rekabetten insan hakları meselesine dek çok sayıda sorunlu alan bulunuyor.
Ziyarette tarafların sorunlu alanlardaki tutumlarını yinelemesi beklenirken, herhangi bir alanda çözüme yönelik tam uzlaşma sağlanabileceği öngörülmüyor. Ancak ziyaret, balon krizinin ardından kesintiye uğrayan diplomatik iletişimin yeniden sağlanmasına yönelik son aylarda atılan adımların son halkası olarak önem taşıyor.
Balon krizi ve diplomasinin kopması
ABD Savunma Bakanlığı, 3 Şubat’ta Çin’e ait olduğu iddia edilen yüksek irtifa istihbarat balonunun ABD ana kıtası üzerinde uçuş yaptığının ve Montana eyaletinde aralarında nükleer başlık ve uzun menzilli füze depolarının olduğu bazı hassas askeri tesislerin üzerinden geçtiğinin tespit edildiğini bildirmişti.
Çin, balonun ülkeye ait sivil bir hava aracı olduğunu, meteorolojik araştırma için kullanıldığını, kontrol kabiliyeti sınırlı olduğundan rüzgarlarla sürüklenerek yanlışlıkla ABD hava sahasına girdiğini ileri sürmüştü.
Çin’in açıklaması Washington’ı tatmin etmezken Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Çin’e yapmayı planladığı ziyareti iptal etmişti.
Balon 4 Şubat’ta, Başkan Joe Biden’ın emriyle Atlantik Okyanusu üzerine çıktığında, ABD kara sularında savaş uçağınca vurularak düşürülmüştü.
Pekin yönetimi, “sivil insansız hava aracına güç kullanarak müdahale ettiği” gerekçesiyle ABD’yi protesto etmişti.
Kriz yüzünden diplomatik ilişkiler büyük ölçüde kesilirken, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ile ÇKP Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Vang Yi, 10-11 Mayıs’ta Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaptıkları görüşmede ilişkileri yeniden kurma konusunda adım atmıştı.