Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu’nda düzenlenen Hakim ve Cumhuriyet Savcısı Kura Töreni’ndeki konuşmasına, adaylık sürecini başarıyla tamamlayan hakim ve savcıları tebrik ederek başladı.
İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yılının kutlandığını söyleyen Gül, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2021’in Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşı Yılı ilan edildiğini hatırlattı.
Gül, İstiklal Marşı ile vatan topraklarının işgal altında olduğu dönemlerde milletin azim ve kararlılığının, fedakarlığının, iman gücünün, bağımsızlık aşkının, vatan sevgisinin dünyaya haykırıldığını belirtti.
İstiklal Marşı’nı yok edilmek istenen milletin, milli irade ve milli mücadeleyle nasıl küllerinden doğduğunun kelimelere dökülmesi olarak nitelendiren Gül, İstiklal Marşı’nın çağları aşan mısralarının ve manasının Türk milletine moral kaynağı olmaya devam ettiğini vurguladı.
Abdulhamit Gül, her alanda ilerlemeye devam eden Türkiye’nin istiklal ruhunu yeni yüzyıllara taşımaya devam edeceğine işaret ederek, “Allah, bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın.” dedi.
İstiklal Marşı’nın 100. yılını kutlayan Gül, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Mehmet Akif Ersoy’u, şehitleri ve gazileri andı.
Türkiye’nin, milli iradeye yapılan müdahalelerden dolayı demokrasisini erken dönemde olgunlaştırmaya bir türlü imkan bulamadığının altını çizen Gül, 27 Mayıs darbesi, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat müdahalesi, 27 Nisan e-Muhtırası, 17-25 Aralık darbe girişimleri, 15 Temmuz darbe girişimi gibi pek çok doğrudan müdahalenin milli irade ve demokrasiye karşı yapıldığını ifade etti.
Gül, 12 Mart 1971’de meşru hükümete, millet iradesine karşı muhtıra verildiğini, vesayetin demokratik kurumlara zarar verdiğini anımsattı.
“Reform irademizi kesintisiz şekilde sürdürmeyi devam ettiriyoruz”
Milletin her zaman demokrasisine sahip çıktığının altını çizen Gül, şöyle devam etti:
“Darbelerin yargısından, darbecilerin yargısından, darbeleri yargılayan bir yargıya ulaştığımız bu dönem, Türkiye’nin gelmiş olduğu nokta itibarıyla çok önemli mesaj ifade etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi ‘Milli iradenin üzerinde hiçbir güç tanımadık, tanımayacağız.’ Milletimizden aldığımız güçle reform irademizi kesintisiz şekilde sürdürmeyi devam ettiriyoruz. En önemli unsur insan unsurudur, bunun farkındayız. Bu konuda da önem verdiğimiz husus eğitim çalışmalarıdır.”
Hukuk fakültelerine girişte aranan başarı sıralamasının 100 bine yükseltildiğini, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavının getirildiğini hatırlatan Gül, hakim ve savcı yardımcılığının da mesleğe katkı sağlayacağını dile getirdi. Abdulhamit Gül, bu yıl içinde 6 bin 800 hakim ve savcıya meslek içi eğitim verileceğini bildirdi.
Adaletin herkes için olduğunu vurgulayan Gül, hakimlik mesleğinin büyük bir dirayet gerektiğini söyledi.
Bakan Gül, “Hangi görev ve sıfatı ifa edersek edelim bilelim ki bütün bu makamlar geçicidir, bu makamların temel amacı milletimize hizmet etmektir. Adliyenin kapısı adaletin kapısıdır, bu kapıya gelen herkes adalete erişeceğinden, ulaşacağından asla ama asla şüphe duymamalıdır. Bu kapıya gelen herkes, en saygın muameleyi görmelidir. Bu kapıdan ayrılan herkes evine, işine en büyük memnuniyetle ayrılmalıdır, dönmelidir.” ifadelerini kullandı.
