ABD’de federal hükümet dün 31,4 trilyon dolarlık borç limitine ulaşırken, ABD Hazine Bakanlığı ülkenin temerrüde düşmesini önlemek için olağanüstü tedbirler uygulamaya başladı.
Bu kapsamda, Kamu Hizmeti Emekli ve Engelliler Fonu ile Posta Hizmeti Emekli Sağlık Yardımları Fonu’na yönelik yeni yatırımlar 5 Haziran’a kadar askıya alındı.
ABD Hazine Bakanlığının aldığı önlemlerle söz konusu emeklilik fonlarının mali kaynakları kullanılarak genel borç seviyesinin artmasının önüne geçilirken, federal ödemelerin yapılmaya devam edilmesi amaçlanıyor. Aynı zamanda Bakanlığın aldığı önlemler borç limitinin yükseltilmesi veya askıya alınması için de Kongre’ye süre tanıyor.
Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu yeni kazanan Cumhuriyetçiler, borç limiti müzakerelerinde önemli harcama kesintilerinden yana bir tavır sergiliyor. Demokratlar ise borç limitinin artırılmasında ısrarcı olurken, Cumhuriyetçilerin belirli harcamaları kısma önerilerini geri çeviriyor.
Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında bir açmaz haline gelen borç limiti konusunun birkaç ay içinde piyasaları sarsmasından endişe duyuluyor. ABD’de resesyon beklentileri güçlenirken, iki partinin borç limiti üzerindeki hesaplaşması her zamankinden daha fazla risk taşıyor.
Ekonomistler, Demokratlar ile Cumhuriyetçilerin temerrüde düşmekten kaçınmak için bir anlaşmaya varamaması halinde şokun dünyayı resesyona ve mali krize sürükleyebileceğine işaret ediyor.
Borç limiti nedir?
ABD’de ilk kez 1917’de uygulanmaya başlanan borç limiti ya da borç tavanı, “ABD hükümetinin borçlarını ödemek için ödünç alabileceği para miktarının üst sınırı” anlamına geliyor.
Kongre, her yıl altyapıya yapılan hükümet harcamalarını, sosyal güvenlik gibi programları ve federal çalışanlar için maaşları içeren bir bütçeyi onaylıyor. Tüm bu harcamalar için insanlardan vergi de alan hükümet, yıllardır elde ettiği gelirden daha fazlasını harcıyor ve federal açığı artırıyor.
Hükümetin, Kongre’nin halihazırda onayladığı ödemelere devam edebilmesi için borç para alması gerekiyor. Borç limiti, ABD hükümetinin “faturalarını” ödemek için alabileceği borcu sınırlandırıyor.
ABD Kongresi’nin yasayla belirlediği limite ulaşılıncaya kadar ABD Hazinesi borçlanma yetkisine sahip bulunuyor.
Mevcut borç limiti yaklaşık 31,4 trilyon dolar seviyesinde bulunuyor.
Borç limitine ulaşılırsa ne olur?
Borç limitine ulaşılması halinde federal hükümet borç miktarını artıramıyor. Bu nedenle sadece elindeki nakdi ve gelen gelirleri harcayabiliyor. Limitin artırılması için Kongre’den yasa geçirilerek izin alınması gerekiyor.
ABD Hazinesi ise bu süreçte hükümetin mali yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edebilmesi amacıyla bazı olağanüstü önlemler alabiliyor. Bu önlemler, çeşitli devlet hesaplarına ihraç edilen ABD Hazine tahvillerinin miktarını geçici olarak azaltan muhasebe tekniklerini içeriyor. Bu kapsamda, emeklilik fonları gibi fonlara yeni yatırımlar askıya alınabiliyor veya menkul kıymetlerin sahibine vadesinden önce geri ödeme yapılıyor.
Borç limitinin artırılmaması halinde ise ABD Hazinesi, yeni borçlanma yapamayacağı için harcamalarını gerçekleştirememe sıkıntısıyla karşı karşıya kalıyor.
