Uluslararası düşünce kuruluşu Global Energy Monitor (GEM), küresel kömür üretiminin yüzde 96’sından sorumlu 5 bin 226 aktif ve planlanan kömür madeni ile 1200 emekliye ayrılmış ve terk edilmiş kömür madeninin yer aldığı Küresel Kömür Madeni Takipçisi verilerini kullanarak, terk edilmiş madenlerin neden olduğu metan emisyon miktarını inceledi.
Buna göre, AB’de 2015’ten beri kapalı halde olan yer altı kömür madenlerinin neden olduğu metan emisyonu miktarı yıllık 298 milyon ton metreküp. Bu da 2022’deki Kuzey Akım boru hattındaki patlama sonrası sızan emisyon miktarına eşit seviyede bulunuyor.
Polonya, AB’de en fazla terk edilmiş kömür madeninin bulunduğu ülke olarak öne çıkıyor. Bu da Polonya’nın yıllık 110 milyon metreküple söz konusu madenlerden en fazla emisyon yayan ülke olduğu anlamına geliyor. Bu miktar ayrıca AB’deki terk edilmiş madenlerdeki toplam metan emisyonunun yüzde 40’unu oluşturuyor.
Terk edilmiş madenlerinin yılda 90 milyon metan emisyonuna neden olduğu Çekya ikinci sırada yer alıyor.
Almanya hali hazırda üç terk edilmiş madeni olmasına rağmen, bu madenlerin yol açtığı yıllık 55 milyon metreküp metan emisyonuyla üçüncü sırada bulunuyor. Rapora göre sadece üç madenden bu kadar fazla metan emisyonu yayılmasının nedeni ise madenlerin aşırı derinliği ve daha yüksek gaz içeriğine sahip olabilecek yüksek kaliteli antrasit kömürü bulundurması.
Böylece bu üç ülke, AB’deki terk edilmiş kömür madenlerinin yol açtığı toplam metan emisyonlarının yüzde 90’ını yayıyor.
GEM Küresel Kömür Madeni Takipçisi Proje Müdürü Dorothy Mei, analize ilişkin değerlendirmesinde, bir kömür madeni kapatıldığında herhangi bir önlem almadan metan emisyonlarının durmayacağını belirterek, “AB’nin şimdiye kadar neredeyse hiç anlamadığı büyük bir terk edilmiş maden ve metan emisyonu sorunu var. AB’de kabul edilmesi öngörülen metan emisyonlarının azaltılmasına ilişkin düzenleme bu kapsamda umut verici bir yol sunabilir.” ifadelerini kullandı.
Enerji düşünce kuruluşu Ember’in Kömür Madeni Metan Analisti Sabina Assan da AB’nin kapanan ve terk edilmiş madenlerinin göz ardı edilen ve genellikle unutulan metan emisyonu kaynakları olduğuna dikkati çekti.
Mevcut tahminlere göre bu metan emisyonlarının AB’nin kömür madenlerinden kaynaklı toplam metan emisyonlarının yüzde 25’ini oluşturduğunu belirten Assan, “Ancak ölçüm ve veri eksikliği nedeniyle bu oran daha yüksek olabilir. AB’nin termal kömürden uzaklaşması ve yeni metan yönetmeliği ile terk edilmiş madenlerdeki metan emisyonlarını azaltmaya yönelik önlemlerin hızı ve kalitesi, AB’nin iklim hedefleri için kritik olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
AB, Kasım 2023’te metan emisyonlarının azaltılmasına yönelik öncü bir anlaşmaya vardı. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle, yeni düzenlemeler şirketlerin termal kömür madenlerinden kaynaklanan metan emisyonlarının ölçülmesinin yanı sıra emisyonların izlenebilmesi için aktif olmayan veya terk edilmiş varlıkların envanterinin tutulmasını da gerektirecek.
Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, kömür madenleri küresel metan emisyonlarının yüzde 10’undan sorumlu ancak bu oran terk edilmiş kömür madenlerindeki metan emisyonlarını kapsamıyor.