Hakim ve savcıların vatandaşa yaklaşımının önemli olduğuna dikkati çeken Gül, adil davranmak kadar adil görünmenin de önemine değindi.
“Mahkemeye, adliyenin vakarına yakışır tutum içinde olmalıdır”
Gül, mesleğe yeni başlayan hakim ve savcılara şöyle seslendi:
“Sosyal medya başta olmak üzere, sosyal mesafe koymanız gereken beşeri münasebetler ve sosyal ortamlar da var. Hakim, adliyede de adliye sonrasındaki insani ilişkilerinde de mahkemeye, adliyenin vakarına yakışır tutum içinde olmalıdır. ‘Şu avukatla, şu iş adamlarıyla arası çok iyidir, adliyeye, hakime onlarla ulaşırsınız’ algısı oluşuyorsa orada hakimlik, savcılık mesleğine yakışır vakar yok demektir. ‘Şu avukat, bu hakimle çok iyidir. Bu avukatı tutarsak katkısı olur’ diye bir algı bile adalete çok büyük zarar verir. Gerek adliyede, gerek adliye dışında her türlü imayla bile olsa görüşlerimizi, sosyal münasebetlerimizi itinayla oluşturmamız gerekir.”
Verilecek kararların tarafların beklentilerini karşılaması, yargıya güveni artırması gerektiğinin altını çizen Gül, yargının hakikati anlatmakta karardan başka gücünün bulunmadığını vurguladı.
Türk milletinin beklentisinin adil kararın makul sürede verilmesi olduğunu ifade eden Gül, karar verilirken hukuk ve vicdanın dışında hiçbir sese aldırılış edilmemesi gerektiğini belirtti.
Bakan Gül, “Sözünüz ve kararınızla her daim adalete hayat vermenizi temenni ediyorum, bunu yapacağınıza da canı gönülden inanıyoruz. Sizler adalet meşalesini daha güçlü şekilde yakacaksınız. Hukukun, vicdanın ve anayasanın dediğine itibar edeceksiniz, daha önceki kötü örneklerde olduğu gibi değil. Anayasadan başka hiçbir yerden emir almayacaksınız.” diye konuştu.
357 hakim ve savcının ilk görev yeri belirlendi
Bakan Gül’ün ardından Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ile Danıştay Başkanı Zeki Yiğit de konuşma yaptı. Daha sonra kurayla mesleğe yeni başlayan 357 hakim ve savcının ilk görev yerleri belirlendi. Dönem birincilerine Yargıtay Başkanı Akarca, Danıştay Başkanı Yiğit ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin tarafından plaket verildi.
Ayrıca, kura töreninde, Adalet Bakanlığı tarafından teşkilatın her kademesinde görev yapan yargı mensubu ve personelin katılımıyla “2021 Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı”na özel hazırlanan klibin gösterimi yapıldı.
Törene, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Celal Mümtaz Akıncı, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili Mehmet Yılmaz, HSK ve yüksek yargı üyeleri, Adalet Bakan Yardımcıları da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan mesaj gönderdi
Kura töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gönderdiği mesaj okundu. Erdoğan, mesajında, şunları kaydetti:
“Kura çekerek görevlerine başlayacak olan değerli adli ve idari hakimlerimizle Cumhuriyet savcılarımızı tebrik ediyorum. Yeni hakim ve savcılarımızın katılımıyla adalet teşkilatımız daha da güçlenecektir. ‘Adalet mülkün temelidir’ sözünü meslek hayatlarının merkezine yerleştireceklerinden en küçük bir şüphe duymadığım hakim ve savcılarımızın özel hayatlarıyla da topluma örnek teşkil edeceklerine inanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin, hukuk devleti niteliğini bilfiil hayata geçirecek olan siz değerli hakim ve savcılarımıza görev yerlerinizde başarılar diliyorum.”