ABD’nin borçlarının geri ödemesi de sıkıntıya girerken, ülkenin mali yükümlülüklerini yerine getirememe durumda temerrüde düşmesi söz konusu oluyor.
Ülke ekonomisi temerrüde düşme riskiyle karşı karşıya
Halihazırda yüksek enflasyon ve resesyon endişelerinin olduğu ABD ekonomisi, borç limitine ulaşmasıyla “temerrüde düşme” riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
Ekonomistler, ülkenin temerrüde düşmesinin sonuçlarının ciddi olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Bu durumun finansal piyasalarda kaos yaratacağını ve ekonomiyi baltalayacağını belirten ekonomistler, ülke ekonomisinin ciddi bir resesyona girebileceğine dikkati çekiyor.
Devlet ödemeleri ve gelirlerindeki değişkenlik nedeniyle ülkenin temerrüde düşmesi riskine dair kesin bir tarih vermenin zor olduğu aktarılırken, ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, bunun haziran ayından önce gerçekleşmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyor.
ABD’nin temerrüde düşmesi küresel piyasaları da olumsuz etkiler
ABD’nin temerrüde düşmesinin sadece ülke ekonomisini değil, küresel piyasaları da olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
Ülkenin borcunu ödeyemez duruma gelmesinin, finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin “korkunç” olabileceği kaydediliyor.
ABD doları, ABD hükümetinin borçlarını her zaman ödeyebileceğine olan küresel inanç sayesinde dünyanın rezerv para birimi olarak konumunu sağlamlaştırıyor.
Bankalar, finans şirketleri, iş dünyası ve ülkeler, varlıklarını desteklemek ve uluslararası işlemleri yürütmek için trilyonlarca ABD doları ve Hazine tahvili kullanıyor ve bu durum, ABD’yi küresel mali sistemde vazgeçilmez kılıyor.
Hem ABD doları hem de Hazine tahvilleri dünyanın en güvenli varlıkları arasında kabul ediliyor. ABD’nin temerrüde düşmesinin, ABD doları ve Hazine tahvillerine olan güveni zedeleyebileceği ve küresel finansal sistemi sarsabilecek bir güven krizini tetikleyebileceği belirtiliyor.
“ABD ve küresel piyasalarda önemli ölçüde dalgalanmaya neden olabilir”
American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Desmond Lachman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, borç limitinin “Kongre’nin hükümetin borç alabileceği miktara koyduğu bir sınır” olduğunu ve bu sınıra ulaşıldığında hükümetin bunu aşmamak için harcamaları kısmaya veya vergileri artırmaya zorlandığını kaydetti.
Lachman, “Bu durum ABD’nin borç yükümlülüklerini fiilen temerrüde düşürme olasılığını artırdığından 2011’de olduğu gibi, ABD ve küresel piyasalarda önemli ölçüde dalgalanmaya neden olabilir.” dedi.
Ülkenin gerçekten temerrüde düşmesi halinde ABD ve küresel piyasalarda bir “çöküş” yaşanabileceğine dikkati çeken Lachman, Kongre ve yönetimin, geçmişte olduğu gibi borç limitini artırma konusunda bir anlaşmaya varmalarını beklediğini ifade etti.
Lachman, iki tarafın son ana kadar anlaşmaya varamayacak gibi göründüğünü belirterek, “Gelecek birkaç ay boyunca bu konunun hem yurt içinde hem de yurt dışında piyasa belirsizliğini artırması muhtemel.” dedi.
Borç limiti daha önce 2011’de dolmuştu
ABD’de sık sık sorun haline gelen federal borç limiti, daha önce 2011 yılında dolmuştu.
Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, bu gelişmenin ardından ABD’nin notunu tarihte ilk kez en yüksek seviye olan “AAA”dan “AA+”ya düşürmüştü. Fitch Ratings ise ülkenin notunu negatif izlemeye almıştı.
Kongre, borç limitini 2 Ağustos 2011’de artırarak krizin daha fazla derinleşmeden sonlanmasını sağlamıştı.