Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu tarafından düzenlenen, Bilgi Edinme Hakkı Ulusal Sempozyumu’nun açılışında konuştu.
Bilgi edinme hakkının, hukuk devletinin temel niteliğinin gereği olduğuna dikkati çeken Gül, “Çünkü hukuk devleti şeffaflıktır, hukuk devleti hesap verebilirliktir. Hukuk devleti demek, ülkedeki bütün vatandaşların yarınından, geleceğinden emin ve güvende hissettiği bir devlettir.” diye konuştu.
Hukuk devletinin, devletin rutininin her şartta amasız fakatsız gerçekleşmesi olduğunu belirten Gül, şunları kaydetti:
“Devlet rutin dışına çıkmaz. Devletin olağan zemini hukukun kendisidir. Hepimizin bildiği gibi eski Türkiye’de rutinin dışına çıkalım anlayışı sıradanlaşmıştı, daha da kötüsü, bu durum kanıksanmıştı. Oysa devletin rutini hukuktur, demokrasidir, amasız fakatsız bunu her zaman göstermesi temel görevidir. Kimini kılık kıyafetinden dolayı, kimini inancından dolayı, kimini etnik kimliğinden dolayı, kimini siyasi görüşünden dolayı ama herkesi bir şekilde suçlayan araçsal bir hukuk anlayışı vardı. Öyle bir dünyada bilgi edinme hakkı lükstü. Hak kelimesi bile lükstü. Kafka’nın dava romanındaki gibi, sistemin karanlık dehlizlerinde bir başına kalmış, soru soramayan, sorsa cevap bulamayan bir insan vardı. Bugün ise insanımızın önünü hukuk aydınlatıyor. Kamunun bütün faaliyetlerinde vatandaşlarımızın, faaliyetlerimizin teminatı hukuktur.”
“Bazıları hala eski Türkiye özlemi içinde”
Adalet Bakanı Gül, yeni Türkiye’de başka arayışlara, başka mülahazalara asla yer olmadığını belirterek artık Türkiye’de hiç kimsenin, inancından dolayı ötekileştirilmediğini söyledi. Abdulhamit Gül, şöyle devam etti:
“Artık Türkiye’de, hiç kimse kimliğinden dolayı hor görülemez, yaşam tarzından dolayı ayrımcılığa maruz bırakılamaz. Ama görüyoruz ki bazıları hala eski Türkiye’nin özlemi içerisinde. Eski Türkiye’nin adetlerini, alışkanlıklarını hortlatmak isteyenler, Kur’an kurslarına ‘Orta Çağ zihniyeti’ diyerek bunu hortlatmak isteyen bu çağdışı zihniyet, bu anlayış iyi bilmelidir ki o köprülerin altından çok sular aktı. Artık Türkiye, eski Türkiye değil. Gerek kimliğiyle gerek yaşam tarzıyla, gerek kılık kıyafetle ötekileştiren, dilinden, inancından, yaşam tarzından dolayı ötekileştiren korku siyaseti, jakoben bağnazlık maziye gömüldü.”
“Türkiye’de yaşanan köklü zihniyet değişiminden taviz vermeyiz”
Türkiye’yi artık hiç kimsenin eski Türkiye’ye dönüştüremeyeceğini, insan haklarını eskiye götürmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini ifade eden Gül, Türkiye’nin artık özgürlükleri koruyacak demokratik mekanizmalara sahip olduğunu kaydetti.
Bakan Gül, hiç kimsenin bu konuda vesayet ve eski Türkiye özlemi içerisine girmemesi gerektiğini söyleyerek “Milletimiz diyor ki sen benim vatandaşımın inancına, çocuklarımın hangi okula, kursa, eğitime devam edeceğine karışamazsın, sen benim adıma karar veremezsin. Hele hele bunları, bu tercihlerimi asla hor ve hakir göremezsin. Milletimizin yaklaşımı budur. Sayın Cumhurbaşkanı’mız liderliğindeki son 20 yıldaki devlet anlayışımız da hep bu yönde olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde Türkiye’de yaşanan bu köklü zihniyet değişiminden de taviz vermeye asla tahammül edemeyiz, buna asla izin veremeyiz.” diye konuştu.
“Hak ve özgürlükleri geliştirmek için ortak akılla çalışacağız”
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hak ve özgürlükleri geliştirmek için ortak akılla, hep birlikte çalışacaklarını, bu nedenle de insanı öncelemeye devam edeceklerini anlattı. Türkiye’nin referanslarını, “hukuk, demokrasi, özgürlük, değişimci ruhunu daha da ileriye taşımak, statükoya asla teslim olmama” şeklinde sıralayan Adalet Bakanı Gül, şunları söyledi:
“Bir gün bile ‘Rutin dışına çıksa ne olur.’ anlayışıyla ülkemizi nereye getirdikleri geçmişte hepimizin yaşadığı bir talihtir ama değil bir gün, bir saniye bile olsa rutin dışına çıkmayan, hukuk neyi emrediyorsa bunu gerçekleştiren ve daha fazla reformu hayata geçirmeye inanan bir siyaset anlayışıyla yolumuza devam ediyoruz. Bunun dışındaki hiçbir siyaset anlayışı, kabul edeceğimiz bir siyaset anlayışı değildir. Bu anlayışla da sonuna kadar nereden ve kimden gelirse gelsin mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu Başkanı Hasan Tahsin Fendoğlu da Kurul kararlarının bağlayıcı olduğunu, emsal kararları internet sitesinde yayınladıklarını belirterek, geçen iki yılda 4 bin karar verdiklerini bildirdi.