CNN’de yer alan haberde, Utah eyaletinin güney bölgesinde nüfusu artan şehirlerin su ihtiyacına ve çözüm yollarına değinildi.
ABD’de en hızlı büyüyen yerleşim yerlerinden St. George şehrinin, 225 kilometre mesafedeki Powel Gölü’nden su pompalamak için boru hattı döşenmezse belirsiz bir geleceği olduğuna işaret edildi.
Colorado Nehri’nden beslenen ve ABD’nin en büyük ikinci su kaynağı olan Powel Gölü’nün, bu kış yağan kar ve yağmura rağmen hala baraj olarak yapıldığı 1960’lardan bu yana en düşük şu seviyesinde bulunduğunun altı çizildi.
Washington County Su Koruma Bölgesi Genel Müdürü Zach Renstrom, mevcut suyu çok idareli kullanmalarına rağmen uzun vadeli büyüme için Power Gölü’nün suyuna gereksinim olduğunu belirtti.
Utah Eyalet Meclisinden Power Gölü’nden su pompalanması projesi için 2006’da gerekli yasal düzenlemenin geçtiği, ancak çevreci grupların ekosisteme zarar vereceği gerekçesiyle boru hattı döşenmesine karşı çıktığı ifade edildi.
‘Şimdi sıra bizde, Utah eyaleti payına düşeni almalı’
Washington County bölgesinde bulunan diğer şehir Ivins’in belediye başkanı Chris Hard, yıllar boyunca California, Arizona ve Nevada’daki şehirlerin gelişimi için su kaynaklarının kullanıldığını hatırlatarak, “Şimdi sıra bizde, Utah eyaleti payına düşeni almalı, gelişmeye devam etmemiz için çalışmalar eninde sonunda Powell Gölü boru hattının gerekli olacağını gösteriyor” dedi.
Colorado Eyalet Üniversitesi’nden su ve iklim bilimcisi Brad Udall ise, Powel Gölü’nde suyun rekor düzeyde azaldığına dikkati çekerek, su seviyesinin biraz daha düşmesi durumunda milyonlarca insanın bağlı olduğu Colorado Nehri’ne su geçişinin kesileceği uyarısında bulundu.
Udall, “Eğer su barajı aşamazsa, tarım alanları ile Los Angeles, San Diego ve Phoenix gibi şehirler su alamayacak, ayrıca barajın hidroelektrik santralı de hizmet dışı kalacak” ifadesini kullandı.
Amerika’nın batısını etkileyen 23 yıllık mega kuraklık öncesinde ABD’nin en büyük su kaynağı olan Colorado’daki Mead Gölü ile Utah’taki ikinci büyük su kaynağı Powell Gölü’nün doluluk oranının yüzde 95’lerde olduğunu hatırlatan Udall, her iki gölde de doluluk oranının dörtte bir civarında olduğunu kaydetti.
Küresel ısınma ile aşırı hava olayları arasındaki bağlantıyı araştıran uluslararası bilim insanlarından oluşan Dünya Havadurumu Atıf tarafından Ekim 2022’de yapılan bir araştırmada, geçen yaz Kuzey Yarımküre’de yaşanan kuraklığın iklim değişikliği nedeniyle 20 kat daha olası hale geldiği aktarılmıştı.