Bozdağ, NTV canlı yayınında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Avukatların, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) zorunlu müdafilik ücret tarifesinin artırılması talebiyle yaptıkları eylemi değerlendiren Bozdağ, avukatların hak ve hukuklarının korunmasının birinci vazifesi olduğunu, avukatlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yaptıklarını aktardı.
Bakan Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adli yıl açılış töreninde, Avukatlık Kanunu’nun yeniden düzenleneceğini, savunma hakkını güçlendireceklerini, hukuki himaye sigortasını yeniden gündeme geçireceklerini ve adli yardımları yeni bir anlayışla ele alacaklarını söylediğini anımsattı.
Bu konuda çalışmaların sürdürüldüğünü kaydeden Bozdağ, bunlarla ilgili bilim komisyonlarının da oluşturulduğunu bildirdi.
Avukatlarla ilgili asgari ücret tarifesinin her yıl yayımlandığını anımsatan Bozdağ, avukatların ve Barolar Birliğinin beklentilerinin üzerinde bir ücret tarifesinin, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini hatırlattı.
CMK’ye göre görevlendirilen avukatlara yapılacak ücret tarifesinin ise mevzuat gereği aralık ayında hazırlandığını ve her yıl 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girdiğini anlatan Bozdağ, “Mevzuat izin vermiş olsa biz onu eylülde asgari ücret tarifesiyle birlikte yayımlayacaktık ama izin vermediği için yayımlayamadık. Onun için biz mevzuata aykırı bir Adalet Bakanı olarak adım atamayız.” dedi.
Bekir Bozdağ, mevzuat izin vermesine rağmen Adalet Bakanlığının bu adımı atmaması halinde barolara bu konuda hak vereceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu bile bile 81 baro imza atıp bildiri yayımlıyor. Mevzuat, bizim açıklamalarımız ortadayken, bu konuda düzenleme yapacağımızı ve iyileştirmeyi sağlayacağımızı açık açık beyan etmişken, vakti gelmeden önce de bunu bizim yapmamız mümkün değilken, kalkıp sanki yarın yapılması mümkün de yapmıyormuşuz gibi eylem kararı alıp hem bakanlığı hem hükümeti töhmet altında bırakıp vatandaşları mağdur etmek, iyi niyetli bir yaklaşım kesinlikle değil.”
Artış oranının ne kadar olacağına ilişkin soru üzerine Bozdağ, oransal bir rakam vermeyi doğru görmediğini belirtti. Bütün fiyat artışlarını gözeteceklerini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde de yüzde yüzün üzerinde artış yaptıklarını aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:
“Siyasi bir mücadeleye baroları lütfen alet etmeyin. AK Parti karşıtı olabilirsin. Lütfen ama buna baroyu alet etmeden yap. Eğer siyaset yapmak istiyorsanız çıkarsınız bir partiye üye olursunuz, zaten avukatların siyaset yapmasına engel yok. Gidersiniz yaparsınız ama ‘Ben avukatların hakkını koruyorum’ diyerek avukatları siyasi mücadelede bir taraf haline getirmeyi biz kabul edemeyiz. Bu haksız bir durumdur, reddediyoruz.”
İadesi istenen kişiler
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin Bulgaristan ve Arnavutluk’tan iadesini beklediği, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının katil zanlılarından emekli albay Mustafa Levent Göktaş ile Thodex’in kurucusu Faruk Fatih Özer ile ilgili iade süreçlerine ilişkin de bilgi verdi.
Adalet Bakanlığının iade taleplerinin, ilgili ülkelere gönderildiğini hatırlatan Bozdağ, “Artık bundan sonraki aşama, bu iki ülkedeki adli ve idari makamların değerlendirme ve kararına göre şekillenecektir. Dosyalar şu anda Bulgaristan’a da Arnavutluk’a da ulaştı. Her iki tarafta da değerlendirmeler devam ediyor.” açıklamasında bulundu.
Azami 40 gün içerisinde tamamlanması gereken sürecin takip edildiğini bildiren Bozdağ, “Umarız, Türkiye’nin iade talepleri olumlu cevap bulur ve aramızdaki anlaşmalara ve uluslararası hukuka göre bu iadeler gerçekleşir.” sözlerini sarf etti.
Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği
Bir başka soru üzerine, terörle mücadelede Türkiye’ye destek verilmesi şartıyla Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine onay verileceğini anımsatan Bozdağ, her iki ülkede de hem FETÖ’ye hem de PKK’ya en üst düzeyde desteğin devam ettiğini vurguladı.
Cezaevinde bulunan HDP’li Aysel Tuğluk’un sağlık durumuyla ilgili sürecin sorulması üzerine ise Bozdağ, Tuğluk’un sağlık durumuyla ilgili yarın yeniden değerlendirme yapılacağını, çıkacak kararın, kurumun takdirinde olduğunu söyledi.
