ABD’de et fiyatlarındaki artış gıda enflasyonun en önemli nedenlerinden biri olarak öne çıkarken, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının neden olduğu sorunların yanı sıra tedarik zincirindeki rekabet eksikliğinin de et fiyatlarındaki artışta etkili olduğu belirtiliyor.
ABD’de gıda enflasyonu, Kovid-19 salgının etkisiyle aylardır yükselişini sürdürürken, tüketiciler tarafından gıda enflasyonun temel nedenlerinden biri olarak gösterilen et fiyatlarındaki artış giderek artan bir tartışma konusu haline geliyor.
ABD Çalışma Bakanlığının açıkladığı son veriler, Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) ağustosta yıllık bazda yüzde 5,3 artarken, gıda enflasyonun aynı dönemde yüzde 3,7’lik yükseliş kaydettiğini ortaya koyuyor. Son açıklanan TÜFE verileri ise kırmızı et fiyatlarının ağustosta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,2, domuz eti fiyatlarının yüzde 9,8 ve tavuk ile hindi gibi kümes hayvanı fiyatlarının yüzde 7 arttığını gösteriyor.
Beyaz Saray’ın paylaştığı veriler de Aralık 2020’den bu yana kırmızı et fiyatlarının yüzde 14, domuz eti fiyatlarının yüzde 12,1 ve kümes hayvanı fiyatlarının yüzde 6,6 arttığına işaret ediyor.
Tarım Bakanlığı ise kırmızı et fiyatlarında bu yıl yüzde 4,5 ila yüzde 5,5, kümes hayvanı fiyatlarında yüzde 16 ila yüzde 19 ve domuz eti fiyatlarında yüzde 6 ila yüzde 7 arasında artış bekliyor.
Bakanlığın verilerine göre, Kovid-19 salgının etkili olmaya başladığı Mart 2020’de 3,881 dolar olan 1 pound (453,6 gram) dana kıymanın ortalama fiyatının Ağustos 2021’de 4,468 dolara yükseldiği dikkat çekiyor.
Beyaz Saray tedarik zincirindeki rekabet eksikliğine dikkati çekiyor
Üreticiler, fiyatlardaki yükselişe neden olarak Kovid-19 salgının neden olduğu arz darboğazları, artan yem maliyetleri, lojistik ve iş gücü sıkıntıları ile artan talebi gösterirken, Biden yönetimi, sektörün yapısının et ve kümes hayvanı ürünlerinde perakende fiyat enflasyonuna neden olduğunu belirtiyor.
Biden yönetimi, tedarik zincirindeki rekabet eksikliğinin fiyatlardaki artışta etkili olduğunu savunuyor.
Konuya ilişkin eylül ayı başında bir blog yazısı paylaşan Beyaz Saray, artan et fiyatlarına ilişkin yasadışı fiyat sabitlemesini engellemek, antitröst yasalarını uygulamak ve et işleme endüstrisine daha fazla şeffaflık getirmek için güçlü adımlar atılacağını bildirmişti.
Büyük şirketler fiyatları manipüle etme suçlamasıyla karşı karşıya
Beyaz Saray’ın paylaştığı yazıda, sadece 4 büyük şirketin pazarın çoğunluğunu kontrol ettiğine işaret edilerek, verilerin bu şirketlerin Kovid-19 salgını sırasında rekor karlar elde ederek fiyatları artırdığını gösterdiği kaydedilmişti.
Tarım Bakanlığını verilerini kaynak gösteren Beyaz Saray, ülkede sadece 4 firmanın kırmızı et, domuz eti ve kümes hayvanları ürünlerinde pazarın yaklaşık yüzde 55-85’ini kontrol ettiğini aktarmıştı.
Accountable.US adlı grup tarafından yapılan bir incelemede de büyük et işleme şirketlerinin son zamanlarda ciddi fiyat sabitleme davaları ile karşı karşıya kaldığı ve birçoğunun fiyatları manipüle ettiği için son yıllarda en az 400 milyon dolar para cezası ve uzlaşma tazminatı ödemeyi kabul ettiği belirtildi.
Söz konusu incelemede, ABD’nin büyük gıda firmalarından Smithfield Foods, JBS, National Beef Packing Company, Tyson Foods ve Cargill’in isimleri yer aldı.
