Mahkemenin oy birliği ile aldığı kararda, Fikre’nin davasının görülmesine devam edilebileceği belirtildi.
Kararda, hükümetin, Fikre’nin davasının iptali için öne sürdüğü “tartışmalı” tezini henüz kanıtlamamış olduğu kaydedilerek, “Bu dava bize yalnızca tartışmasız gerçek iddialar ve kısa bir beyanla çerçevelenen bir ön duruş olarak geliyor.” denildi.
Davaya devam edilmesi yönünde alınan kararın “geçici” olduğuna da dikkat çekilerek, dava ilerledikçe, şikayetçinin iddialarının test edileceği ve farklı bir sonuca varılmasını gerektirebilecek farklı gerçekler ortaya çıkabileceği ifade edildi.
FBI, devam edilmesi halinde “Uçuşu Yasak Liste” ile ilgili gizli bilgilerin açığa çıkabileceği endişesi ile Fikre’yi listeden çıkardıktan sonra davanın düşürülmesini talep etmiş, Fikre ise hükümetin anayasal haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle davanın görülmesinin devamını talep etmişti.
Yonas Fikre davası
Oregon eyaletinde yaşayan Eritre kökenli ABD vatandaşı Fikre, 2009’da elektronik ticareti için gittiği Sudan’da ABD Büyükelçiliğine çağrılarak FBI için casusluk yapması teklif edilmiş, kabul etmemesi halinde de “Uçuşu Yasak Liste”ye konulmakla tehdit edilmişti.
Teklifi reddeden ve olaydan bir hafta sonra ticari gezi için gittiği Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) gözaltına alınan Fikre, burada sorgulanarak işkence görmüş, 106 gün sonra İsviçre’ye sığınmış ve Uçuşu Yasak Listesi’nde olduğu için ABD’ye dönememişti.
Amerikan İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) tarafından 2012’de ABD federal mahkemesine açılan dava sonucu 2016’da FBI hiçbir açıklama yapmadan Fikre’yi izleme listesinden çıkarmış ve artık “davanın görülmesine gerek kalmadığı” gerekçesiyle düşürülmesini savunmuştu.
Davanın açıldığı federal mahkeme “davanın düşürülmesi” konusunda FBI’yı haklı bulurken, temyiz mahkemesi bu karara karşı çıkmış, davaya devam edilip edilmeyeceği konusu Yüksek Mahkemeye taşınmıştı.
Fikre, söz konusu uçuşu yasak listenin Anayasaya aykırı olduğunu ilan eden bir mahkeme kararı için davanın devamını isterken FBI, uçuşu yasak liste ile ilgili bilgileri yargı incelemesinin dışında tutmak için davayı “tartışmalı” hale getirerek kapatmak istiyor.
11 Eylül saldırılarından sonra oluşturulan uçuşu yasak listede halen neredeyse tamamen Müslümanlardan oluşan 10 binlerce isim bulunuyor. Listeye dahil edilme kriterlerinin şeffaf olmaması nedeniyle liste, Anayasal haklara aykırı olmakla ve kötü kullanıma açık hale gelmekle eleştiriliyor.