Rus petrolüne ambargo ihtimalini değerlendiren Avrupa Birliğinin (AB) Rusya’dan petrol ithalatını 2023 sonuna kadar aşamalı olarak sonlandırabileceği beklenirken, birlik için en büyük zorluğun Druzhba boru hattından alınan günlük 800 bin varil petrole alternatif bulunması olduğu düşünülüyor.
AA muhabirinin, uluslararası veri şirketi Primary Vision Network’ten aldığı bilgiye göre, AB günlük yaklaşık 11 milyon varil ham petrol ve petrol ürünleri ithal ediyor.
AB ülkeleri içinde Almanya günlük ithalatta ortalama 1,67 milyon varille ilk sırada yer alırken, İtalya’nın ithalatı günlük 1,31 milyon varil, Hollanda’nın günlük 1,26 milyon varil ve İspanya’nın ithalatı da günlük 1,22 milyon varil seviyesinde bulunuyor.
Fransa günlük ortalama 736 bin, Polonya 619 bin ve Belçika da 590 bin varille en fazla petrol ve petrol ürünleri ithal eden AB ülkeleri arasında yer alıyor.
AB’nin Rusya’dan ham petrol ithalatı günlük ortalama 2,2 milyon varil, petrol ürünleri alımı ise 1,2 milyon varil seviyesinde bulunuyor. Ham petrol ithalatının günlük 800 bin varili doğrudan Druzhba boru hattıyla alınıyor. Söz konusu hat, özellikle Orta ve Doğu Avrupa’daki rafinerileri beslediği için buradan gelen ham petrolün kesilmesi durumunda rafineriler için aynı miktar ve özellikte petrole alternatif bulmanın oldukça zor olacağı belirtiliyor.
Yaklaşık 5 bin 500 kilometre uzunluğuyla dünyanın en büyük ham petrol hatlarından biri olan Druzhba boru hattı, Ukrayna ve Belarus üzerinden geçerek Polonya ve Almanya’ya ulaşırken, hattın güney kısmı Çek Cumhuriyeti ve Macaristan’a uzanıyor.
Geçen yıl Rusya, AB’nin petrol ithalatı içinde yaklaşık yüzde 30 ile en büyük paya sahip olurken, Rusya’yı Norveç ve Kazakistan izledi. ABD, Libya ve Nijerya da AB’ye petrol ithalatında bu ülkeleri takip etti.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verileri, Rusya’nın da petrol ve petrol ürünleri ihracatındaki en büyük partnerinin AB olduğunu gösteriyor.
Rusya geçen yıl günlük ortalama 4,7 milyon varil ham petrol ihracatının 2,2 milyon varilini, ortalama 2,8 milyon varil petrol ürünleri ihracatının da 1,2 milyon varilini AB’ye yaptı. Böylece, Rusya’nın günlük ham petrol ihracatında AB’nin payı yaklaşık yüzde 47, petrol ürünleri ihracatında ise yüzde 43’ü buldu.
Petrol gelirleri, Rusya’nın federal bütçesinin yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
Rus petrolüne bağımlılık ülkelere göre değişiyor
Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş sonrasında Rus fosil yakıtlarına bağımlılığını azaltmanın yollarını arayan AB, ilk olarak Rusya’dan kömür alımını durdurmaya karar verdi.
Kömür ambargosu iki taraf arasında petrol ve doğal gaza göre daha küçük bir ticaret hacmini etkilerken, AB ülkeleri Rusya’ya savaş için kaynak yaratmayı durdurmak adına petrol ambargosunu değerlendiriyor.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarının 11 Nisan’da Lüksemburg’daki toplantısı sonrası, Rusya’ya yönelik petrol ve gaza yaptırımlar dahil olmak üzere her şeyin masada olduğunu ancak bir karar alınmadığını açıklamıştı.
Borrell, AB’nin 2021’de petrole yaptığı ödeme miktarının doğal gaz ödemesinden 4 kat fazla olduğunu ifade etmişti.
AB’nin ambargo kararını, üye ülkelerin Rus petrolüne yönelik değişen bağımlılık oranları etkiliyor.
IEA’nın 2020 verilerini dikkate alarak yaptığı hesaplamaya göre, Almanya’nın Rus petrolüne bağımlılığı yüzde 37,2, İtalya’nın yüzde 18,7, Hollanda’nın yüzde 97,5 ve İspanya’nın ise yüzde 9,3 seviyesinde bulunuyor.
Fransa petrol ve petrol ürünleri ithalatında Rusya’ya yüzde 16,7, Polonya yüzde 77,7, Belçika yüzde 67,3 ve Macaristan yüzde 59,2 oranında bağımlı.
