ABD Çalışma Bakanlığı’nın açıkladığı son veriler, Amerikalıların yaşam maliyetinin hızla arttığını ortaya koydu.
- ABD’de enflasyon yüzde 9’u aşarak 41 yılın zirvesine çıktı
Ülkede Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), haziranda aylık yüzde 1,3 artarken, yıllık yüzde 9,1 ile Kasım 1981’den bu yana kaydedilen en hızlı artışı gösterdi.
Benzin ve gıda fiyatlarında çift haneleri bulan artışlar, ABD’de enflasyonun itici gücü olmaya devam etti.
Piyasalar 100 baz puanlık faiz artışını fiyatlamaya başladı
Ülkede güçlü gelen istihdam verilerinin ardından piyasa beklentilerinin oldukça üzerinde gerçekleşen enflasyon verisi, Fed’in agresif para politikası duruşunun şu ana kadar talebi azaltmada ve enflasyonu yüzde 2 hedefine düşürmede çok az ilerleme kaydettiğini gösterdi.
Son veriler, Fed’in sıkı para politikasında daha da şahinleşerek enflasyonla mücadelesini hızlandırabileceğine yönelik endişeleri artırdı.
Enflasyonun 41 yılın zirvesine çıkmasının ardından Fed’in temmuz toplantısında tarihi 100 puanlık faiz artışına gitme olasılığı gündeme geldi.
Para piyasalarında bankanın temmuz toplantısında yüzde 80 ihtimalle 100 baz puan faiz artıracağı fiyatlanmaya başladı. Fiyatlamalar Fed’in eylül toplantısında ise yüzde 80 ihtimalle 75 baz puan faiz artışı yapmasının beklendiğini gösteriyor.
Bazı Fed yetkilileri 100 baz puanlık artışın olası olduğuna işaret etti
Enflasyon verisinin ardından Fed yetkililerinden gelen açıklamalar da temmuz toplantısında 100 baz puanlık faiz artışının görüşülebileceğinin sinyalini verdi.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, haziran ayı enflasyon raporunun enflasyonun olumlu yönde hareket etmediğini gösterdiğini belirtti. Enflasyonun artmaya devam etmesinin endişe kaynağı olduğunu kaydeden Bostic, temmuz ayında 100 baz puanlık faiz artırımı olasılığının sorulması üzerine “her şey oyun dahilinde” yanıtını verdi.
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de temmuz toplantısında en muhtemel duruşun 75 baz puanlık faiz artışı olduğunu ancak 100 baz puanlık artışın da olası olduğunu kaydetti.
Powell temmuzda 50 veya 75 baz puanlık artışı olası görmüştü
Fed, enflasyonu kontrol altına alabilmek için faiz artırımlarını mart ayında 25 baz puanla başlamıştı.
Mart ayından 2018’den bu yana ilk kez faiz artırımına gitme kararı alan banka, mayıs toplantısında da 50 baz puan ile 2000 yılından bu yana en hızlı faiz artışını gerçekleştirmişti.
Fed, haziran toplantısında ise 1994’ten bu yana en güçlü faiz artışına giderek, politika faizini 75 baz puan artışla yüzde 1,50-1,75 aralığına yükseltmişti.
Fed Başkanı Jerome Powell, geçen ay faiz kararının ardından düzenlediği basın toplantısında, yüksek enflasyona karşı bankanın temmuz toplantısında 50 veya 75 baz puanlık faiz artırımına gidebileceğini ifade etti.
“Resesyon tehdidi artıyor”
ING Uluslararası Ekonomistleri James Knightley, enflasyon verisine ilişkin yaptığı değerlendirmede, Fed’in yapacak daha çok işi olduğunu belirtti.
Fiyat baskılarının yayılımının endişe verici olduğunu kaydeden Knightley, talebin arz koşullarıyla dengelenmesinin sağlanması için daha yüksek faiz oranlarıyla frene basma sorumluluğunun Fed’de olduğunu aktardı. Knightley,”Resesyon tehdidi artıyor.” ifadesini kullandı.
Fed’in zayıf büyümenin enflasyonu kontrol altına almak için ödenmesi gereken bedel olduğunu kabul ettiğine dikkati çeken Knightley, faiz oranlarında temmuz ayında 75 baz puan, eylül ve kasım aylarında ise 50 baz puanlık artış beklemeye devam ettiklerini aktardı.
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi de haziran ayında TÜFE’deki artışın başlıca nedenin artan enerji fiyatları olduğunu bildirdi.
Temmuz ayında enerji fiyatlarında düşüş yaşandığına işaret eden Zandi, enflasyonun ileriye dönük olarak daha iyi şekilleneceğini ifade etti.
Zandi, “Enflasyonu istikrarlı bir şekilde Fed’in yüzde 2 hedefine geri döndürmek 18-24 ay sürecek.” değerlendirmesinde bulundu.