Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle ortaya çıkan enflasyon, ABD’de endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
- Fed, bu yıl bankaları işsizliğin arttığı ve ticari gayrimenkul fiyatlarının düştüğü senaryoda test edecek
Tedarik darboğazları, iş gücü piyasasındaki sıkıntılar ve ekonomik toparlanmanın ardından kolay parayla gelen güçlü tüketici talebi, ülkede fiyatları yukarıya doğru baskılamayı sürdürüyor.
Enerjiden gıdaya hızla devam eden fiyat artışları, Amerikalıların yaşam maliyetini her geçen gün artırıyor.
Enflasyon 2022’ye de zirvede başladı
ABD Çalışma Bakanlığı’nın son verileri, ülkede enflasyonun ocakta 40 yılın zirvesine çıkarak yüksek seyrini koruduğunu gösterdi.
Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ocakta aylık yüzde 0,6 ve yıllık yüzde 7,5 artarak piyasa beklentilerinin üzerinde yükseliş kaydetti. Beklentiler TÜFE’nin bu dönemde aylık yüzde 0,5 ve yıllık yüzde 7,3 artması yönündeydi.
Yıllık enflasyon 1982’den bu yana en büyük yükselişi gösterirken, bu yıla da zirvede başlamış oldu.
Enerji ve gıda kalemleri enflasyonun itici gücü olmayı sürdürdü
ABD’de enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar, enflasyonun itici gücü olmaya devam etti. Bu dönemde enerji endeksi aylık yüzde 0,9 artarken, yıllık yüzde 27’lik yükseliş kaydetti.
Enerjinin alt kalemlerine bakıldığında; benzin fiyatları aylık bazda gösterdiği yüzde 0,8’lik azalışa rağmen yıllık yüzde 40 artarken, yakıt (fuel oil) fiyatları aylık yüzde 9,5 ve yıllık yüzde 46,5 yükseldi. Aynı dönemde elektrik fiyatları aylık yüzde 4,2 ve yıllık yüzde 10,7 arttı.
Gıda endeksindeki artış ocakta aylık yüzde 0,9 ve yıllık yüzde 7’yi buldu. Amerikalıların barınma maliyeti ise söz konusu dönemde aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 4,4’lük artış gösterdi.
Fiyat artışlarıyla dikkati çeken diğer kalemler arasında ikinci el araç endeksi de ocakta aylık yüzde 1,5 ve yıllık yüzde 40,5 yükseldi.
Martta faiz artışı kapıda
Yükselen enflasyon Amerikalıların alım gücüne zarar verirken, iş gücü piyasasındaki hızlı toparlanma ve 37 yılın en güçlü ekonomik büyümesine rağmen ABD Başkanı Joe Biden’a desteğin azalmasına neden oldu.
Biden, son enflasyon verisinin ardından yaptığı değerlendirmede, fiyat artışlarına karşı ellerindeki her aracı kullandıklarını belirterek enflasyonun bu yıl sonunda azalmasının beklendiğini bildirdi.
Beklenenden de yüksek gelen enflasyon verisi, Fed’in üzerindeki “hızlı faiz artırımı” baskısını artırdı.
Son toplantısında politika faizini değiştirmeyerek yüzde 0-0,25 aralığında sabit bırakan Fed, faizlerin “yakında” artırılmasının uygun olacağını bildirmişti. Fed Başkanı Powell ise faiz artışı için mart ayı toplantısına işaret etmişti.
Analistler ise para politikasında sıkılaşma adımları atan Fed’in mart ayı toplantısında 50 baz puanlık faiz artışına gitmesine yönelik beklentilerin arttığını belirtti.
Bazı analistler Fed’in “agresif” hareket etmesinin pek olası olmadığını savunarak, 25 baz puan faiz artırmasının beklendiğini kaydetti.
“Fed’in para politikasını daha hızlı normalleştirmesi gerekiyor”
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ocak ayı enflasyonunun tahmin edilebileceği gibi güçlü geldiğini söyledi. Enflasyon verisinin bir kaç ay daha yüksek gelebileceğine işaret eden Zandi, Kovid-19 salgınının hafiflemesiyle enflasyon oranlarının da düşeceğini kaydetti.
Zandi, Fed’in para politikasını daha hızlı normalleştirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Bu, Fed’in gelecek birkaç hafta içinde tahvil alımını sonlandıracağı ve mart ayı ortasındaki toplantısında kısa vadeli faiz oranlarını yükseltmeye başlayacağı anlamına geliyor. Bu yıl en az 4 faiz artışı bekliyorum, her seferinde 25 baz puan. Ancak bu yıl 5 veya 6 faiz artırımı giderek daha olası hale geliyor.” dedi.
Mark Zandi, Fed’in uzun vadeli oranların yükseltilmesine yardımcı olmak için bu yaz niceliksel sıkılaşmaya da başlayacağını belirterek, bankanın faiz oranlarını tam istihdam ekonomisiyle daha tutarlı bir duruma getirmeye giderek daha fazla odaklandığını aktardı.
ING Uluslararası Başekonomisti James Knightley de enflasyondaki yeni zirvenin Fed üzerinde baskı yarattığını belirtti.
Artan ücretler, emtia fiyatları ve tedarik zincirindeki gerilimlerin enflasyondaki yükselişe katkı sunduğunu aktaran Knightley, Fed’in agresif yanıt vermesinin gerekeceğini ve 50 baz puanlık faiz artışı beklentisinin arttığını kaydetti.
Knightley, Fed”den bu yıl 5 faiz artışı beklediklerine işaret ederek, bunun talep ve arzın daha iyi bir dengeye geçmeye başlamasına katkıda bulunacağını ifade etti.