ABD-Çin ilişkileri, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Pekin’in egemenlik iddia ettiği Tayvan’ı ziyaret edeceğine dair haberler nedeniyle kritik bir dönemeçten geçiyor.
Çin sözcüleri, son birkaç günde yaptıkları açıklamalarda ziyaretin gerçekleşmesi halinde “askeri karşılık” dahil sert tepkiler verileceğine dair uyarılarda bulunurken, iki ülke ordularının bölgedeki askeri hareketliliğinin arttığına dair işaretler görülüyor.
ABD Devlet Başkanı Joe Biden ile Çin Devlet Başkanı Şi Cinping arasında yapılması planlanan telefon görüşmesi öncesinde tırmanan gerginlik, iki büyük güç arasında, Soğuk Savaş yıllarında ABD ve Sovyetler Birliği’ni çatışmanın eşiğine getiren Küba Füze Krizi’ne benzer bir krizi doğurabilir.
Çin’in, Pelosi’nin Ada’ya ulaşmasını önlemeye yönelik olası bir hareketi, bölgede gerginliği tırmandırarak iki ülkenin silahlı kuvvetlerini Tayvan çevresinde karşı karşıya getirebilir.
Merkezi Pekin’de bulunan Güney Çin Denizi Stratejik Araştırma Girişimi adlı düşünce kuruluşunun derlediği seyir takip verilerine göre, ABD donanmasına ait Ronald Reagan uçak gemisi, hafta başında güdümlü füze taşıyan bir destroyer ve kruvazör ile Singapur’dan ayrılarak kuzeydoğu yönünde Güney Çin Denizi’ne doğru hareket etti.
ABD ordusu filonun varış hedefine ilişkin açıklama yapmazken, söz konusu doğrultuda ilerlenmesi halinde Tayvan’ın güneyine ulaşacağı öngörülüyor.
Associated Press (AP) haber ajansına konuşan ABD’li yetkililer, henüz doğrulanmayan ziyaretin yapılması halinde, “ABD ordusunun Hint-Pasifik bölgesindeki güçlerinin ve harp vasıtalarının hareketini arttıracağını”, “Pelosi’nin Ada’ya ulaşabilmesi için savaş uçakları, gemiler, keşif araçları ve diğer askeri sistemleri kullanarak iç içe geçen koruma halkaları oluşturacağını” bildirmişti.
ABD’li yetkililer, Çin’in, Pelosi’nin ziyaret kararı alması halinde, Tayvan çevresine uçak gemisi yollayarak uçuşa yasak bölge oluşturabileceğini, savaş uçaklarıyla Pelosi’nin Ada’ya inmesini engelleyebileceğini ihtimal dahilinde görüyor.
Öte yandan ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley, dün Avustralya’nın Sydney kentinde katıldığı toplantıda, konuya ilişkin soruya verdiği yanıtta, olayın krize dönüşüp dönüşmeyeceği ile ilgili yorum yapmaktan kaçındı.
Milley, “Eğer Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi veya başka biri seyahat etmeye karar verir ve askeri destek isterse, ziyaretin güvenli şekilde gerçekleşmesi için gerekeni yaparız. Bunun sonucu ne olur, onun için bekleyip görmemiz gerek. Şu anda konuşmak için erken.” ifadesini kullandı.
Öte yandan Çin’in de bölgedeki hava gücü varlığını arttırdığına dair işaretler görülüyor.
South China Morning Post gazetesinin haberine göre, güncel uydu görüntüleri, Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nun Tayvan Boğazı’nın karşı kıyısındaki Fucien eyaletinde bulunan Longtien Hava Üssü’ndeki hava üstünlüğü sağlamaya yönelik “Flanker” sınıfı uçakların sayısını artırdı.
Rus yapımı “Su-27” veya onun Çin versiyonu “J-11” ve “J-16” tipi olduğu sanılan çok sayıda uçak ile “J-6” tipi savaş uçaklarından üretilen insansız hava aracının üsse konuşlandırıldığını aktaran gazete, olası çatışma halinde savaş uçaklarının ve elektronik harp sistemleri donanmış, patlayıcılarla füze olarak kullanılabilecek binlerce insansız J-6’nın devreye girebileceği yorumunu yaptı.
Çin Savunma Bakanlığı, önceki gün yaptığı açıklamada, Pelosi’nin ziyaretinin gerçekleşmesi durumunda askeri karşılık verebileceği uyarısında bulunmuştu. Açıklamada, “Pelosi Tayvan’ı ziyaret ederse, Çin ordusu boş durmayacak.” ifadesine yer verilmişti.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cao Licien de dünkü basın toplantısında, “Her tür olasılığa hazırlıklıyız. Eğer ABD tarafı ziyarette ısrar ederse, egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü korumak için güçlü ve kararlı tedbirler alacağız.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Beyaz Saray ziyareti desteklemiyor
İngiliz Financial Times gazetesi, hafta başında yayımladığı haberde, Beyaz Saray güvenlik yetkililerinin, olası riskler nedeniyle ziyarete karşı olduğu, ABD ordusunun Çin savaş uçaklarının Pelosi’nin uçağına müdahale ederek Ada’ya inmesini engellemeye çalışabileceğinden endişe ettiği belirtilmişti.
Başkan Biden, Pelosi’nin ziyaretiyle ilgili “Ordu, iyi bir fikir olduğunu düşünmüyor.” ifadesini kullanmıştı.
ABD’deki güçler ayrılığı ilkesi gereği, Biden’ın yasama organı temsilcisi Pelosi’yi ziyaretinden alıkoyma yetkisi yok. Temsilciler Meclisi Başkanı, ziyaret konusunda kendi kararını alma yetkisine sahip.
82 yaşındaki Pelosi’nin nisanda Tayvan’a yapmayı planladığı ziyaret Kovid-19’a yakalandığı gerekçesiyle iptal edilmişti.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi o günlerde Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaretinin “tek Çin” ilkesinin tanımladığı “kırmızı çizginin aşılması” anlamına geleceği uyarısında bulunmuştu.
Ziyaretin gerçekleşmesi halinde Pelosi, 25 yıl aradan sonra Ada’yı ziyaret eden ilk ABD Temsilciler Meclisi Başkanı olacak. Daha önce, 1997’de Newt Gingrich bu görevi yürütürken Tayvan’ı ziyaret etmişti.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından çıkan iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949’da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Bu girişim, Çin tarafından kabul edilmese de Tayvan temsilcileri, 1971’e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin’i temsil etmişti. 1950’ler ve 1960’larda çok sayıda ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti’nden Çin Halk Cumhuriyeti’ne çevirmesinin ardından 1971’de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin’in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan’ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, “Tek Çin” ilkesini benimseyerek Tayvan’ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor.
Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan’ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM’de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.