Haksız tahrik indiriminde Yargıtaya içtihat çağrısı
Haksız tahrik indirimi konusuna da değinen Bozdağ, bu konunun, yargılamanın takdirine bağlı olduğunu ve dosyadaki delillere göre karar verildiğini vurguladı. Yargıtayın bu konuda vereceği kararların ve yeniden içtihat ortaya koymasının önemine işaret eden Bakan Bozdağ, “Burada Yargıtayın yol göstericiliği, sorunu yasal düzenlemeyle çözmenin ötesinde, daha faydalı bir şekilde çözecektir.” diye konuştu. Bozdağ, bununla ilgili bakanlıkta da bir hazırlığın bulunduğunu ve kamuoyunun tartışmasına sunacaklarını dile getirdi.
“Benim işim mahkemenin nasıl karar vereceğine karışmak değil”
Tartışılan yargı kararları kapsamında Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) yaptığı hakim, savcı atamalarına değinen Bozdağ, HSK’nin liyakati esas alarak atama yaptığını aktardı.
Bekir Bozdağ, kamuoyunda bir tutuklama kararı üzerine, dosyadaki delile bakılmadan, siyasi taraftarlığa göre yorumlar yapıldığını ifade etti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, iktidara gelmesi halinde bazı tutukluları serbest bırakacağını söylediğini belirten Bozdağ, şunları paylaştı:
“Bir yandan yargı bağımsızlığı diyorlar, bir yandan mahkemeyi tasfiye edip kendini mahkeme yerine koyuyor. Öte yandan da bizi eleştiriyorlar, ‘niye sessiz kalıyorsun’ diye. Benim işim mahkemenin nasıl karar vereceğine karışmak değil ki? Hukukla ilgili politikaların oluşturulması ve varsa sorunlar onların çözülmesi olarak çalışmaktır. Yargı kendi seyri içerisinde çalışacaktır, işleyecektir. Bırakın yargı kendi seyri içerisinde işlesin. Herkes hakimliğe, savcılığa lütfen soyunmasın. Yargı yanlış karar verebilir mi, verebilir. Ama bunu düzeltecek mekanizmalar var. Bu süreçleri işletmek doğru olandır. Hakim, savcılarımıza büyük bir haksızlık yapılıyor.”
Tutuklama müessesesinin bazı dosyalarda doğru uygulanıp uygulanmadığına ilişkin soruya karşılık Bozdağ, mahkemenin verdiği kararın sonuçlarına uyulması ve sonuçların uygulanması gerektiğini ifade ederek, kararlara ilişkin itiraz sürecinin işlediğini anımsattı.
Altılı masa ve HDP
Adalet Bakanı Bozdağ, altılı masada HDP’nin de bulunduğu tartışmasına ilişkin bir soru üzerine ise cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için yüzde 50’nin üzerinde oy alınması gerektiğini ve önceki seçimlerde adayların aldığı oyları hatırlattı. Bozdağ, şunları kaydetti:
“Herkes şunu görüyor, HDP seçmenin oyu olmadan Millet İttifakı’nın, Türkiye’de cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma ihtimali milyonda bir, var mı yok mu? Diyor ki ‘Ben istemiyorum, ortak değiliz’. HDP seçmeni oy vermeseydi İstanbul, Ankara, Mersin, Adana’yı alırlar mıydı, alamazlar mıydı? Belediye seçimlerinde bunu gördük. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanma iddiasındalarsa HDP olmadan bunu nasıl yapacaklarını kamuoyuna açıklamaları lazım. Açık bir ittifak var.”
HDP’nin altılı masanın gizli değil, açıktan ortağı olduğunu söyleyen Bozdağ, “HDP seçmeninin oyu olmadan bırakın kazanmayı, yüzde 50’ye yaklaşan oy alabilirler mi? Oylar ortada. Herkes biliyor ki HDP, buranın gizli değil, aşikar ortağı. Ne kadar gizlerlerse gizlesinler. Eğer öyleyse kamuoyunda çıkıp, ‘HDP’lilerin oyunu istemiyorum, HDP’nin desteğini istemiyoruz’ diye söyleyeceksin. Masada oturmuyor ama masada oturan hepsinin ayarını bozuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
“KHK’lerin mağdur ettiği kimse yok”
Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, KHK’lilerin göreve iade edileceği yönündeki sözlerinin hatırlatılmasına karşılık da AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın aleyhine olan ne varsa siyaset malzemesi haline getirildiğini belirtti. FETÖ’yle mücadelenin devlet mücadelesi olduğunu ve hala sürdüğünü söyleyen Bozdağ, “KHK’lilerle ilgili konuşurken doğru bir cümle de kurmuyorlar. Ortada KHK’lerin mağdur ettiği kimse yok. Birisi bir mağduriyetten bahsediyorsa FETÖ bunların bu hale gelmesine neden oldu.” diye konuştu.
Bakan Bozdağ, 1500 hakim ve savcı adayının alınacağı sınavın, 26-27 Kasım’da yapılacağını, sosyal medya düzenlemesinin ekim ayında Meclis’in açılmasıyla gündeme geleceğini de bildirdi.