“Artan fiyatlar et ürünleriyle sınırlı değil”
Cornell Üniversitesi Tarım Ekonomisi Emeritus Profesörü Andrew Novakovic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çeşitli market ürünlerinde aylık TÜFE verilerinin, et fiyatlarındaki genel enflasyon seviyesinin ev kullanımı için satın alınan diğer gıdaların fiyatını aştığını gösterdiğini söyledi.
Daha yüksek uzun vadeli enflasyon oranları gören başka ürünler de olduğuna dikkati çeken Novakovic, taze meyve ve sebzelerde genel olarak yüksek fiyat trendlerinin görüldüğünü aktardı.
Novakovic, verilerin, kısmen panik alımları ve aynı zamanda işleme tesislerindeki arz kesintileri nedeniyle genel olarak kıyma ve et fiyatlarının salgının erken aşamalarından derinden etkilendiğini açıkça gösterdiğini ifade etti.
Salgının etkilerinin tavuk fiyatlarında çok daha düşük büyüklükte etki gösterdiğini ve 2020’nin 2’inci yarısında önemli ölçüde yatıştığını belirten Novakovic, 2021’de ise et fiyatlarının tavuğa göre çok daha “agresif” bir şekilde arttığını kaydetti.
Novakovic, “Markette et ürünlerinde bir şeyler olduğu doğru ama artan fiyatlar et ürünleriyle sınırlı değil.” değerlendirmesinde bulundu.
“Canlı sığır fiyatları kesinlikle son yılların ortalamasının oldukça üzerinde”
Fiyat artışlarının birden fazla nedeni olduğuna dikkati çeken Novakovic, Kaliforniya’daki yangınlar ve kuraklık, Güneybatı’daki kurak havanın meyve ve sebze üretimini kesintiye uğrattığını anlattı.
Novakovic, mısır ve soya fiyatlarında da hem arz hem de talep nedeniyle 2021’de büyük artışlar görüldüğünü belirterek, “Bunlar, hayvancılık üretim maliyetlerinin en büyük bileşeninin göstergesi olduğundan bu durum büyükbaş hayvan fiyatlarında rol oynamıştır. 2020 ilkbaharında gördüğümüz rakamların çok altında olmasına rağmen, canlı sığır fiyatları kesinlikle son yılların ortalamasının oldukça üzerinde.” dedi.
Marketlerde görülen bazı fiyatların sadece genel arz ve talep koşullarını yansıttığını aktaran Novakovic, et işleyici firmaların sayısının ve boyutlarının da sığır, domuz ve kümes hayvanları üreticileri arasında büyük bir endişe kaynağı olduğunu kaydetti.
Novakovic, bu endişenin salgının ilk aşamalarında daha fazla ses getirdiğini belirterek, birçok çiftçi arasında ABD’deki az sayıdaki büyük et işleyici firmaların hatırı sayılır bir pazar gücüne sahip oldukları ve bunu kendi çıkarları için kullandıklarına dair güçlü bir his olduğunu dile getirdi.
“Yüksek yem fiyatları ve güçlü ihracat talebi nedeniyle et fiyatlarında artış yaşandı”
Purdue Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Jayson Lusk da, “Yüksek yem fiyatları ve güçlü ihracat talebi nedeniyle bu yazın başlarında toptan sığır eti ve domuz eti fiyatlarında bazı güçlü fiyat artışları yaşandı. Ancak son bir aydır bu iki ürünün toptan fiyatları düşüş eğiliminde.” dedi.
Rekabete aykırı davranışların olmasının söz konusu olmadığını belirten Lusk, mevcut tartışmanın çoğunu yönlendiren daha geniş bir döngüsel eğilim olduğunu ifade etti.
Lusk, paketleme kapasitesini artırmaya yönelik birçok yatırım olduğunu anlatarak, sorunun bu olması halinde bir veya iki yıla kısmen düzeleceğini dile getirdi.
Sektördeki güçlü şirketlerin salgın süresince hisse senedi fiyatlarındaki değişime dikkati çeken Lusk, 6 Ocak 2020’den bu yana halka açık iki büyük şirket olan JBS ve Tyson Foods’un hisselerinin yüzde 5,83 ve yüzde 16,69 düştüğünü kaydetti. Lusk, “Piyasa, et paketlemenin salgın boyunca daha çekici bir yatırım fırsatı haline geldiğini düşünmüyor gibi görünüyor.” ifadesini kullandı.