ABD ve Batı Afrika, AB’nin petrol ithalatını artırabileceği pazarlar
Londra merkezli petrol veri şirketi OilX Kıdemli Analisti Neil Crosby, AA muhabirine yaptığı açıklamada, OECD üyesi Avrupa ülkelerindeki rafinerilerinde günlük 11 milyon varile yakın petrol işlendiğini belirterek, “Bunun 3 milyon varili iç üretimden karşılanırken, kalanı ithal ediliyor. İthal edilen miktarın da 800 bin varili Druzhba boru hattıyla Avrupa’ya ulaşıyor. İlk olarak Druzhba boru hattından gelen petrole alternatif bulmak zor olacak. Toplam ithalata baktığımızda AB’nin Rus petrolüne ambargo uygulaması durumunda büyük bir boşluk ortaya çıkacak. AB geçen yıl Suudi Arabistan, Irak, Libya, Nijerya, Cezayir, Azerbaycan, Kazakistan ve ABD gibi farklı ülkelerden petrol aldı ama tüm bunları topladığımızda gelen günlük miktar 1 milyon varili ancak buluyor.” diye konuştu.
ABD ve Batı Afrika’nın, AB’nin petrol ithalatını artırabileceği pazarlar olduğunu ifade eden Crosby, şunları kaydetti:
“Teoride Orta Doğu’dan da AB’nin petrol alımını artırması mümkün ama ambargo uygulanması durumunda dünya petrol piyasasında sıkı bir rekabet göreceğimiz kesin. AB, Rus petrol ithalatını mümkün olduğunca hızla sonlandırmak için şartları zorluyor ama AB’nin Rusya’dan petrol ithalatını, fiyatları ve ekonomideki gelişmeleri de dikkate alarak aşamalı şekilde sonlandırmasını bekliyoruz. AB, kararın ekonomik etkilerini de minimize etmek istiyor. Rus petrol ithalatının yüzde 80’ini bu yıl, tamamını ise 2023 sonuna kadar bitirme yönünde bir plan ortaya konulabilir.”
Stratejik petrol rezervlerinden daha fazla miktar kullanıma açılabilir
Crosby, Rus petrolüne ambargo konusunda stratejik rezerv kullanımının da önemli olduğunu belirterek, “Stratejik petrol rezervlerinin belli miktarının kullanıma açılarak ekonomiyi desteklemeye yönelik bir istek var. Bu rezervlerden daha fazla miktar da kullanıma açılabilir. Ayrıca, petrol talebinin yüksek fiyatlar nedeniyle düşmesi de süreci destekleyecektir. Şimdiden yüksek fiyatların talebe yansımalarını görmeye başladık.” dedi.
Rusya’nın ise petrolünü satmak için diğer alıcılara önemli miktarda indirim yapmak durumunda kalabileceğini dile getiren Crosby, “Buna rağmen bazı piyasa oyuncuları bir süre Rusya ile anlaşma yapmayı riski bulacak. Rus petrolünün bir kısmı Hindistan ve Çin’e gidecek. Bu da piyasadaki diğer alıcılar için ilave petrol hacmi oluşmasını sağlayacaktır ama bu sürecin zaman alacağını söylemek gerek.” ifadelerini kullandı.
AB’nin petrol kargoları daha uzun yol yapacak
Primary Network Vision Kıdemli Analisti Mark Rossano da Rusya’nın Ukrayna sınırına asker göndermesiyle Avrupa’daki şirketlerin Rus petrolü alımına temkinli yaklaşmaya başladığını anımsatarak, “Şubatın ikinci haftasından itibaren Avrupalı şirket ve ülkeler Rusya’dan petrol alımlarını azaltmaya başladı. Savaşın başlamasıyla bu süreç hızlandı.” dedi.
Rus ham petrolüne yönelik Avrupa tarafında kesin bir yasak olmamasına rağmen alımların azaldığını kaydeden Rossano, şöyle konuştu:
“Rus petrolüne ambargo uygulanması konusunda ülkelerin farklı dinamikleri var. Örneğin, İtalya ambargo uygulanması halinde Rus petrolünden doğacak boşluğu Libya’dan daha fazla ithalat yaparak kapatabilir ama ülkeler bu değişimleri yaparken rafinerilerin uyumluluğuna dikkat etmeli. Almanya, konumu ve Rusya’ya bağlantısı açısından daha zor bir noktada. Almanya’da da Kuzey Denizi’nden ithalatın arttığını görüyoruz ama Rus petrolünü tamamen portföyden çıkarmak uzun ve zorlu bir süreç olacaktır. Rusya’dan petrol ithalatını durdurmak, Avrupa’ya gelen kargoların kilometresini artıracak ve bu da yakıt maliyetlerine de yansıyacaktır.”
Rossano, ambargo kararıyla Rus petrolünün yönünün de değişeceğini belirterek, “Rusya, üretimi durdurmak istemiyor ve sadece 8 günlük daha depolama alanları mevcut. Ya pahalı yolu seçecekler ve ham petrolü boru hatlarına ya da deniz üstü depolara dolduracaklar ya da alıcı bulmak için indirim ve cazip teklifler sunacaklar. Örneğin, Hindistan günlük 500 bin varil Ural petrolü aldı. Rusya, Çin’e yuan ile ödeme teklifinde bulundu. Rusya’nın müşterileri tutmak için yaratıcı tekliflere ihtiyacı var.” değerlendirmesinde bulundu.