Washington Post gazetesi, Bilgi Edinme Hakkı çerçevesinde, mahkeme kararıyla ABD Kara Kuvvetleri’nin 2 bin sayfalık Afganistan’dan çekilme ve tahliye sürecine ilişkin soruşturma raporuna erişti.
Raporda, üst düzey askeri yetkililerin çekilmeye ilişkin değerlendirmelerinin yanı sıra daha önce duyurulmamış birkaç olay dikkat çekti.
Soruşturma ekibine değerlendirmelerde bulunan ABD’li komutanlar, Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı’ndaki tahliyelerin ilk günlerinde meydana gelen bir karmaşada ABD askerlerinin 2 Taliban savaşçısını öldürdüğünü kaydetti.
Taliban üyelerinin, ABD askerlerine ve sivillere gözdağı verdiği için vurulduğu iddia edilen raporda, başka bir olayda da ABD’ye tahliyelerde destek veren Afgan özel kuvvetlerinden 1 kişinin yine Amerikan askerlerince öldürüldüğüne, 6 Afgan askerinin ise yaralandığına yer verildi.
Çekilmenin ilk dört gününde 4 Afgan sivilin izdihamda öldüğüne işaret edilen raporda, kapıdaki kalabalığı dağıtmak için bir ses bombasının atıldığı ve bunun sonucunda da 1 sivilin öldüğü kaydedildi.
Ayrıca, Taliban’ın Kabil’i ele geçirdiği gün ABD askerlerine ateş açıldığı ifade edilen raporda, ABD askerlerinin burada da verdiği karşılıkta 2 Taliban üyesinin öldürüldüğü belirtildi.
Çekilme sırasında tahliyeleri koordine eden ABD’li Tuğamiral Peter Vasley, soruşturma ekibine verdiği ifadede 14 Ağustos’ta Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani hükümetinin çökeceğini beklediğini kaydederken, ABD’nin Kabil yakınlarında o gün Taliban’a 10 hava saldırısı düzenlediğini ve 100 civarında Taliban üyesinin öldürüldüğünü anlattı.
Politika yapıcılar durumun farkında olsaydı böyle olmazdı
Taliban’ın hızlı bir şekilde ülkeyi ele geçirmesinin Kabil’deki ABD kuvvetlerinin kabiliyetlerini sınırlandırdığını anlatan Vasley, politika yapıcılarını sahada olan bitenleri anlamamakla suçladı.
Ülkede karmaşanın baş gösterdiği anda bile ABD’nin o zaman Afganistan Maslahatgüzarı olan Ross Wilson’ın Afganistan’daki diplomatik varlığı sürdürmeye odaklandığını ifade eden Vasley, Kabil Büyükelçiliğinden görevlilerin Wilson’a ülkenin çöküşünü daha iyi tasvir eden bilgiler vermesi için kendisine ricada bulunduğunu belirtti.
Vasley, Wilson’ın önce tahliyeler için iki hafta istediğini ancak daha sonra Kabil’in düşmesine üç gün kala tahliyenin hızlandırılması için bastırdığını ileri sürdü.
Raporda, Vasley’in sözlerini doğrulayan ancak ismi verilmeyen bir yetkili de “Tuğamiral Vasley, büyükelçiyi ülkedeki tehdit seviyesi konusunda ikna etmeye çalışıyordu. Hemen her gün yaklaşık 10 ilçe merkezi Taliban’ın eline düşüyordu. Elçilik tahliye için pozisyon almalıydı ama büyükelçi durumu anlamıyordu.” dedi.
Çekilmeyi İngilizlerden başka kimseye söylememişler
Tahliye ve çekilme sürecine destek vermek üzere Afganistan’a gönderilen deniz piyadelerinin faaliyetlerini takip eden Tuğgeneral Farrell J. Sullivan, temmuzun ortasında havaalanında tahliye edilmiş 5 bin kişi için temel malzeme stoklamak istediğini ancak tahliyeyi İngilizler dışında kimseye söyleme yetkisi olmadığı için bu planının akim kaldığını ifade etti.
ABD ordusuna çekilme sırasında destek veren ve ülke dışına çıkarılacak Afgan güçlerinin sayısının 6 bin olarak kendilerine bildirildiğini belirten Sullivan, daha sonra bu sayının 38 bin 800 olduğunun ortaya çıktığını söyledi.
ABD’li general, aynı zamanda Beyaz Saray, Dışişleri ve diğer ABD kurumlarından Vatikan’a kadar birçok yerden kendilerine gönderilen tahliye edilecek binlerce isim de iş yüklerini had safhaya çıkardığını dile getirdi.
Diğer askeri yetkililer de soruşturma ekibine, başka ülkelerin hemen çekilmesine yol açacak bir alarma mahal vermemek için tahliye ve çekilme konusunda İngiltere’den başka orada bulunan ülkelerin yetkililerine planlarından bahsetmediklerini kaydetti.