ABD’de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla hız kazanan gıda fiyatlarındaki artış, 2011’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşırken, ülkede enflasyonu körüklemeye devam ediyor.
Dünya genelinde gıda fiyatları son 10 yılın en yüksek seviyesine çıkarken, yüksek fiyatlar ABD’de de tüketicilerin yaşam maliyetini artırıyor.
ABD Çalışma Bakanlığının açıkladığı son veriler, Tüketici Fiyat Endeksi’nin (TÜFE) eylülde yıllık bazda yüzde 5,4 artarak 13 yılın en yüksek seviyesine çıktığını gösteriyor.
Ülkede, enerji fiyatlarının yanı sıra gıda fiyatlarında yaşanan yükselişin enflasyonun itici güçlerinden biri olmaya devam etmesi dikkati çekiyor.
Gıda enflasyonu 10 yılın zirvesinde
Son açıklanan TÜFE verileri, ülkede gıda enflasyonun eylülde aylık yüzde 0,9 ve yıllık yüzde 4,6 arttığını ortaya koyuyor.
Gıda enflasyonundaki yıllık artışın Aralık 2011’den bu yana kaydedilen en yüksek artış olduğu kayıtlarda yer alıyor.
Enflasyon hesaplamasında yer alan marketlerdeki 6 ana gıda grubu endeksinin tümünde yıllık bazda yükseliş görülürken, en çok artışın yüzde 10,5 ile “et, kümes hayvanları, balık ve yumurta” grubunda gerçekleştiği dikkati çekiyor.
Bu gıda grubunu, yüzde 3,7’lik artışla alkolsüz içecekler, yüzde 3,1 ile diğer gıda malzemeleri, yüzde 3 ile meyve ve sebzeler, yüzde 2,7 ile tahıllar ve unlu mamuller ve yüzde 0,6 ile süt ve süt ürünleri takip ediyor.
Market alışverişinin maliyetini en çok et ürünleri artırıyor
ABD’de market alışverişinin maliyetini en çok artıran “et, kümes hayvanları, balık ve yumurta” grubunun altında ise sığır ve dana eti fiyatlarındaki yıllık yüzde 17,6’lık yükseliş öne çıkıyor.
TÜFE verileri, aynı dönemde domuz eti fiyatlarının yüzde 12,7, tavuk ile hindi gibi kümes hayvanı fiyatlarının yüzde 6,1, balık ve deniz ürünlerinin fiyatlarının ise yüzde 7,1 arttığını gösteriyor.
Bu dönemde yumurta fiyatlarına ilişkin endeksin de yüzde 12,6 arttığı kaydediliyor.
Yüksek enflasyonun gelecek aylarda sürmesi bekleniyor
Analistler, enflasyondaki yükselişin enerji fiyatlarındaki artışın da etkisiyle gelecek aylarda sürebileceğini, bu durumun ABD Merkez Bankası’nın (Fed) yüksek enflasyonun geçici olduğuna dair görüşüne meydan okuduğunu belirtiyor.
Fed yetkilileri ve Beyaz Saray, ülkede yüksek enflasyonun nedeni olarak, tedarik zincirinde yaşanan sıkıntıları gösteriyor.
Tedarik zincirindeki darboğazların kötüleştiğine işaret eden analistler, sorunun yakın zamanda düzelmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyor.
Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda da yükselen enflasyonun salgınla ilgili arz-talep uyumsuzluklarını ve bir yıl öncesine kıyasla yüksek emtia fiyatlarını yansıttığı aktarılıyor. Enflasyon risklerinin yukarı yönlü olduğuna dikkat çekilen raporda, Fed gibi merkez bankalarının enflasyonun çok yükselmesi durumunda para politikasını sıkılaştırmaya hazır olması gerektiği vurgulanıyor.
“Salgın azaldıkça enflasyon ılımlı hale gelecek”
Moody’s Analytics Başekonomisti Mark Zandi, AA muhabirine, yüksek enflasyonun, küresel tedarik zincirlerini daha da karıştırarak geniş tabanlı sıkıntılara ve daha yüksek fiyatlara neden olan Kovid-19 salgının Delta varyantının sonucu olduğunu söyledi.
Daha fazla insanın hastalanmasıyla salgının iş gücü piyasasında bozulmaya neden olduğuna işaret eden Zandi, bu durumun daha yüksek işçi maliyetine, çalışan eksikliğine ve dolayısıyla daha yüksek fiyatlara neden olduğunu anlattı.
Zandi, yüksek enflasyonun geçici olacağını belirterek, “Salgın azaldıkça, tedarik zinciri ve iş gücü piyasası sorunları çözülecek ve enflasyon ılımlı hale gelecektir.” dedi.
Enflasyonun gelecek yıl bu dönemlerde Fed’in yüzde 2’nin biraz üzerindeki hedefine yaklaşmasını beklediğini belirten Zandi, enflasyon beklentilerinin düşük ve istikrarlı kalmasının da cesaret verici olduğunu ifade etti. Zandi, enflasyon beklentilerinin düşük kalması halinde yüksek enflasyonun devamlılık göstermeyeceğine işaret ederek, “Enflasyonun gelecek yılın sonlarında veya 2023’ün başlarında yüzde 5’in biraz üzerindeki mevcut seviyesinden yavaşlayarak bunun yaklaşık yarısına yaklaşmasını bekliyorum.” dedi